BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
1 sayfadaki 1 sayfası
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
EN AZINDAN
En azından üç dil bileceksin.
En azından üç dilde,
Ana avrat dümdüz gideceksin,
En azından üç dil bileceksin,
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin.
En azından üç dil,
Birisi ana dilin,
Elin ayağın kadar senin,
Ana sütü gibi tatlı,
Ana sütü gibi bedava,
Nenniler, masallar, küfürler de caba,
Ötekiler yedi kat yabancı,
Her kelime arslan ağzında,
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla,
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın,
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek,
Her kelimede bir kat daha artacaksın,
En azından üç dil bileceksin.
En azından üç dilde,
Canımın içi demesini,
Canım ağzıma geldi demesini,
Kırmızı gülün alı var demesini,
Nerden ince ise ordan kopsun demesini,
Atın ölümü arpadan olsun demesini,
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini,
İnsanın insanı sömürmesi,
Rezilliğin dik alası demesini,
Ne demesi be,
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin,
En azından üç dil bileceksin.
En azından üç dilde,
Ana avrat dümdüz gideceksin,
En azından üç dil,
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya,
Ne şu ne busun,
Oğlum Mernus,
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun...
ÇOK ŞÜKÜR
Kağıttan bir gemi yaptım küçücük
Ya 5 öpücük sığar içine
Ya 10 öpücük
Kız kardeşim
10 öpücük batar bu gemi dedi
Sen misin
15 öpücük
Anam sakın denize atma dedi
Doğru havuza
Sen misin
Doğru denize, Ama ıslanmasıyla batması bir oldu.
Bir gemi daha yaparım ne çıkar
Hem bu sefer öpücük yerine
Sunturlu birkaç küfür
Daha birkaç gemi yaparım
Çok şükür..
En azından üç dil bileceksin.
En azından üç dilde,
Ana avrat dümdüz gideceksin,
En azından üç dil bileceksin,
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin.
En azından üç dil,
Birisi ana dilin,
Elin ayağın kadar senin,
Ana sütü gibi tatlı,
Ana sütü gibi bedava,
Nenniler, masallar, küfürler de caba,
Ötekiler yedi kat yabancı,
Her kelime arslan ağzında,
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla,
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın,
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek,
Her kelimede bir kat daha artacaksın,
En azından üç dil bileceksin.
En azından üç dilde,
Canımın içi demesini,
Canım ağzıma geldi demesini,
Kırmızı gülün alı var demesini,
Nerden ince ise ordan kopsun demesini,
Atın ölümü arpadan olsun demesini,
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini,
İnsanın insanı sömürmesi,
Rezilliğin dik alası demesini,
Ne demesi be,
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin,
En azından üç dil bileceksin.
En azından üç dilde,
Ana avrat dümdüz gideceksin,
En azından üç dil,
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya,
Ne şu ne busun,
Oğlum Mernus,
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun...
ÇOK ŞÜKÜR
Kağıttan bir gemi yaptım küçücük
Ya 5 öpücük sığar içine
Ya 10 öpücük
Kız kardeşim
10 öpücük batar bu gemi dedi
Sen misin
15 öpücük
Anam sakın denize atma dedi
Doğru havuza
Sen misin
Doğru denize, Ama ıslanmasıyla batması bir oldu.
Bir gemi daha yaparım ne çıkar
Hem bu sefer öpücük yerine
Sunturlu birkaç küfür
Daha birkaç gemi yaparım
Çok şükür..
En son Admin tarafından Cuma Ağus. 06, 2010 11:18 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Geri: BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Doğan HIZLAN
dhizlan@hurriyet.com.tr
Bedri Rahmi Eyüboğlu’ya yakışmayan sergi
BEDRİ RAHMİ EYUBOĞLU’nun Levent’teki İş Bankası Kibele Sanat Galerisi’nde açılan Yaşasın Renk! Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975) başlıklı sergisini gezdim.
Çağdaş Türk resminin kurucularından, büyük ustalarından Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun sergisini, torunu Sabahattin Rahmi Eyuboğlu ile Ömer Faruk Şerifoğlu hazırlamış.
"Neyi hazırlamışlar?" sorusunun yanıtını bulamadım.
Sergi mekánına adım atar atmaz, düş kırıklığına uğradım.
Sanki büyük bir ressamın düzenlenmiş, özen gösterilmiş, emek verilmiş sergisi değil de, en iyimser yorumla müzayedeye çıkarılmış resimler toplamı, izlenimini edindim.
Yan yana, kronolojik sıra gözetildiği söylenen sergide bunu da pek fark edemedim.
Tabloların altındaki küçük yazılar, ancak eğilerek ve büyüteçle okunabiliyor.
Basına dağıtılan bültende şöyle bir paragraf vardı:
"Sergiye görkemli bir kitap eşlik ediyor.
Aile albümünden fotoğraflar dışında 300 kadar esere yer verilen kitap, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yaşamı ve sanatına dair genel bir perspektifi yanı sıra önemli ayrıntılara da dikkat çekiyor."
* * *
AÇILIŞTAN kısa bir süre sonra sergiye gittim, "görkemli kitap"ın bir çeviri yanlışlığı yüzünden geciktiği söylendi, ben de bu hatanın düzeltilip basılmasını bekledim, en sonunda öğrendim ki, "görkemli kitap"ın akıbeti belirsiz.
Sergiye açılışından kısa bir süre sonra gittiğim halde kataloğu bekliyordum, sonunda yazmaya karar verdim.
Sergiyi hazırlayanlar, daha önce Kibele Sanat Galerisi’nde açılan sergileri, yayınlanan kitapları, hiç mi görmediler.
İlk deneyimleri mi?
Yaşamıyla ilgili duvarlarda yer alması gereken yazıları aradı gözlerim.
Onun hakkında söylenen, yazılanlardan bir seçme yapılması gerekirdi.
Ayrıca Bedri Rahmi Eyüboğlu, bir yazardı, şairdi, kitapları da yayımlandı.
Onların da burada bulunması düşünülmeliydi.
Resim meraklıları o kitapları okuyabilirlerdi yeniden.
Daha önce iki ressam-yazarın sergileri açıldı, o çalışmalar, bu sergiyi hazırlayanlara örnek olabilirdi.
Onları taklit etselerdi sergi başarılı olabilirdi.
Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılan Abidin Dino. Bir Dünya sergisi ile, İstanbul Modern’de açılan Cihat Burak Retrospektif Sergisi’nden sonra, Bedri Rahmi Eyüboğlu’ya reva görülen bu baştan savmacılık doğrusu beni çok rahatsız etti.
* * *
GENE de, sergiye mutlaka gidin, diyeceğim.
Bu resim şölenini kaçırmayın.
24 Mayıs akşamına kadar, pazar-pazartesi hariç her gün saat 10.00 ile 19.00 arasında gezebilirsiniz.
Bu kadar çok Bedri Rahmi Eyüboğlu resmini bir daha nerede göreceksiniz.
dhizlan@hurriyet.com.tr
Bedri Rahmi Eyüboğlu’ya yakışmayan sergi
BEDRİ RAHMİ EYUBOĞLU’nun Levent’teki İş Bankası Kibele Sanat Galerisi’nde açılan Yaşasın Renk! Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975) başlıklı sergisini gezdim.
Çağdaş Türk resminin kurucularından, büyük ustalarından Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun sergisini, torunu Sabahattin Rahmi Eyuboğlu ile Ömer Faruk Şerifoğlu hazırlamış.
"Neyi hazırlamışlar?" sorusunun yanıtını bulamadım.
Sergi mekánına adım atar atmaz, düş kırıklığına uğradım.
Sanki büyük bir ressamın düzenlenmiş, özen gösterilmiş, emek verilmiş sergisi değil de, en iyimser yorumla müzayedeye çıkarılmış resimler toplamı, izlenimini edindim.
Yan yana, kronolojik sıra gözetildiği söylenen sergide bunu da pek fark edemedim.
Tabloların altındaki küçük yazılar, ancak eğilerek ve büyüteçle okunabiliyor.
Basına dağıtılan bültende şöyle bir paragraf vardı:
"Sergiye görkemli bir kitap eşlik ediyor.
Aile albümünden fotoğraflar dışında 300 kadar esere yer verilen kitap, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yaşamı ve sanatına dair genel bir perspektifi yanı sıra önemli ayrıntılara da dikkat çekiyor."
* * *
AÇILIŞTAN kısa bir süre sonra sergiye gittim, "görkemli kitap"ın bir çeviri yanlışlığı yüzünden geciktiği söylendi, ben de bu hatanın düzeltilip basılmasını bekledim, en sonunda öğrendim ki, "görkemli kitap"ın akıbeti belirsiz.
Sergiye açılışından kısa bir süre sonra gittiğim halde kataloğu bekliyordum, sonunda yazmaya karar verdim.
Sergiyi hazırlayanlar, daha önce Kibele Sanat Galerisi’nde açılan sergileri, yayınlanan kitapları, hiç mi görmediler.
İlk deneyimleri mi?
Yaşamıyla ilgili duvarlarda yer alması gereken yazıları aradı gözlerim.
Onun hakkında söylenen, yazılanlardan bir seçme yapılması gerekirdi.
Ayrıca Bedri Rahmi Eyüboğlu, bir yazardı, şairdi, kitapları da yayımlandı.
Onların da burada bulunması düşünülmeliydi.
Resim meraklıları o kitapları okuyabilirlerdi yeniden.
Daha önce iki ressam-yazarın sergileri açıldı, o çalışmalar, bu sergiyi hazırlayanlara örnek olabilirdi.
Onları taklit etselerdi sergi başarılı olabilirdi.
Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılan Abidin Dino. Bir Dünya sergisi ile, İstanbul Modern’de açılan Cihat Burak Retrospektif Sergisi’nden sonra, Bedri Rahmi Eyüboğlu’ya reva görülen bu baştan savmacılık doğrusu beni çok rahatsız etti.
* * *
GENE de, sergiye mutlaka gidin, diyeceğim.
Bu resim şölenini kaçırmayın.
24 Mayıs akşamına kadar, pazar-pazartesi hariç her gün saat 10.00 ile 19.00 arasında gezebilirsiniz.
Bu kadar çok Bedri Rahmi Eyüboğlu resmini bir daha nerede göreceksiniz.
Yaşadım
Yaşadım!
Erik ağaçları şahidimdir
Yıldızlar şahidimdir.
Yaşadım!
Avuçlarımın gücü yettiği kadar
Dağları, kadınları, meyveleri
Yaşadım!
İncirin dallarına yürüyen süt
Yonca tarlasından gelen nefes
Horozun ibiğinden damlayan kan
Yollar ve sevgili türküler şahidimdir.
Erik ağaçları şahidimdir
Yıldızlar şahidimdir.
Yaşadım!
Avuçlarımın gücü yettiği kadar
Dağları, kadınları, meyveleri
Yaşadım!
İncirin dallarına yürüyen süt
Yonca tarlasından gelen nefes
Horozun ibiğinden damlayan kan
Yollar ve sevgili türküler şahidimdir.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Can Eriği
Bir kelime buldum çın çın öter;
Adı candır.
Bir erik kopardım can dalından;
İçi can dolu,
Adı can, yaprağı can, lezzeti candır.
Bir gölge düştü önüme dedi ki:
Bir yüküm var benden ağır
Bir yüküm var beni taşır
Adı candır.
Toprak dedi ki:
Can Allahın yongasıdır
Fakat ben bir deri bir kemik
kaldım.
Bir de misafirim var adı candır.
Işık dedi ki:
Renklerden, kokulardan,
Seslerden önce koşup geldim
İnsanoğluna nur topu gibi
Bir müjde getirdim,
Adı candır.
Adı candır.
Bir erik kopardım can dalından;
İçi can dolu,
Adı can, yaprağı can, lezzeti candır.
Bir gölge düştü önüme dedi ki:
Bir yüküm var benden ağır
Bir yüküm var beni taşır
Adı candır.
Toprak dedi ki:
Can Allahın yongasıdır
Fakat ben bir deri bir kemik
kaldım.
Bir de misafirim var adı candır.
Işık dedi ki:
Renklerden, kokulardan,
Seslerden önce koşup geldim
İnsanoğluna nur topu gibi
Bir müjde getirdim,
Adı candır.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Karınca
ulan karınca
46'ncı kata nasıl çıktın
merdivenle mi
asansöre mi bindin?
ulan insan
kendini beğenmiş şaşkın
demek senin yaptığını
yapabildiğime şaştın
bahse girer misin her işte
karıncadan üstün olduğuna?
insan oğlu güldü
sonra 46'ncı katın
pencerelerinden birini açtılar
ikisi birden atladılar
insancık torba kağıdı gibi
patlayıverdi kaldırımda kan revan
karıncaya gelince acelesi yoktu
o daha 42'nci katın önündeydi.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
46'ncı kata nasıl çıktın
merdivenle mi
asansöre mi bindin?
ulan insan
kendini beğenmiş şaşkın
demek senin yaptığını
yapabildiğime şaştın
bahse girer misin her işte
karıncadan üstün olduğuna?
insan oğlu güldü
sonra 46'ncı katın
pencerelerinden birini açtılar
ikisi birden atladılar
insancık torba kağıdı gibi
patlayıverdi kaldırımda kan revan
karıncaya gelince acelesi yoktu
o daha 42'nci katın önündeydi.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Arkadaş Dökümü
Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız
Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun
Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur
Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz
Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
447 Tırnak Numaralı Beyaz At
Ama sen çoktan miadını doldurmuş
447 tırnak numaralı beyaz bir atmışsın
Ama senin iler tutar tarafın kalmamış artık
Ama sen tökezliyormuşsun
Sağ böğründe sızı sol böğründe yara
Üç buçuk senedir sakatmışsın
Ama seni insanca değil
Hayvanca değil
Bilmem nece yüklemişler
Vurmuşlar yokuşa
Ciğerlerin ateş alev tutuşa
Ama sen kaç defa artık yeter demişsin
Böyle yaşayacağına geber demişsin
Bir çifte bir çifte daha sallamışsın boşuna
Sonra boş bir çuval gibi yolun ortasına serilmişsin
Kaskatı kesilmişsin ama becerip ölememişsin
Gözlerinden yaş boşanmış: Ter demişler
İnim inim inlemişsin geber demişler
Derin derin çekince içini
Kalp musibet, eşekten beter demişler
Basmışlar kırbacı, muştayı, sopayı
Ne güçmüş haketmek Allahım bir avuç arpayı
Bel kemiğin çentik çentik
Külbastıya dönmüş sağrıların
Sen 447 tırnak numaralı beyaz bir atsın
Çoktan miadını doldurmuş
Kimin umurunda ağrıların
Ama yağmur yağıyormuş
Seller akıyormuş
Arab kızı damdan bakıyormuş
Seni görünce başlamış bağırmaya
Anne anneciğim nolursun
Şu ata söyle bana beyaz bir tay doğursun
Anası ömründe beyaz tay görmemiş
Arabacıya seslenmiş:
Bu atın tayı beyaz mı olur
Bir kadına bakmış arabacı bir ata
Bir tövbe estağfurullah çekmiş
Tayına, tavanına, kızına kısrağına
Beyaz atın tayı beyaz mı olur
Ah gözünü sevdiğim beyaz at
Hanım hanımcık taylardan vazgeç de başka bir şey doğur
İnsan gücünün başa çıkamayacağı
Bir milyar beygir kuvvetinde olsun
Bir tay ki yüreği taş kesilmiş insanlardan
Kahrolan sülalenin hesabını sorsun.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
447 tırnak numaralı beyaz bir atmışsın
Ama senin iler tutar tarafın kalmamış artık
Ama sen tökezliyormuşsun
Sağ böğründe sızı sol böğründe yara
Üç buçuk senedir sakatmışsın
Ama seni insanca değil
Hayvanca değil
Bilmem nece yüklemişler
Vurmuşlar yokuşa
Ciğerlerin ateş alev tutuşa
Ama sen kaç defa artık yeter demişsin
Böyle yaşayacağına geber demişsin
Bir çifte bir çifte daha sallamışsın boşuna
Sonra boş bir çuval gibi yolun ortasına serilmişsin
Kaskatı kesilmişsin ama becerip ölememişsin
Gözlerinden yaş boşanmış: Ter demişler
İnim inim inlemişsin geber demişler
Derin derin çekince içini
Kalp musibet, eşekten beter demişler
Basmışlar kırbacı, muştayı, sopayı
Ne güçmüş haketmek Allahım bir avuç arpayı
Bel kemiğin çentik çentik
Külbastıya dönmüş sağrıların
Sen 447 tırnak numaralı beyaz bir atsın
Çoktan miadını doldurmuş
Kimin umurunda ağrıların
Ama yağmur yağıyormuş
Seller akıyormuş
Arab kızı damdan bakıyormuş
Seni görünce başlamış bağırmaya
Anne anneciğim nolursun
Şu ata söyle bana beyaz bir tay doğursun
Anası ömründe beyaz tay görmemiş
Arabacıya seslenmiş:
Bu atın tayı beyaz mı olur
Bir kadına bakmış arabacı bir ata
Bir tövbe estağfurullah çekmiş
Tayına, tavanına, kızına kısrağına
Beyaz atın tayı beyaz mı olur
Ah gözünü sevdiğim beyaz at
Hanım hanımcık taylardan vazgeç de başka bir şey doğur
İnsan gücünün başa çıkamayacağı
Bir milyar beygir kuvvetinde olsun
Bir tay ki yüreği taş kesilmiş insanlardan
Kahrolan sülalenin hesabını sorsun.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz