ZEKAKÜBÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Üçüncü Dünya Savaşı Türkiyeden Çıkabilir

Aşağa gitmek

Üçüncü Dünya Savaşı Türkiyeden Çıkabilir Empty Üçüncü Dünya Savaşı Türkiyeden Çıkabilir

Mesaj  Eray ÖNELÇİN Cuma Ocak 08, 2010 1:47 pm

Kaynak: Le Monde / Guillaume Perrier


Türkiye, son ve büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor. Bu ülke korkulduğu gibi ırka ya da dine dayalı bir bölünme yaşamadı.

Daha korkunç ve daha temel bir bölünmeye gidiyor. Cumhuriyet boyunca süren "kültürel bölünme".

Bu artık iyice keskinleşti.

Şimdi bir yanda, ayakkabılarını sokak kapısı önünde çıkaran, kadınları başı örtülü, erkekleri sokağa pijamayla da çıkabilen, erkek çocukları kahveye giden, kız çocukları tam bir baskı altında yaşayan, türkü ile arabesk arası bir müzikten hoşlanan, futbol izleyen, belki de hiç kitap okumamış, hiç dans etmemiş, hiç karı koca birlikte yemeğe gitmemiş, hiç tiyatro seyretmemiş, iyi eğitim alamamış, dini inançları kuvvetli, kalabalık, bir kitle var.

Diğer yanda ise kız lisesi-kolej yelpazesinde eğitim görmüş, en azından bir düğün salonunda ya da kolej partisinde dans etmiş, sinemaya giden, çok fazla olmasa da kitap okuyan, müzik zevki pop şarkılarla klasik müzik arasında dolaşan, evi nispeten daha zevkli döşenmiş, kızlarının flörtüne göz yuman, kadınları modern görünümlü, şarabın kalitesinden pek anlamasa da kadın erkek bir arada içki içebilen, gazetelere bakan, magazin haberlerini izleyen, kendini birinci gruba kıyasla çok gelişmiş hisseden, entelektüel düzeyi çok yüksek olmasa da, bati standartlarına yakın bir grup var.

Bu iki grubun yaşam tarzı birbirinden kopuk.

Onları, batı’daki sınıflar arasında ortak zevk alanları yaratan kilise müziği, dini resimler, incil’in sinemalara bile yansımış hikayeleri gibi birleştirici kültürel zeminler yok.

Hayatları, zevkleri, inanışları birbirinden çok farklı. Hatta birbirine düşmanca.

Birinci grup Cumhuriyet boyunca horlanmış, aşağılanmış, itilip kakılmış. Şimdi bu grup siyasal olarak örgütlendi. Kalabalıklar. Ve her seçimi kazanacak siyasi bir güçleri var artık.

İkinci grup ise azınlıkta. Ve artık bir daha seçim kazanma ihtimalleri yok. Bu noktada da tarihi bir paradoks ortaya çıkıyor.

Daha batılı olan "ikinci grup", batınin siyasi değerlerini kabul ederse bir daha asla iktidarı ele geçiremeyeceğini bildiği için git gide batı’ya ve batı'nin demokratik değerlerine düşman oluyor

Yaşam tarzı olarak batı’ya düşman olan kesim ise iktidarı ancak batı'nin kriterlerini kabul ederek ele geçirebileceğini bildiği için batıyla ilişileri geliştirmek ve demokrasiyi kabullenmek istiyor.

Bu kültürel parçalanmada "ordu" önemli bir role sahip.

Eğer, birinci grubu desteklerse ve batının demokrasisi burada kabul görürse, ordu da iktidarını kaybedecek.

Aslında birinci grubun çocuklarından oluşan ordu, kendi iktidarını sürdürebilmek için, kendisine benzemeyen ikinci grupla işbirliği yapıyor. Bir anlamda kendi köklerine ihanet ediyor.

Bu iki grup siyasi iktidar için son kez çarpışmak üzere hareketlenmiş gözüküyorlar.

Birinci grup ekonomik olarak da güçlü artik, Anadolu'da üretim yapıyor, "devletle" arası iyi olmadığı için malını dış dünyaya satıyor. Para kazanıyor. Siyasi örgütünü destekliyor.

İkinci grup ise parasal olarak da kuvvetli değil artik. Mevcut iktidarın da baskısıyla giderek ekonomik kazanımlarını kaybediyor.

Dış dünyayla iş yapan, didardan borçlanan büyük burjuvazi, Türkiye’nin ancak demokrasiyle normalleşebileceğine inanan entelektüel kesim, devletin yapısının değişmesi ve dünyayla bütünleşmesi gerektiğini düşünen bir grup bürokrat, birinci grubun destekçileri.

Yargı, ordu, bürokrasinin önemli bir kısmı ikinci grubun arkasında.

İkinci grup, siyasetle, demokrasiyle iktidarı elinde tutmasının mümkün olmadığını kavradığından simdi siyaset ve demokrasi dışında bir çözümün peşinde.

Cumhurbaşkanı seçimi kavganın keskinliğini ve iki tarafın niyetlerini açıkça ortaya koydu.

Ordu destekli ikinci grup artık seçim de istemiyor.

Ve darbe söylentileri gittikçe artıyor.

Cuntalardan söz ediliyor. Peki, darbe olursa ne olur?

Yaşam tarzı batı’ya daha yakın olan grup orduyla birlikte iktidara gelir ve batının desteğini kaybeder.

Avrupa buna kesinlikle karşı çıkar.

Amerika her zamanki pragmatizmiyle, Kuzey Irak ve Ortadoğu politikalarını desteklemesi karşılığında darbeyi kabullenebilir aslında. Ama Amerika’nın önünde de ciddi bir engel var. "Demokrasi getireceğim" diye Irak’ı işgal eden bir ülke, dünyaya ve kendi kamuoyuna Türkiye’deki "darbeyi" niye desteklediğini açıklayamaz. Ve Irak faciasından sonra ikinci bir "zorlamayı" gerçekleştirecek gücü yok. İstese de istemese de darbeye karşı çıkacak.

Silahını ve parasını batı’dan alan bir ordu ve ülke, Batı’dan koptuğunda ne yapacak?

Sanırım uzun zamandır bunu düşünüyorlar ve korkarım bunun cevabını buldular.

Türkiye’de darbe olursa, tarihte bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş yeni bir oluşumla karşılaşacak dünya.

Türkiye, olası bir darbeden sonra, Rusya ve İran’la ortaklık kurmak isteyecek.

Silahı, enerjiyi ve parayı bu iki ülkeden alacak.

Rusya'yla İran’ın elindeki doğal gaz, petrol ve nükleer güç, Türkiye’yi ayakta tutmaya yeter.

Ama Rusya-Türkiye- İran bloğu dünyanın bütün dengelerini değiştirir..

Ortadoğu’nun kontrolünü tümüyle ele geçirir.

Avrupa’yı küçük kıtasına hapseder.

Kafkaslar'ı, Afganistan’ı, Pakistan’ı kendi gücüne katar.

Müslüman dünyayla yakın bir ilikşi kurar.

Petrol kaynaklarına egemen olur.

Çin'le işbirliği yapabilir.

Bu gelişme, Avrupa, Amerika ve biraz da Japonya'dan oluşan "Batı"nın dünyadaki etkinliğini inanılmaz bir biçimde azaltır.

Yeni blok asker, enerji ve para açısından çok güçlenir. Böylece, Türkiye’deki çatlama dünyada büyük bir çatlamaya yol açar.

Eğer Üçuncu Dünya Savaşı çıkacaksa, sanırım, bu çatlamadan çıkar.

"Asla böyle bir şey olmaz" diyebilirsiniz. ..

Niye olmayacağına dair elinizde çok kuvvetli veriler varsa, söyleyin.

Ama, ya olursa... Ki bana çok mümkün geliyor. O zaman ne yapacaksınız?

Buğun Türkiye’de kamplaşan ve bölünen insanların da...

Türkiye’yi Avrupa dışına itmeye çalışan, eski bir imparatorluk olmanın bir yanıyla çok görkemli, bir yanıyla çok zayıf mirasına sahip olan bir ülkeye küstahça davranan, işbirliği yerine "Başöğretmenlik" yapmaya kalkan Avrupa’nın da...

Türkiye politikasında "ikili" oynayıp, kurnazlık ettiğini sanan Amerika’nın da...

Bu senaryoyu bir düşünmesini isterim doğrusu.

Türkiye’de yaklaştığı görülen kanlı bir çatışmanın bütün dünyayı yakması sandığınız kadar uzak bir ihtimal değil.

Hiç unutmayın ki ilk dünya savaşı tek bir tabancanın patlamasıyla başlamıştı
Eray ÖNELÇİN
Eray ÖNELÇİN

Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 02/11/09
Yaş : 70
Nerden : Osiris Gezegni

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz