HECE ÖLÇÜSÜ
1 sayfadaki 1 sayfası
HECE ÖLÇÜSÜ
Hece ölçüsü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Türkçe’de heceler uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı değerdedir. Bu yapısal özellik şiirde hece ölçüsünün kolayca kullanılmasına imkân verir. İlk yazılı Türk edebiyatının ürünleri olarak bilinen Göktürk Yazıtları’nda şiir bulunmamasına rağmen şiirsel özellikler taşıyan ve hece ölçüsüne uyan bölümler vardır. Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lugati’t Türk eserindeki şiirler de hece ölçüsüyle yazılmışlardır. Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra divan edebiyatı ve aruz ölçüsünün yaygınlaşması hece ölçüsünün yalnızca tekke ve aşık edebiyatına özgü bir ölçü olmasına yol açtı.
Hece ölçüsünde kalıbı dizelerdeki hecelerin sayısı belirler. Her dizesinde 11 hece bulunan bir şiirin kalıbı "11’li hece ölçüsü" olarak gösterilir. Bir hecenin belli bölümlere ayrılmasına "durgulanma", bu bölümlerin okuma sırasında hafifçe durularak vurgulanan yerlerine de "durak" denir. Kalıplar 2’liden başlayarak 20’lilere kadar çıkar. Az heceli, yani 2’liden 6’lıya kadar kalıplar tekerleme, atasözü, bilmece gibi ürünlerin şiirsel parçalarında uyum öğesi olarak yer alır? Bu tür kısa kalıpların durakları dizenin sonundadır.
Hece ölçüsünde durağın önemi büyüktür. Bir kalıp en az 2, en çok 5 duraklı olabilir. Bir durakta bulunan hece sayısı ise 1 ile 10 arasında değişir. Hece kalıpları duraklar ve duraklardaki hece sayıları bakımından bölümlenir. Bu kalıplar içinde en çok kullanılanlar 7’li, 8’li, 11’li ve 14’lü olanlardır. 7’li ölçü daha çok mani türünde kullanılmıştır. 8’li kalıp semai, varsağı, destan ve türkülerin ölçüsüdür. 11’li ölçü ise başta koşma ve destan olmak üzere aşık ve tekke debiyatı şiirlerinde kullanılmıştır. 14’lü hece ölçüsüne ise daha çok tekke şiiri ve çağdaş Türk şiirinde rastlanır.
Hece vezninde duraklar, kelimeleri ortalarından kesemedikleri için (aruz vezninde ise önemli olan kelimelerin bitimi değil, hecelerin uzunluğu kısalığıdır), hece vezninde durak yerlerinin tâyininde şu kurallara rastlanır:
1 - Hece sayısı az olan kalıplar: Bunlar, 4–8 heceli mısralardan meydana gelmiştir. 4+3, 3+4 duraklı ve tamamı duraksız 7 heceli mısralardan meydana gelebildikleri gibi; 4+4 duraklı ve duraksız 8 heceli mısralardan meydana gelmiş olabilirler: Bu yol/uzaktır 2+3=5
Geçidi/çoktur 3+2=5
Yunus Emre
Sen de bir/geminin 3+3=6
Yolcusu/değilsin 3+3=6
Serde gençlik varken 6 (duraksız)
Cahit Sıtkı
Yıldızların/korkarım 4+3=7
Düştüğü/yerdesiniz 3+4=7
Geçen dakikalarım 7 (duraksız)
Necip Fazıl
Yâr ismini/desem olmaz 4+4=8
Düşer dillere dillere 8 (duraksız)
Emrah
2 - Hece sayısı çok olan kalıplar : Bunlar, 6+4, 4+4 + 3 şeklinde duraklı olan ya da duraksız olan heceli kalıplar; 6+6, 7+5 şeklinde duraklı yada duraksız olan 12 heceli kalıplar; 4+4+5 duraklı olan 13 heceli kalıplar; 7+7 duraklı olan 14 heceli kalıplar; 4+4+ 4+3 şeklinde duraklı olan 15 heceli kalıplar; 4+4+4+4 şeklinde duraklı olan 16 heceli kalıplar şekillerinde olabilir.
Yine doldu / gemimizin / arması.
Bizim gemi / martı gibi pek oynak (11)
Enis Behiç
Yayla çiçeğini / gördüm baharın
İçtim sularından / eriyen karın
Ömer Bedrettin
Enginleri dinliyor / yalnız kenarda
Sararmış bahçesiyle / viran bir yalı (12)
Faruk Nafiz
Sonra yine tiren sesi / yine yolculuk
Her dakika karşımızda / yeni bir ufuk (13)
Kemalettin Kamu
Başka sanat bilmeyiz / karşımızda
dururken
Söylenmemiş bir masal / gibi Anadolu muz (14)
Faruk Nafiz
Bırak beni haykırayım / Susarsam
Sen / matem et
Unutma ki / şairleri haykırmayan / bir
millet
Sevenleri / toprak olmuş / öksüz çocuk
gibidir (15)
Mehmet Emin
Çıktım bugün / güzellerin / gözlerinde / seyahate
Bu yolculuk / bilmem nasıl / erecekti / nihayete (16)
Orhan Seyri
Türk edebiyatında, millî vezin özelliğinde olan hece vezni, Türk diline ve edebiyatına yabancı medeniyetlerin etki yapmadığı devirlerde kullanılmış,
Türklerin İslâmlığı kabul etmelerinden sonra ise, hece vezni yerine Arap ve Fars edebiyatlarında kullanılan aruz , vezni kullanılmağa başlanmıştır. Fakat, aydınların meydana getirdiği bu yeni edebiyatın yanı sıra, halk şairleri, eski Türk vezni olan hece veznini kullanmağa devam etmişlerdir. Bu sebeple, aydınların meydana getirdiği ve “Divan edebiyatı” denen aruz vezninin kullanıldığı ve halk şairlerinin yürüttüğü “Halk edebiyatı” adı verilen millî edebiyatımız, yüzyıllarca, iki kol hainde yürümüştür.
Ancak, XIX. yüzyılın sonlarına doğru ve XX. yüzyılın başlarında, eser vermeğe başlayan ve aydın kolu temsil eden şairler tarafından (Mehmet Yurdakul, Rıza Tevfik, Ziya Gökalp). Halk edebiyatımızın yanı sıra aydın edebiyatımızda da hece vezni kullanılmağa başlanmıştır. Hece vezni, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra daha canlı bir özellik kazanmış, Cumhuriyet devrinde yetişen şairler tarafından da yeni ahenk imkânlarına kavuşmuştur.
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Türkçe’de heceler uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı değerdedir. Bu yapısal özellik şiirde hece ölçüsünün kolayca kullanılmasına imkân verir. İlk yazılı Türk edebiyatının ürünleri olarak bilinen Göktürk Yazıtları’nda şiir bulunmamasına rağmen şiirsel özellikler taşıyan ve hece ölçüsüne uyan bölümler vardır. Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lugati’t Türk eserindeki şiirler de hece ölçüsüyle yazılmışlardır. Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra divan edebiyatı ve aruz ölçüsünün yaygınlaşması hece ölçüsünün yalnızca tekke ve aşık edebiyatına özgü bir ölçü olmasına yol açtı.
Hece ölçüsünde kalıbı dizelerdeki hecelerin sayısı belirler. Her dizesinde 11 hece bulunan bir şiirin kalıbı "11’li hece ölçüsü" olarak gösterilir. Bir hecenin belli bölümlere ayrılmasına "durgulanma", bu bölümlerin okuma sırasında hafifçe durularak vurgulanan yerlerine de "durak" denir. Kalıplar 2’liden başlayarak 20’lilere kadar çıkar. Az heceli, yani 2’liden 6’lıya kadar kalıplar tekerleme, atasözü, bilmece gibi ürünlerin şiirsel parçalarında uyum öğesi olarak yer alır? Bu tür kısa kalıpların durakları dizenin sonundadır.
Hece ölçüsünde durağın önemi büyüktür. Bir kalıp en az 2, en çok 5 duraklı olabilir. Bir durakta bulunan hece sayısı ise 1 ile 10 arasında değişir. Hece kalıpları duraklar ve duraklardaki hece sayıları bakımından bölümlenir. Bu kalıplar içinde en çok kullanılanlar 7’li, 8’li, 11’li ve 14’lü olanlardır. 7’li ölçü daha çok mani türünde kullanılmıştır. 8’li kalıp semai, varsağı, destan ve türkülerin ölçüsüdür. 11’li ölçü ise başta koşma ve destan olmak üzere aşık ve tekke debiyatı şiirlerinde kullanılmıştır. 14’lü hece ölçüsüne ise daha çok tekke şiiri ve çağdaş Türk şiirinde rastlanır.
Hece vezninde duraklar, kelimeleri ortalarından kesemedikleri için (aruz vezninde ise önemli olan kelimelerin bitimi değil, hecelerin uzunluğu kısalığıdır), hece vezninde durak yerlerinin tâyininde şu kurallara rastlanır:
1 - Hece sayısı az olan kalıplar: Bunlar, 4–8 heceli mısralardan meydana gelmiştir. 4+3, 3+4 duraklı ve tamamı duraksız 7 heceli mısralardan meydana gelebildikleri gibi; 4+4 duraklı ve duraksız 8 heceli mısralardan meydana gelmiş olabilirler: Bu yol/uzaktır 2+3=5
Geçidi/çoktur 3+2=5
Yunus Emre
Sen de bir/geminin 3+3=6
Yolcusu/değilsin 3+3=6
Serde gençlik varken 6 (duraksız)
Cahit Sıtkı
Yıldızların/korkarım 4+3=7
Düştüğü/yerdesiniz 3+4=7
Geçen dakikalarım 7 (duraksız)
Necip Fazıl
Yâr ismini/desem olmaz 4+4=8
Düşer dillere dillere 8 (duraksız)
Emrah
2 - Hece sayısı çok olan kalıplar : Bunlar, 6+4, 4+4 + 3 şeklinde duraklı olan ya da duraksız olan heceli kalıplar; 6+6, 7+5 şeklinde duraklı yada duraksız olan 12 heceli kalıplar; 4+4+5 duraklı olan 13 heceli kalıplar; 7+7 duraklı olan 14 heceli kalıplar; 4+4+ 4+3 şeklinde duraklı olan 15 heceli kalıplar; 4+4+4+4 şeklinde duraklı olan 16 heceli kalıplar şekillerinde olabilir.
Yine doldu / gemimizin / arması.
Bizim gemi / martı gibi pek oynak (11)
Enis Behiç
Yayla çiçeğini / gördüm baharın
İçtim sularından / eriyen karın
Ömer Bedrettin
Enginleri dinliyor / yalnız kenarda
Sararmış bahçesiyle / viran bir yalı (12)
Faruk Nafiz
Sonra yine tiren sesi / yine yolculuk
Her dakika karşımızda / yeni bir ufuk (13)
Kemalettin Kamu
Başka sanat bilmeyiz / karşımızda
dururken
Söylenmemiş bir masal / gibi Anadolu muz (14)
Faruk Nafiz
Bırak beni haykırayım / Susarsam
Sen / matem et
Unutma ki / şairleri haykırmayan / bir
millet
Sevenleri / toprak olmuş / öksüz çocuk
gibidir (15)
Mehmet Emin
Çıktım bugün / güzellerin / gözlerinde / seyahate
Bu yolculuk / bilmem nasıl / erecekti / nihayete (16)
Orhan Seyri
Türk edebiyatında, millî vezin özelliğinde olan hece vezni, Türk diline ve edebiyatına yabancı medeniyetlerin etki yapmadığı devirlerde kullanılmış,
Türklerin İslâmlığı kabul etmelerinden sonra ise, hece vezni yerine Arap ve Fars edebiyatlarında kullanılan aruz , vezni kullanılmağa başlanmıştır. Fakat, aydınların meydana getirdiği bu yeni edebiyatın yanı sıra, halk şairleri, eski Türk vezni olan hece veznini kullanmağa devam etmişlerdir. Bu sebeple, aydınların meydana getirdiği ve “Divan edebiyatı” denen aruz vezninin kullanıldığı ve halk şairlerinin yürüttüğü “Halk edebiyatı” adı verilen millî edebiyatımız, yüzyıllarca, iki kol hainde yürümüştür.
Ancak, XIX. yüzyılın sonlarına doğru ve XX. yüzyılın başlarında, eser vermeğe başlayan ve aydın kolu temsil eden şairler tarafından (Mehmet Yurdakul, Rıza Tevfik, Ziya Gökalp). Halk edebiyatımızın yanı sıra aydın edebiyatımızda da hece vezni kullanılmağa başlanmıştır. Hece vezni, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra daha canlı bir özellik kazanmış, Cumhuriyet devrinde yetişen şairler tarafından da yeni ahenk imkânlarına kavuşmuştur.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz