ZEKAKÜBÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KUŞLARA FISILDAYAN ADAM

Aşağa gitmek

KUŞLARA FISILDAYAN ADAM Empty KUŞLARA FISILDAYAN ADAM

Mesaj  Admin Cuma Mart 07, 2008 4:52 am

( Bir iki sene evvel ilginç bulup Cumhuriyet Gazetesinden kesip sakladığım bir yazıyı aktarıyorum.İndianapolis'ten Mahmut Şenol yazmış.)
James Soules'ı ,kuşlarla başı belada olan Amerikan kasabaları dört gözle bekliyor.Çünkü,Soules bir kasabaya gelince, kuşlar kaçıyor...Ona ,''Kuşlara fısıldayan adam'' deniyor! Yaptığı daha önceden bilinseydi,Alfred Hitchcock'un klasikleşmiş ''Kuşlar'' filmi anlamsızlaşırdı.O vakit,Pasifik kıyısının Bodega koyundaki balıkçı köyü, vahşi kuşların istilası altında kalmaz, korku filimlerinin ustası Hitchcock da filmini çekemezdi.Zira o zaman Bodega Şerifi telefon başına geçip, James Soules'ı arardı...Indianapolis'i bu yıl kuşlar bastı! Belediye Başkanı'da , şehir semalarında dolaşan bir milyondan fazla kuşu kovalamak için umudu kuşbaz James'e bağlayıp, telefon başına geçti.Belediye, ayda 80 bin dolardan az olmayan bir harcamayla kent sokaklarını, kaldırımlarını, park ve bahçeleri kuş pisliklerinden temizlemeye çalışıyordu.Amerikan İç Savaşı'nın meşhur 'Adsız Asker' heykeli, hem meşhur hem de adsız olmakla beraber, kuşsuz değildi.Her sabah bir itfaiye arazözü geliyor, basınçlı suyla askere banyo yaptırılıyordu.Kuşların çoğunluğu ise , zeki kargalardı.Ancak reisimiz daha zeki çıktığından , her yere tepeden pislik yağdıran düşmanı savuşturmanın yolunu bulacaktı.
İndiana'ya komşu İllinois'in Decatur kasabasında yaşamakta olan James Soules ile oğlu kente çağrıldı.''Soules Bird Repellent Co'' adlı kuş kovalama şirketinin sahibi olan kuşbaz James, 83 yaşındaydı , oğluysa ellilerinde..James , sırrını açığa vermediği sanatını babasından 1950 de öğrenmiş, bir ''altın bilezik'' sahibi olmuştu.O zamandan beri ABD kentlerini kuşlardan kurtarmaya James gidiyor, yakın zamanda da bu işi salt oğlu, torunları üstlenecek görünüyor.Onların bu güne dek kuşlardan arındırdığı kent sayısı yüzlerceydi.Şu ana kadar bu işi nasıl becerdiklerine kimsenin aklı ermedi, havsalası almadı.Alınacak gibi değildi!Kentin büyüklüğüne bağlı bir tarifeye göre ,100bin dolardan aşağı bir ücretle çalışmayan kuşbazlar, ağaçlarda Tarzan misali dolaşmaktan başka bir şey yapmıyor, bir de kuşlara yaklaşıp ''fısır fısır fısıldıyorlardı''.Hepsi buydu! Onları yakından izleyen kasabalılar, yetkililer, dürbüne sarılmış meraklılar, işin sırrını çözemiyordu.Kuşbazlar bir iki gün süren ağaç üstü mesaide, ele ne silah alıyor, ne bir tuzak kuruyor ne de kimyasal ilaç kullanıyordu.Ses, gürültü çıkaran , ışık saçan ya da koku yayan bir düzenekleri de yoktu.Öylesine ,gezmeye gelmiş iki yolcu gibisinden kasabanın sokaklarında dolaşıyorlar, ne ki bu gezginler ağaçlara tırmanıyorlardı.Mesai bitiminde ağaçtan inince kuşlar uzaklaşıyor, ortalıkta tek bir kuş ölüsüne dahi rast gelinmezken, kasaba en az üç yıl soluk alıyordu.Kuşbaz Soules'lar, gökyüzünde görünmesi istenen kuşlara ise dokunmuyor, onlara 'fısıldamıyorlardı'.Böyle olunca, çevrecilerin,doğa dostlarının da yüreği yağ bağlıyor, diyecek bir şey bulamıyordu.Yoksa , Yeşil'lerin diline düşmeleri an meselesiydi.Zaten Soules'ların dile düşmek, ünlü olmak gibi kaygıları da yoktu.Kendi hallerinde bir Amerikan yaşamı sürüyorlardı.Şöhretleri ise dilden dile yayılıyordu.Daha geçe yıl , 30 bin kişilik Terre-Haute kasabasında bir tahmine göre sayıları 80 bine ulaşmış kargaları onlar kovalamıştı.Terre -Haute kargadan kurtulurken, daha önce aynı çözümle rahatlamış olan öteki kentler Soules'lara davetiye çıkarıyordu.Garantili iş yapan şirket, kuşlardan tamamen kurtulmaksızın faturayı kesmiyor,ödemeyi en sona bırakıyordu.Bloomington,Springfield,St.Louis ve daha birçoklarından sonra bu yıl, işte İndianapolis de sıraya girdi.Soeles'ların iş ajandasına göre , İndianapolis'e birkaç hafta sonrası için randevu verildi.Onların kendi kasabaları olan Decatur'a gelince...Belediye Başkanı Paul Osborne da kuş kovalama ihalesini onlara vermekteydi.Reis Osborne, ''Nasıl beceriyorlar? Anlaması güç!'' diyordu.''Galiba kuşlara birşeyler fısıldıyor, ağaçların tepesinde dolaşıp onlara söyleniyorlar.Belki de kızıyorlar, kalpkırıcı sözler söyleyip ,kuşları gücendiriyorlar.'' diye yarı şaka yorum yapıyordu.Osborne,''Nasıl oluyorsa oluyor,sonuçta kuşlar gidiyor; şaşırtıcı olan bu.!Kasabada 1990 dan beri zararlı kuş görülmedi.'' diye ekliyordu.Bizim yaşadığımız Lafayette kasabasında pek kuş yok! Kuşbazların kasabası bize yakın olduğundan mıdır, nedir? Hazır onlar bana 60 mil yakındayken , hani diyorum Anadolumuzda kuştan yaka silken belediyeler varsa , sevabına bir iş göreyim...Ama onlar adına söz veremem.!ABD 'de kuşbazları bekleyen yüzlerce kasaba varmış:Geçenlerde 'kuşlara fısıldayan adamı'' ağaca tırmanırken yakalayıp sorularıyla uğraştırmış IndyStar gazetesi muhabiri öyle yazıyordu.''msenol34@yahoo.com

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 5221
Kayıt tarihi : 27/01/08

https://zeka.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz