Türk Ordu Komutanlarının Giremediği İncirlikte Neler Oluyor?
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA
1 sayfadaki 1 sayfası
Türk Ordu Komutanlarının Giremediği İncirlikte Neler Oluyor?
DEGERLI ARKADASLAR Türk ordu komutanının giremediği İncirlik'te neler oluyor..? Doksan yıl önce Çanakkale'den giren Alman Goben ve Braslav (Yavuz ve Midilli) zırhlılarının başımıza ördüğü çorabı ve yıkımı hepimiz biliyoruz. Bugün Türkiye içinde ABD tarafından kurtarılmış bölge olarak Türkiye aleyhine çeşitli senaryolar üreten, dolaplar çeviren, NATO'da kendi kapitalist düzenini Marksizm fobisine karşı korumada en etkin biçimde kullandığı Türk askerinin başına çuval geçiren ABD'nin İncirlik'i ne şekilde kullandığını her Türk vatandaşı bilmek zorundadır. Aşağıdaki yazı Sayın Serdar Kuru'nun üyesi olduğu öbeklere gönderdiği bir yazıdır. Bu yazı ABD'den her türlü kötülüklerin beklendiği bu dönemde kuşkularımızda ne kadar haklı olduğumuzu gözler önüne sermektedir. Biz toplum olarak güçlü bir düşünce yapısına sahip olursak başımızdaki yönetim de bizim için, ülke için o kadar sağlıklı kararlar alabilir. ************************************************************ Amerikanın görevden alınan elçisi Edelman giderayak İncirlik üssüne özel bir ziyaret gerçekleştirdi ve bu ziyaretinde ona senatör James Inhofe eşlik ediyordu. Edelmanın kim olduğu zaten malum ama mihmandarlık yaptığı senatör Inhofenin tam da İncirlik tartışmalarının olduğu bir ortamda üsse ziyaret yapması oldukça ilginç. Senatör Inhofe Amerikanın en önde gelen fanatik Hıristiyan şahinlerindendir. Amerikan senatosundaki silahlı kuvvetler komisyonunda görev yapan Inhofe pek çok konudaki fanatik görüşleriyle tanınır. Mesela Amerikan şirketlerinin gökyüzüne bastıkları zehirli gazlar yüzünden açılan ozon deliği ve küresel ısınma gibi kavramlar senatör Inhofe için “Amerikan sanayisini çökertmek için uydurulmuş komplo teorisidir”. Bu senatör Guantanamo toplama kampında yapılan insan hakları ihlallerini soruşturmak için kurulan komisyonda da söz alarak “ortada insan hakları ihlali falan yok” demiş ve dünyanın gösterdiği tepkileri “aşırı bulduğunu” belirtmiştir. Bu Inhofe denen adam 2002 senesinde Irak işgalini savunan bir konuşma yaparak tüm senato önünde şu lafları edebilmiştir “ Ortadoğu’da İsrail’i desteklemeliyiz çünkü Tanrı öyle söylüyor, İncil’e bakın. Ortada siyasi bir mesele yoktur bu Tanrının sözünün doğru olduğunu ispatlamak için yapılan bir mücadeledir.” Fanatikliğini koca senato önünde bile rahatça ifşa edebilen bu adam İncirlikte ne arıyor olabilir acaba ? Buna cevap bulmak için Inhofeyi incelemeye devam edelim. James Inhofe Amerikanın en gerici yerlerinden biri olan Tulsada büyüdü. Amerikan Presbiteryen Kilisesinin işlettiği Tulsa üniversitesinden mezun olduktan sonra 1955-56 arasında Amerikan ordusunda görev yaptı. Askerden gelince Amerika’daki fanatik Hristiyan tarikatlarından Quakerlara ait bir hayat sigortası şirketinin başına geçti. 1960’lı yıllarda da Oklahomada politikaya atıldı ve bir süre memleketi Tulsada belediye başkanlığı yaptıktan sonra Kongreye girdi. Tüm siyasi hayatı boyunca Cumhuriyetçilerin en aşırı ve fanatik kanadında yer alan James Inhofe bu çizgide yer alan pek çok örgütünde üyesi. Amerikanın işgal politikalarının ideolojik altyapısının çizildiği düşünce kuruluşu “Center for Security Policy” bunlardan biri. Northrop ve Lockheed silah şirketlerinin sponsoru olduğu bu düşünce kuruluşunda Perle,Rumsfeld ve Douglas Feith gibi tescilli şahinlerle birlikte yer alan Inhofe Irak işgalinin de mimarlarından sayılabilir. Senatör Inhofe aynı zamanda Amerikan aşırı sağına insan kaynağı sağlamakla görevli ve şu ana kadar 40 binden fazla fanatik Hıristiyan genci Amerikan siyaseti için eğitip onları gerekli pozisyonlara yerleştirmiş Leadership Institute adındaki kurumun duayenlerinden. Kısacası Amerika’da şahin ve saldırgan politikacı dediğiniz zaman ilk akla gelenlerden biri James Inhofe. Şimdi şöyle bir arkamıza yaslanıp beraberce düşünelim. Amerikanın Büyük Ortadoğu projesinde ana lojistik üs olarak kullanmak istediği ve büyük olasılıkla İran’a yönelik işgal operasyonunda büyük rol oynamasını planladığı İncirlik üssüyle alakalı tartışmalar sürerken ve AKP hükümeti kamuoyuna bu taleplere direndiği imajını vermekteyken Edelmanın koluna James Inhofe gibi bir adamı takıp üssün içinde saatlerce incelemelerde bulunması ve muhtemelen üssün büyütülmesi planlarını Amerikan subaylarıyla görüşmesi ne anlama gelmektedir ? Yoksa bizler tartışmalarla uyutulurken Amerika’yla anlaşma sağlanmış ve iş üssün büyütme çalışmalarına başlanması aşamasına mı gelmiştir ? Türk milletini Ortadoğu da Amerikanın yarı beline kadar battığı bataklığa sürmenin hiçbir makul gerekçesi yoktur ve olamaz. Bu konularda açıklama bekliyoruz. James Inhofe ve Edelman İncirlikte ne aramaktadırlar ve bu ikili Ankara’da gizli görüşmeler yapmışlar mıdır? Türk milletinin en kritik döneminde bunu bilmeye hem de acilen bilmeye hakkı vardır. Ortadoğu işgali projesinde Amerika ile işbirliği yapmaya niyetlenenler olası bir Amerikan yenilgisinde kendilerinin de Sam amcayla beraber batacağının farkına bir an önce varmalıdırlar ve esas sorumluluklarının Türk milletine olduğunu artık anlamaları lazımdır. Sevgilerimle Serdar Kuru TURK GENERALININ GIREMEDIGI INCIRLIK'TE NELER OLUYOR...? |
ABD BOĞAZDA TAKILDI
ABD Boğaz'a takıldı kaldı! ABD, Gürcistan'a insani yardım amaçlı donanma gemilerini Karadeniz'e gönderme amacıyla Türkiye'den izin bekliyor.. Amerikan CNN televizyonu, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'dan bir yetkilinin, ABD'nin, insani yardım amaçlı donanma gemilerini Karadeniz'e gönderme amacıyla Türkiye'den izin almak üzere görüşmeler yaptığını söyledi. CNN televizyonunun haberine göre, Pentagon yetkilisi, ''ABD, insani yardım amacıyla Karadeniz'e donanma gemilerini göndermede izin için şimdi Türkiye ile görüşüyor'' dedi. Habere göre, Türkiye'den izin çıktığı takdirde, iki donanma gemisinin Karadeniz'e gönderilmesine ilişkin duyuru resmen yapılacak. Bu duyurunun hemen yarın çıkabileceği de haberde belirtildi. CNN Pentagon muhabiri, bu gemilerin insani yardım amacı taşıdığı ancak bir bakıma, ''askeri mesaj'' vereceği yorumunu da yaptı. ABD'de McClatchy gazeteler grubu ABD'nin iki donanma gemisinin Boğazlardan geçişi için izin istediğini ve Türkiye'nin izin vermediğini iddia etmişti. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği basın sözcüsü Kathy Schallow, ABD'nin Türkiye'den henüz böyle bir izin talebinde bulunmadığını belirtmişti. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ (IMG:https://2img.net/r/ihimizer/img137/2928/boazkrizidnyaysarsyoroa5.jpg) .....Boğaz Krizi Dünyayı Sarsıyor NATO'nun Brüksel toplantısı karıştı. ABD, Karadeniz'de sürekli NATO deniz gücü istiyor. Türkiye, Montrö anlaşmasını delmek istemiyor. Babacan, İstanbul'daki zirveyi bırkıp, apar topar Brüksel'e gitti. Gürcistan’ın Rusya ile Güney Osetya üzerinde yaşadığı tartışma, Türkiye’yi zor durumda bıraktı. ABD, uzun zamandır Karadeniz’e bir NATO deniz gücü yollanması için bastırıyordu. ABD’nin planı, Akdeniz’de NATO’nun halen kaçakçılık ve terörizme karşı sürdürdüğü deniz devriye görevinin bir benzerinin de Karadeniz’de oluşturması idi. Özellikle Bulgaristan ve Romanya’nın büyük destek verdiği bu ABD fikrine, NATO içinde bir tek Türkiye karşı çıkıyordu. Türkiye, "Karadeniz’de NATO gücünü gerektirecek ölçüde güvenlik sorunu yok" tezini işliyor, üstelik Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin kurdukları deniz gücü Blackseafor’un devriye görevini gördüğünü vurguluyordu. ASIL SIKINTI MONTRÖ Türkiye’nin NATO gücüne karşı çıkmasının asıl nedeni ise, bu gücün Boğazlar’daki Türk egemenliğini garantiye alan 1936 tarihli Montrö sözleşmesinin delinmesi anlamına gelmesi idi. Montrö sözleşmesine göre, Karadeniz’e kıyıdaş olmayan ülkelerin Karadeniz’de aynı anda bulundurabileceği donanma gemilerinin ağırlığı 45 bin tonu aşamıyor. Oysa bir NATO deniz gücü, bu maddenin açık ihlali anlamına geliyor. Ankara, Montrö’nün bir tek maddesinin delinmesinin bile, tüm sözleşmenin "tartışmaya açılması", hatta Türkiye’nin Boğazlar’daki egemenliğinin sorgulanmasına kadar gidebilecek bir süreci başlatmasından endişe ediyor. BABACAN’IN EN ZOR TOPLANTISI Ankara, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın bugün Brüksel’de katılacağı NATO toplantısında, bu konunun da gündeme gelmesini bekliyor. Ancak şimdiye kadar işlenen "Karadeniz güvenli, NATO gücüne gerek yok" tezi, Rusya’nın Gürcistan’la yaşadığı Güney Osetya savaşı nedeniyle artık geçersiz kaldı. Diplomatik kaynaklar, ABD’nin Brüksel toplantısında NATO gücü için tüm gücüyle bastıracağını, diğer NATO ülkelerinin de desteğini sağlayacağını kaydediyorlar. Bu durumda, Boğazlar üzerindeki egemenliğini koruyabilmek için Karadeniz’e NATO’yu sokmak istemeyen Türkiye’nin, "tek başına kalacağı" ve büyük baskı yaşayacağı ifade ediliyor. Türk diplomatlar, şimdi ABD baskısını yenmek için, formül arıyorlar. Nitekim, İstanbul’daki Afrika zirvesinde konuk 50 dışişleri bakanını bizzat ağırlaması gereken Dışişleri Bakanı Ali Babacan da, NATO toplantısının "kritikliği" nedeniyle apar topar Brüksel’e gitti. |
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz