ZEKAKÜBÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

JOHANNA SCHOPENHAUER'İN OĞLUNA MEKTUBU

Aşağa gitmek

JOHANNA SCHOPENHAUER'İN  OĞLUNA MEKTUBU Empty JOHANNA SCHOPENHAUER'İN OĞLUNA MEKTUBU

Mesaj  Admin Çarş. Mayıs 24, 2017 3:16 pm

JOHANNA SCHOPENHAUER'İN  OĞLUNA MEKTUBU 18671010

Anne Johanna Schopenhauer'ın, oğlu Arthur Schopenhauer ile aralarındaki ilişkiyi sonsuza dek bitiren mektuplar:
“…Yaradılışını biliyorum… sinir bozucu ve dayanılmazsın ve seninle yaşamak bana çok zor geliyor. Bütün iyi özelliklerin süper-akıllılığınla kararıyor ve böylece dünya için işe yaramaz hale geliyor …kendin hariç herkeste kusur buluyorsun…bu yüzden etrafındaki insanları üzüyorsun -hiç kimse böyle zorlayıcı bir tavırla düzelmek ya da aydınlanmak şstemez, hele ki senin gibi hala önemsiz olan biri tarafından. Kimse bu kadar çok kişisel zayıflığı olan biri tarafından eleştirilmeye dayanamaz, özellikle küçümseyici tarzın, en küçük bir hata olasılığından bile şüphelenmeden kehanette bulunurcasına şöyle şöyle diye ısrar etmen.
Bundan daha az kendin olsan ancak gülünç olurdun, ama şimdi ki halinle çok sinir bozucusun… Diğer binlerce öğrenci gibi Gotha'da yaşayıp öğrenim görebilirdin… ama bunu istemedin ve atıldın… Senin olmak istediğin gibi edebi dergi olmak sıkıcı, iğrenç bir şey, çünkü insan onun sayfalarını basılı olduğu bir dergiye yapabildiği gibi atlayamıyor ya da süprüntüyü yaptığı gibi sobanın arkasına fırlatamıyor.”
“Galiba ne istediğimi ve olaylar hakkında ne hissettiğimi sana açıkça söylemek en akıllıca şey olacak, böylece en başından birbirimizi iyi anlayabiliriz. Sana çok düşkün olduğumdan hiçbir kuşkun yoktur herhalde. Bunu sana kanıtladım ve yaşadığım sürece de kanıtlayacağım. Senin mutlu olduğunu bilmek benim mutluluğum için gerekli ama buna tanık olmam gerekmiyor. Sana her zaman seninle birlikte yaşamanın çok zor olduğunu söyledim… Seni daha iyi tanıdıkça bunu daha güçlü bir şekilde hissediyorum.
Bunu senden saklamayacağım: sen olduğun gibi kaldığın sürece senin yakınında olmaktansa her türlü fedakarlığı yapmayı tercih ederim… Beni en fazla tiksindiren şey yüreğinde değil; senin dışında, içinde değil. Fikirlerinde, yargılarında, alışkanlıklarında; bir anlamda üzerinde anlaştığımız dış dünyayla ilgili bir şey yok.
Bak, sevgili Artur, beni bir kaç günlüğüne de olsa her ziyaret edişinde hiç yoktan şiddetli olaylar çıktı ve her seferinde ben ancak sen gittikten sonra yeniden nefes alabildim, çünkü senin varlığın, kaçınılmaz şeyler konusundaki yakınmaların, asık suratın, ifade ettiğin garip fikirlerin… -bütün bunlar benim canımı sıkıyor ve rahatsız ediyor, sana da yararı olmuyor.”
“ Seninle hangi koşullarda birlikte olmak istediğime kulak ver: pansiyonunda evindesin, benim evimde… evle ilgili düzenlemelere karışmayan bir konuksun. Her gün saat birde gelip üçte gideceksin, sonra seni bütün gün boyunca bir daha görmeyeceğim, eğer istersen salon günlerime ve o iki akşam verdğim yemeklere katılabilirsin , ama ancak o yorucu, beni sinir eden tartışmalara ara verirsen… Gün içinde seninle ilgili bilmem gereken her şeyi bana anlatabilirsin, geri kalan zamanda kendi başının çaresine kendin bakmalısın. Kendi eğlencem pahasına seni eğlendiremem. Bu kadar yeter, artık isteklerimi biliyorsun ve umarım annelik ilgimin ve sevgimin bedelini bana karşı gelerek ödemezsin”
“ Dün annene karşı sergilediğin uygunsuz davranıştan sonra gürültüyle çarptığın kapı artık ikimizin arasında sonsuza dek kapalı kalacak. Sayfiyeye gidiyorum ve senin gittiğini öğrenene kadar da geri dönmeyeceğim. Bir annenin kalbinin nasıl olduğunu bilmiyorsun - ne kadar duygulu bir şekilde severse, bir zamanlar sevilen elden gelen her darbeyi o kadar acı dolu bir şekilde hisseder. Sen kendini benden kopardın; güvensizliğin, hayatıma ve arkadaş seçimime yönelttiğin eleştirilerin, bana karşı keyfi davranışların, cinsiyetimi küçümsemen, mutluluğuma katkıda bulunmak istememen, açgözlülüğün -bu ve daha pek çokları bana kötü görünmene neden oluyor… Ben ölmüş olsaydım ve babanla uğraşmak zorunda kalsaydın onu da eğitmeye cesaret eder miydin? Yoksa onun hayatını, arkadaşlarını da kontrol etmeye çalışır mıydın? Ben ondan daha mı değersizim? O senin için benden fazla şey mi yaptı? Seni benden daha mı çok sevdi? Benim sana karşı olan görevlerim sona erdi. Kendi yoluna git. Artık seninle ilgili bir bağım olmasını istemiyorum. Adresini bırak, ama bana yazma, bundan sonra senden gelen mektupları ne okuyacak ne de cevaplayacağım… artık her şey bitti… Beni çok incittin. Yaşa ve olabildiğin kadar mutlu ol.
Ve bu mektuptan sonra Johanna Schopenhauer 25 yıl daha yaşadı ama bir daha oğluyla hiç görüşmediler.
Kaynak: Arthur Schopenhauer Gençlik Anıları ve Mektuplar ( Berlin 1978 )

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 5221
Kayıt tarihi : 27/01/08

https://zeka.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz