GÜNÜMÜZÜN ÇAÐDAÞ ATATÜRK TÜRKÝYESÝNE LAYIK TÜRK KIZLARI
1 sayfadaki 1 sayfasý
GÜNÜMÜZÜN ÇAÐDAÞ ATATÜRK TÜRKÝYESÝNE LAYIK TÜRK KIZLARI
Admin Salý Mayýs 20, 2008 4:03 pm
Bu bölümde evrensel deðerleri yakalamýþ; zerafetleri, bilgi ve baþarýlarý ile çaðdaþ Türkiye'yi dünyaya tanýtan genç kýzlarýmýz yer alacaktýr.
Kesinlikle sadece güzel olduklarý için ve de yaptýklarý deðersiz iþlerle ünlü olmuþ kiþiler listeye alýnmayacaktýr.
Kesinlikle sadece güzel olduklarý için ve de yaptýklarý deðersiz iþlerle ünlü olmuþ kiþiler listeye alýnmayacaktýr.
En son Admin tarafýndan Çarþ. Tem. 14, 2010 12:21 am tarihinde deðiþtirildi, toplamda 1 kere deðiþtirildi
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
NESLÝHAN DEMÝR
Admin Salý Mayýs 20, 2008 4:09 pm
[img]
[/img]
[/img]En son Admin tarafýndan Çarþ. Mayýs 21, 2008 1:23 am tarihinde deðiþtirildi, toplamda 2 kere deðiþtirildi
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
FÝLENÝN GÜLER YÜZLÜ SULTANI NESLÝHAN
Admin Salý Mayýs 20, 2008 4:12 pm
FÝLENÝN GÜLER YÜZLÜ SULTANI NESLÝHAN, LÝSE HAYATINDA BAÞLAYAN KARÝYERÝNÝ AÇIK DÝLLE ANLATTI
Nöbetçi smaçör
Neslihan Demir'in özeti þöyle: "Her zaman sýnýfýn en uzun kýzýydým. Yaþýtlarýmýn giydiði cicili-bicili ayakkabýlarý hiç giyemedim. Lisede ilk iki dersin ne olduðunu hatýrlamýyorum. 10 yýldýr voleybol oynuyorum, ama 20 yýl oynayandan daha fazla idman yapmýþýmdýr"
Kadýn gözüyle kadýn savaþçýlar
SPORUN AMAZONLARI
Nilay Yýlmaz' dan makyajsýz sorular
Hayranlarý hep gülen yüzüyle tanýyor onu. O da zaten bu durumunu "Ben aðzým açýk, þapþal þapþal güldüðüm için, beni somurturken görmenize imkan yok" diyerek özetliyor. Bu kadar rahat ve kendisiyle barýþýk bir insanla röportaj yapmak çok zevkliydi. Bir de 1.87'lik boyuna raðmen 10 cm.lik topuklu ayakkabý giymemiþ olsaydý ne güzel olurdu. Genç yaþýnda Avrupa'nýn en iyi smaçörlerinden biri olmayý baþarmýþ Vakýfbank Güneþ Sigorta'nýn yýldýzý Neslihan Demir'le voleybolu, kadýnlarý, çocukla kariyerin beraber yapýlýp yapýlamayacaðýný, yurt dýþýna gidip gitmeyeceðini ve hedeflerini konuþtuk...
Bu soruyu röportaj yaptýðým tüm kadýnlara soruyorum. Seçtikleri sporun bir tesadüf mü, yoksa bir tercih mi olduðunu öðrenmek için, sana da sorayým: Niye voleybol?
Voleybola baþlamadan önce basketbol ve atletizme gittim. Orada dikiþ tutturamadým, yapamadým yani, eðlenemedim en azýndan. Ama voleybola, antrenörüm ve beden eðitimi öðretmenimin desteðiyle baþladým. Yani voleybolcu olacaðým diye gitmedim, onlarýn yönlendirmesiyle baþladým ve çok hoþuma gitti. Belki þanslýydým ama, benimki iyi bir tercihti.
Bugünkü noktaya gelebileceðini hayal ediyor muydun?
Yok, o zamanlar hedeflerim çok daha küçüktü. Oynadýðýmýz takýmýn A takýmýnda oynar mýyýz acaba veya bir üst kategoriye çýkabilir miyiz diye düþünüyorduk. Üzerine koydukça hedefler büyüyor.
Çocuklukta özellikle de buluð döneminde insanlar, farklýlýklarýný avantaj deðil dezavantaj olarak görür. Sen de uzun boylu olmayý sorun eder miydin?
Her zaman sýnýfýn en uzun kýzýydým. Bu dalga konusu olurdu. Onun dýþýnda ellerim, ayaklarým çok çabuk büyümeye baþladý. Yaþýtlarýmýzýn giydiði cicili-bicili ayakkabýlarý giyemedik. Zor günlerdi esasýnda, çok üzülüyordum ayakkabý, kýyafet bulamýyorum diye. Ama geçti ve güzeldi gene de.
Liselerde kýzlar arasýnda genelde okulun basketbol/futbol takýmýndaki erkekler popüler olur. Tersinden düþünürsek sana da böyle bir ilgi olduðunu hissettin mi?
Popülerdik, ama okula gidebildiðimiz sürelerde. Lise 1'den sonra pek okula gittiðimiz söylenemez, sabah-akþam antrenman yaptýðýmýz için. O yüzden bizleri pek göremedikleri için gözlerinde büyütmüþ olabilirler. "Þu voleybolcular gelse de bir görsek" dedikleri oluyordur. Çünkü geliyoruz okula, akþam antrenman yapmýþsýn, yorgunsun, sabah 06.00'da kalkmýþsýn; itiraf ediyorum 09.00'a kadar olan süreyi uyuyarak deðerlendiriyordum. Lise hayatým boyunca ilk iki dersin ne olduðunu hatýrlamýyorum. "Nöbetçi smaçör"e çýkmýþtý ismim. O yüzden okul hayatýnda insanlara nasýl gözüktüðümüzü pek bilmiyorum.
Milli Takým'ýn baþarýlarýndan sonra özellikle senin hayran kitlende bir artýþ oldu. Salonun dýþýnda bu ilgi nasýl?
Eskiden herkes gibi yaþayan insanlardýk. Artýk sokaða çýktýðýmýzda en az 15-20 kiþi bizi tanýyor. O yüzden çok rahat olamýyorsun. Biraz daha dikkatli davranmanýz gerekiyor. Ama gurur verici bir þey.
"Tamam artýk yurt dýþýna gitmeliyim" diyor musun yoksa birkaç yýl daha burada mý kalmayý düþünüyorsun?
Tabii ki, gitmek istiyorum. Ama birden çantayý alýp gitmek o kadar kolay deðil. Teklif gelen takýmýn þartlarýna baktýðýnýzda veya daha farklý þeyleri deðerlendirdiðinizde burada kalmak daha doðru geliyor. Ama tabii ki yurt dýþýna gidip, böyle bir tecrübem olmasýný mutlaka istiyorum.
Birçok kýz çocuðu seni örnek alýyor. Ýdol olmak nasýl bir duygu?
Bu çok gurur verici bir þey; ama insan üzerinde bir baský da oluþturmuyor deðil. Sonuçta iyi örnek olmak zorundasýnýz. O yüzden de en kötü bir maça bile çýksanýz, orada dimdik durup, oyununuzdan hiç taviz vermeden, sizi izleyen çocuklarý düþünerek, daha iyi oynamanýz ve doðru örneði teþkil etmeniz gerekiyor. Bu büyük bir sorumluk; ama memnunum bundan -gülüyor-.
Voleyboldaki geliþmeyi nasýl buluyorsun?
2003 yýlýnda büyük bir revizyonla baþladý. Takým tamamen deðiþti. Öyle bir baþarý geldi ki; Avrupa 2.'si, Dünya 7.'si olduk ve bu 6-7 ayda gelen bir baþarý. Baktýðýnýz zaman voleybol hem kulüpler, hem de Milli Takým bazýnda en baþarýlý spor. Kulüplere baktýðýnýzda Türkiye'ye toplam 4 kupa getirilmiþ: Biri Galatasaray'ýn UEFA Kupasý, biri Efes Pilsen'in Koraç Kupasý, diðer ikisi ise voleybolda Eczacýbaþý ve Vakýfbank Güneþ Sigorta'nýn aldýðý kupalar. Voleybol çok baþarýlý bir yerde, ama gereken ilgiyi göremiyor. Umarým insanlarýn dikkatini çekebilecek daha büyük baþarýlar alýrýz.
Ben de oraya gelecektim: Türkiye'de voleybola olan ilgiyi yeterli buluyor musun?
Bizimle konuþan insanlara ya da istatistiki araþtýrmalar yapan þirketlere göre voleybol çok seviliyor, herkes voleybol okumak istiyor. Ama gazetelere baktýðýnýzda minnacýk, mikroskobik bir haber görüyorsunuz o günkü maçla ilgili. Anlamýyorum yani o anlamda. Ýlgi var, ama basýna yansýmýyor. Futbolla çevrildik tamamen. Futbolcularý geçtik, eþleri bile gazete manþetlerini süslüyor.
Önceleri gazeteler ve televizyonlar, voleybolcu kadýnlarla daha çok cinsel obje olarak ilgileniyordu. Maçlar iyi gitmeye baþlayýnca bu durumda bir deðiþiklik oldu mu?
Tabii ki. Mesela eskiden maçlarýn seyircisi genelde erkekti. Ama gelen baþarýlar ve reklamlardan sonra bir anne kýzýný, oðlunu alýp maça geliyor. Sadece maç izlemek için yani. Orada sizin fiziðinize deðil, oynanan oyuna bakmak için geliyorlar. Seyircinin bilinçlenmesi açýsýndan baþarýnýn gelmesi çok önemli.
Baþarýlý bir voleybolcu olmanla beraber, medyada güzelliðin ve sempatikliðinle ön plana çýktýn. "Her daim güzel ve bakýmlý olmalýyým" diye bir kaygýya düþtün mü?
Yok, hiç öyle kaygýlarým olmadý. Ayrýca umursamaz ve üþengecimdir ben. Tabii maça çýkarken belirli bir standardýn altýna düþmemeye çalýþýyoruz gülüyor-. Ama özel hayatýmda, çok güzel olmalýyým, herkese güzel gözükmeliyim diye bir düþüncem yok.
Canýn sýkkýn olduðu bir anda bir kamera ya da objektif sana yöneldiðinde sempatik görünmek adýna gülümsemek için kendini zorlar mýsýn?
Yok. Onu fark etmiyorsunuz bile. Benim hiç öyle bir durumum olmadý.
Biz seni somurturken hiç görmedik de o yüzden soruyorum...
Ben aðzým açýk, þapþal þapþal güldüðüm için, somurturken görmenize imkan yok -gülüyor-.
Sporda hýrsýn çok önemli olduðunu söylerler, bu gerçekten çok mu önemli? Mesela izlediðim kadarýyla ben senin çok hýrslý olduðunu düþünmüyorum...
Oynarken çok büyük zevk alýyorum. Çünkü bir þeyleri deðiþtirebildiðimi, fark yaratabildiðimi görüyorum. Bu da bana büyük keyif veriyor. Aslýnda hýrslýyým. Ama karakter olarak hissettiklerini yüzüne yansýtamayan bir insaným. Kendime kýzmam, ama çok hýrslýyýmdýr. Maðlubiyeti asla kabullenmemek, çoðu zaman maç döndürebilir.
Gelelim kadýnlara... Kadýnlarýn erkekler kadar sporla ilgili olmamalarýnýn sebebi sence ne?
Biraz kadýnlarýn tercih meselesi bu. Erkekler spora çok daha küçük yaþlardan baþlýyor. Erkekler sokakta futbol oynayabiliyorlar; ama kýzlar bebekle oynuyor. Kýzlarýn öyle bir imajý var; bebekle oynarlar, evcilik oynarlar. Biz de biraz fiziksel özelliðimiz sayesinde buralara geldik. Diðer sporlar için geçerli olmayabilir; ama bizim spor için fiziksel özellik çok önemli; kime sorsanýz mutlaka ya ortaokul-lise takýmýnda ya da hiç oynamadýysa piknikte voleybol oynamýþtýr.
Sporla ilgilenen kadýnlar niye aðýrlýklý olarak voleybol oynuyor? Yoksa kadýn sporu diye yönlendirilmelerinden mi? Hani öðretmenlik de kadýnlar için en uygun meslek olarak nitelendirilir ya, voleybol da en uygun spor mu?
Bence bayana çok yakýþan bir spor. Rakibinle kontak halinde deðilsin. Kendinle baþ baþasýn. Paylaþmak, beraber bir þeyler yapmak, beraber üzülmek-sevinmek ve kadýnlarýn bir arada olmasý açýsýndan önemli.
Peki, kadýnlarý spora yönlendirmek için neler yapýlabilir?
Ýlk önce baþarý gelmesi lazým. Baþarý geldikçe spora ilgi artar. Potanýn Perileri, Filenin Sultanlarý çýktýktan sonra spor okullarý yaz-kýþ dolmaya baþladý. Profesyonel anlamda yapýlabilmesi için ise 7-8 yaþýnda aileden ya da okuldan birilerinin o çocuðu yönlendirmesi lazým. Spora baþlayan birisi zaten sporu kolay kolay býrakmýyor. Ama 18 yaþýnda spor yapmaya karar veren bir insanýn maksimum yapabileceði, spor salonlarýna gidip koþmak, fitness yapmak vb. Ýnsanlar formda kalmak için spor salonlarýnda spor yapacaksa yapsýn; ama sadece yazýn deðil de bütün bir seneye yaysýn. Saðlýklý kalmak için yapsýn; çünkü her þeyi düzenliyor spor, hormonunu düzenliyor, vücudun dengeleniyor..
Voleybol Milli Takýmý'nýn sponsoru Orkid. Çaðrýþým yaptý da sormak istiyorum... Regl olduðunuz zaman bu oynadýðýnýz maça etki ediyor mu?
Baþýmýzýn belasýdýr o günler; ama alýþýlmýþýn dýþýnda regl döneminde performans en üst seviyededir. Ýnsan kendisini daha enerjik hisseder. Regl döneminde hepimiz gibi ben de sabah kötü bir þekilde kalkýyorum, ama buraya geldiðim zaman ayaklarým daha bir hýzlý gidiyor, performansta ciddi bir yükselme oluyor.
Þu anki voleybol camiasýnda en çok neyi deðiþtirmek isterdin?
Milli Takým ve lig temposunu deðiþtirmek isterdim. Çünkü bizim açýmýzdan çok yorucu geçiyor. 6 senedir 0 tatille yaþýyoruz.
Tatil yapmak istiyorsun yani...
Tatil yapmak istiyorum. Çünkü bir süre sonra birbirinizi görmek dahi istemiyorsunuz, kimsenin birbirine tahammülü kalmýyor. 12 ay voleybol oynuyorsunuz. Her gün sabah-akþam idman. Artýk deðiþiklik istiyorum. Biraz daha sporcularýn düþünülmesi, yýpratýlmamasý gerekiyor. 10 senedir voleybol oynuyorum; ama 20 senedir voleybol oynayandan daha fazla antrenman yapmýþýmdýr.
Voleybol dýþýnda ilgilendiðin spor dallarý var mý?
Tenis izlemeyi çok seviyorum. Onun dýþýnda da fazla bir sporla ilgilenmiyorum. Futbol izliyorum mecburen arkadaþlarým yüzünden. Erkek arkadaþým fanatik bir Galatasaraylý ve Galatasaray'ýn misket maçý bile olsa onu izler.
Sen hangi takýmý tutuyorsun?
Beþiktaþ'ý tutuyorum; ama çok utanýyorum artýk söylemeye.
Niye?
Kötü durumdayýz çünkü.
Futbol maçlarýna gittin mi hiç?
Beþiktaþ'ýn maçýna gitmek için fýrsat olmadý. Genelde Milli Takým'ýn maçýna gittim. Bir de Galatasaray maçýna gittim haliyle...
Tribünlerdeki küfür hakkýnda ne düþünüyorsun?
Küfür daha çok futbolda var, son yýllarda basketbolda da baþladý. Kimse oraya kaybetmek ya da kötü oynamak için çýkmýyor ki; bunu düþünmek lazým. Ama ülke öyle bir yere gidiyor ki insanlar stresini atmak için oraya geliyorlar, saldýrýyorlar. Bilinçsizce hareket ettiklerini düþünüyorum; birilerine küfür ederek deþarj olmanýn dýþýnda yöntemler bulmalýlar. Sporcu çok etkileniyor.
Bunu sona erdirmek için neler yapýlabilir?
Daha çok kadýnýn maçlara gitmesinin etkisi olacaðýný düþünmüyorum. Kadýnlar bu tarz yerlerde biraz daha abartmayý seviyorlar bana göre. Bunun çözümü olacaðýný zannetmiyorum, böyle devam eder. Çok büyük yaptýrýmlar koymak lazým, o da çok zor.
Son soru; en büyük hedefin ne? "Baþardým" diyeceðin nokta neresi?
Herhalde bir sporcunun varabileceði en büyük nokta Olimpiyat'ta o kürsüye çýkmaktýr. Ben de onu istiyorum.
Makyaj þart!
Maça çýkmadan önce hepimiz makyaj yapýyoruz. Çünkü makyaj yapma fýrsatýmýz pek olmuyor. Her gün eþofman ve spor ayakkabýylayýz. En azýndan maça çýkarken bakýmlý ve güzel olmak istiyoruz.
Fiziki taciz
Erkek hayranlarým tarafýndan birkaç kez fiziki tacize uðradým. Ama bir þey yapamýyorsunuz. Düþündüðünde yapýlabilecek çok þey olabilir; ama o an insan þoke olduðu için bir þey yapamýyor.
Boy sorunu
Benden kýsa birine aþýk oldum (Gülüyor).Bundan da kesinlikle utanmam. Bir röportajýmda "Boyum 1.87, erkek arkadaþýmýn boyu benden uzun olmalý" demiþtim. O zaman onu söyleyiþimin nedeni, herhalde bir þeyden dolayýdýr. Þu an erkek arkadaþýmla ya ayný boydayýz ya da benden 1 cm. kýsa. Boyla ilgili sorun yaþamadým þimdiye kadar.
Çocuða yazýk
Çocuklarý çok severim, olsun da isterim. Ama bir yere kadar kariyerinizi yapýp, ondan sonra çocuk düþünülebilir. Çünkü ikisiyle birden ilgilenemezsiniz. "Çocuk da yaparým, kariyer de" diyorlar; ama çocuða yazýk.
Nöbetçi smaçör
Neslihan Demir'in özeti þöyle: "Her zaman sýnýfýn en uzun kýzýydým. Yaþýtlarýmýn giydiði cicili-bicili ayakkabýlarý hiç giyemedim. Lisede ilk iki dersin ne olduðunu hatýrlamýyorum. 10 yýldýr voleybol oynuyorum, ama 20 yýl oynayandan daha fazla idman yapmýþýmdýr"
Kadýn gözüyle kadýn savaþçýlar
SPORUN AMAZONLARI
Nilay Yýlmaz' dan makyajsýz sorular
Hayranlarý hep gülen yüzüyle tanýyor onu. O da zaten bu durumunu "Ben aðzým açýk, þapþal þapþal güldüðüm için, beni somurturken görmenize imkan yok" diyerek özetliyor. Bu kadar rahat ve kendisiyle barýþýk bir insanla röportaj yapmak çok zevkliydi. Bir de 1.87'lik boyuna raðmen 10 cm.lik topuklu ayakkabý giymemiþ olsaydý ne güzel olurdu. Genç yaþýnda Avrupa'nýn en iyi smaçörlerinden biri olmayý baþarmýþ Vakýfbank Güneþ Sigorta'nýn yýldýzý Neslihan Demir'le voleybolu, kadýnlarý, çocukla kariyerin beraber yapýlýp yapýlamayacaðýný, yurt dýþýna gidip gitmeyeceðini ve hedeflerini konuþtuk...
Bu soruyu röportaj yaptýðým tüm kadýnlara soruyorum. Seçtikleri sporun bir tesadüf mü, yoksa bir tercih mi olduðunu öðrenmek için, sana da sorayým: Niye voleybol?
Voleybola baþlamadan önce basketbol ve atletizme gittim. Orada dikiþ tutturamadým, yapamadým yani, eðlenemedim en azýndan. Ama voleybola, antrenörüm ve beden eðitimi öðretmenimin desteðiyle baþladým. Yani voleybolcu olacaðým diye gitmedim, onlarýn yönlendirmesiyle baþladým ve çok hoþuma gitti. Belki þanslýydým ama, benimki iyi bir tercihti.
Bugünkü noktaya gelebileceðini hayal ediyor muydun?
Yok, o zamanlar hedeflerim çok daha küçüktü. Oynadýðýmýz takýmýn A takýmýnda oynar mýyýz acaba veya bir üst kategoriye çýkabilir miyiz diye düþünüyorduk. Üzerine koydukça hedefler büyüyor.
Çocuklukta özellikle de buluð döneminde insanlar, farklýlýklarýný avantaj deðil dezavantaj olarak görür. Sen de uzun boylu olmayý sorun eder miydin?
Her zaman sýnýfýn en uzun kýzýydým. Bu dalga konusu olurdu. Onun dýþýnda ellerim, ayaklarým çok çabuk büyümeye baþladý. Yaþýtlarýmýzýn giydiði cicili-bicili ayakkabýlarý giyemedik. Zor günlerdi esasýnda, çok üzülüyordum ayakkabý, kýyafet bulamýyorum diye. Ama geçti ve güzeldi gene de.
Liselerde kýzlar arasýnda genelde okulun basketbol/futbol takýmýndaki erkekler popüler olur. Tersinden düþünürsek sana da böyle bir ilgi olduðunu hissettin mi?
Popülerdik, ama okula gidebildiðimiz sürelerde. Lise 1'den sonra pek okula gittiðimiz söylenemez, sabah-akþam antrenman yaptýðýmýz için. O yüzden bizleri pek göremedikleri için gözlerinde büyütmüþ olabilirler. "Þu voleybolcular gelse de bir görsek" dedikleri oluyordur. Çünkü geliyoruz okula, akþam antrenman yapmýþsýn, yorgunsun, sabah 06.00'da kalkmýþsýn; itiraf ediyorum 09.00'a kadar olan süreyi uyuyarak deðerlendiriyordum. Lise hayatým boyunca ilk iki dersin ne olduðunu hatýrlamýyorum. "Nöbetçi smaçör"e çýkmýþtý ismim. O yüzden okul hayatýnda insanlara nasýl gözüktüðümüzü pek bilmiyorum.
Milli Takým'ýn baþarýlarýndan sonra özellikle senin hayran kitlende bir artýþ oldu. Salonun dýþýnda bu ilgi nasýl?
Eskiden herkes gibi yaþayan insanlardýk. Artýk sokaða çýktýðýmýzda en az 15-20 kiþi bizi tanýyor. O yüzden çok rahat olamýyorsun. Biraz daha dikkatli davranmanýz gerekiyor. Ama gurur verici bir þey.
"Tamam artýk yurt dýþýna gitmeliyim" diyor musun yoksa birkaç yýl daha burada mý kalmayý düþünüyorsun?
Tabii ki, gitmek istiyorum. Ama birden çantayý alýp gitmek o kadar kolay deðil. Teklif gelen takýmýn þartlarýna baktýðýnýzda veya daha farklý þeyleri deðerlendirdiðinizde burada kalmak daha doðru geliyor. Ama tabii ki yurt dýþýna gidip, böyle bir tecrübem olmasýný mutlaka istiyorum.
Birçok kýz çocuðu seni örnek alýyor. Ýdol olmak nasýl bir duygu?
Bu çok gurur verici bir þey; ama insan üzerinde bir baský da oluþturmuyor deðil. Sonuçta iyi örnek olmak zorundasýnýz. O yüzden de en kötü bir maça bile çýksanýz, orada dimdik durup, oyununuzdan hiç taviz vermeden, sizi izleyen çocuklarý düþünerek, daha iyi oynamanýz ve doðru örneði teþkil etmeniz gerekiyor. Bu büyük bir sorumluk; ama memnunum bundan -gülüyor-.
Voleyboldaki geliþmeyi nasýl buluyorsun?
2003 yýlýnda büyük bir revizyonla baþladý. Takým tamamen deðiþti. Öyle bir baþarý geldi ki; Avrupa 2.'si, Dünya 7.'si olduk ve bu 6-7 ayda gelen bir baþarý. Baktýðýnýz zaman voleybol hem kulüpler, hem de Milli Takým bazýnda en baþarýlý spor. Kulüplere baktýðýnýzda Türkiye'ye toplam 4 kupa getirilmiþ: Biri Galatasaray'ýn UEFA Kupasý, biri Efes Pilsen'in Koraç Kupasý, diðer ikisi ise voleybolda Eczacýbaþý ve Vakýfbank Güneþ Sigorta'nýn aldýðý kupalar. Voleybol çok baþarýlý bir yerde, ama gereken ilgiyi göremiyor. Umarým insanlarýn dikkatini çekebilecek daha büyük baþarýlar alýrýz.
Ben de oraya gelecektim: Türkiye'de voleybola olan ilgiyi yeterli buluyor musun?
Bizimle konuþan insanlara ya da istatistiki araþtýrmalar yapan þirketlere göre voleybol çok seviliyor, herkes voleybol okumak istiyor. Ama gazetelere baktýðýnýzda minnacýk, mikroskobik bir haber görüyorsunuz o günkü maçla ilgili. Anlamýyorum yani o anlamda. Ýlgi var, ama basýna yansýmýyor. Futbolla çevrildik tamamen. Futbolcularý geçtik, eþleri bile gazete manþetlerini süslüyor.
Önceleri gazeteler ve televizyonlar, voleybolcu kadýnlarla daha çok cinsel obje olarak ilgileniyordu. Maçlar iyi gitmeye baþlayýnca bu durumda bir deðiþiklik oldu mu?
Tabii ki. Mesela eskiden maçlarýn seyircisi genelde erkekti. Ama gelen baþarýlar ve reklamlardan sonra bir anne kýzýný, oðlunu alýp maça geliyor. Sadece maç izlemek için yani. Orada sizin fiziðinize deðil, oynanan oyuna bakmak için geliyorlar. Seyircinin bilinçlenmesi açýsýndan baþarýnýn gelmesi çok önemli.
Baþarýlý bir voleybolcu olmanla beraber, medyada güzelliðin ve sempatikliðinle ön plana çýktýn. "Her daim güzel ve bakýmlý olmalýyým" diye bir kaygýya düþtün mü?
Yok, hiç öyle kaygýlarým olmadý. Ayrýca umursamaz ve üþengecimdir ben. Tabii maça çýkarken belirli bir standardýn altýna düþmemeye çalýþýyoruz gülüyor-. Ama özel hayatýmda, çok güzel olmalýyým, herkese güzel gözükmeliyim diye bir düþüncem yok.
Canýn sýkkýn olduðu bir anda bir kamera ya da objektif sana yöneldiðinde sempatik görünmek adýna gülümsemek için kendini zorlar mýsýn?
Yok. Onu fark etmiyorsunuz bile. Benim hiç öyle bir durumum olmadý.
Biz seni somurturken hiç görmedik de o yüzden soruyorum...
Ben aðzým açýk, þapþal þapþal güldüðüm için, somurturken görmenize imkan yok -gülüyor-.
Sporda hýrsýn çok önemli olduðunu söylerler, bu gerçekten çok mu önemli? Mesela izlediðim kadarýyla ben senin çok hýrslý olduðunu düþünmüyorum...
Oynarken çok büyük zevk alýyorum. Çünkü bir þeyleri deðiþtirebildiðimi, fark yaratabildiðimi görüyorum. Bu da bana büyük keyif veriyor. Aslýnda hýrslýyým. Ama karakter olarak hissettiklerini yüzüne yansýtamayan bir insaným. Kendime kýzmam, ama çok hýrslýyýmdýr. Maðlubiyeti asla kabullenmemek, çoðu zaman maç döndürebilir.
Gelelim kadýnlara... Kadýnlarýn erkekler kadar sporla ilgili olmamalarýnýn sebebi sence ne?
Biraz kadýnlarýn tercih meselesi bu. Erkekler spora çok daha küçük yaþlardan baþlýyor. Erkekler sokakta futbol oynayabiliyorlar; ama kýzlar bebekle oynuyor. Kýzlarýn öyle bir imajý var; bebekle oynarlar, evcilik oynarlar. Biz de biraz fiziksel özelliðimiz sayesinde buralara geldik. Diðer sporlar için geçerli olmayabilir; ama bizim spor için fiziksel özellik çok önemli; kime sorsanýz mutlaka ya ortaokul-lise takýmýnda ya da hiç oynamadýysa piknikte voleybol oynamýþtýr.
Sporla ilgilenen kadýnlar niye aðýrlýklý olarak voleybol oynuyor? Yoksa kadýn sporu diye yönlendirilmelerinden mi? Hani öðretmenlik de kadýnlar için en uygun meslek olarak nitelendirilir ya, voleybol da en uygun spor mu?
Bence bayana çok yakýþan bir spor. Rakibinle kontak halinde deðilsin. Kendinle baþ baþasýn. Paylaþmak, beraber bir þeyler yapmak, beraber üzülmek-sevinmek ve kadýnlarýn bir arada olmasý açýsýndan önemli.
Peki, kadýnlarý spora yönlendirmek için neler yapýlabilir?
Ýlk önce baþarý gelmesi lazým. Baþarý geldikçe spora ilgi artar. Potanýn Perileri, Filenin Sultanlarý çýktýktan sonra spor okullarý yaz-kýþ dolmaya baþladý. Profesyonel anlamda yapýlabilmesi için ise 7-8 yaþýnda aileden ya da okuldan birilerinin o çocuðu yönlendirmesi lazým. Spora baþlayan birisi zaten sporu kolay kolay býrakmýyor. Ama 18 yaþýnda spor yapmaya karar veren bir insanýn maksimum yapabileceði, spor salonlarýna gidip koþmak, fitness yapmak vb. Ýnsanlar formda kalmak için spor salonlarýnda spor yapacaksa yapsýn; ama sadece yazýn deðil de bütün bir seneye yaysýn. Saðlýklý kalmak için yapsýn; çünkü her þeyi düzenliyor spor, hormonunu düzenliyor, vücudun dengeleniyor..
Voleybol Milli Takýmý'nýn sponsoru Orkid. Çaðrýþým yaptý da sormak istiyorum... Regl olduðunuz zaman bu oynadýðýnýz maça etki ediyor mu?
Baþýmýzýn belasýdýr o günler; ama alýþýlmýþýn dýþýnda regl döneminde performans en üst seviyededir. Ýnsan kendisini daha enerjik hisseder. Regl döneminde hepimiz gibi ben de sabah kötü bir þekilde kalkýyorum, ama buraya geldiðim zaman ayaklarým daha bir hýzlý gidiyor, performansta ciddi bir yükselme oluyor.
Þu anki voleybol camiasýnda en çok neyi deðiþtirmek isterdin?
Milli Takým ve lig temposunu deðiþtirmek isterdim. Çünkü bizim açýmýzdan çok yorucu geçiyor. 6 senedir 0 tatille yaþýyoruz.
Tatil yapmak istiyorsun yani...
Tatil yapmak istiyorum. Çünkü bir süre sonra birbirinizi görmek dahi istemiyorsunuz, kimsenin birbirine tahammülü kalmýyor. 12 ay voleybol oynuyorsunuz. Her gün sabah-akþam idman. Artýk deðiþiklik istiyorum. Biraz daha sporcularýn düþünülmesi, yýpratýlmamasý gerekiyor. 10 senedir voleybol oynuyorum; ama 20 senedir voleybol oynayandan daha fazla antrenman yapmýþýmdýr.
Voleybol dýþýnda ilgilendiðin spor dallarý var mý?
Tenis izlemeyi çok seviyorum. Onun dýþýnda da fazla bir sporla ilgilenmiyorum. Futbol izliyorum mecburen arkadaþlarým yüzünden. Erkek arkadaþým fanatik bir Galatasaraylý ve Galatasaray'ýn misket maçý bile olsa onu izler.
Sen hangi takýmý tutuyorsun?
Beþiktaþ'ý tutuyorum; ama çok utanýyorum artýk söylemeye.
Niye?
Kötü durumdayýz çünkü.
Futbol maçlarýna gittin mi hiç?
Beþiktaþ'ýn maçýna gitmek için fýrsat olmadý. Genelde Milli Takým'ýn maçýna gittim. Bir de Galatasaray maçýna gittim haliyle...
Tribünlerdeki küfür hakkýnda ne düþünüyorsun?
Küfür daha çok futbolda var, son yýllarda basketbolda da baþladý. Kimse oraya kaybetmek ya da kötü oynamak için çýkmýyor ki; bunu düþünmek lazým. Ama ülke öyle bir yere gidiyor ki insanlar stresini atmak için oraya geliyorlar, saldýrýyorlar. Bilinçsizce hareket ettiklerini düþünüyorum; birilerine küfür ederek deþarj olmanýn dýþýnda yöntemler bulmalýlar. Sporcu çok etkileniyor.
Bunu sona erdirmek için neler yapýlabilir?
Daha çok kadýnýn maçlara gitmesinin etkisi olacaðýný düþünmüyorum. Kadýnlar bu tarz yerlerde biraz daha abartmayý seviyorlar bana göre. Bunun çözümü olacaðýný zannetmiyorum, böyle devam eder. Çok büyük yaptýrýmlar koymak lazým, o da çok zor.
Son soru; en büyük hedefin ne? "Baþardým" diyeceðin nokta neresi?
Herhalde bir sporcunun varabileceði en büyük nokta Olimpiyat'ta o kürsüye çýkmaktýr. Ben de onu istiyorum.
Makyaj þart!
Maça çýkmadan önce hepimiz makyaj yapýyoruz. Çünkü makyaj yapma fýrsatýmýz pek olmuyor. Her gün eþofman ve spor ayakkabýylayýz. En azýndan maça çýkarken bakýmlý ve güzel olmak istiyoruz.
Fiziki taciz
Erkek hayranlarým tarafýndan birkaç kez fiziki tacize uðradým. Ama bir þey yapamýyorsunuz. Düþündüðünde yapýlabilecek çok þey olabilir; ama o an insan þoke olduðu için bir þey yapamýyor.
Boy sorunu
Benden kýsa birine aþýk oldum (Gülüyor).Bundan da kesinlikle utanmam. Bir röportajýmda "Boyum 1.87, erkek arkadaþýmýn boyu benden uzun olmalý" demiþtim. O zaman onu söyleyiþimin nedeni, herhalde bir þeyden dolayýdýr. Þu an erkek arkadaþýmla ya ayný boydayýz ya da benden 1 cm. kýsa. Boyla ilgili sorun yaþamadým þimdiye kadar.
Çocuða yazýk
Çocuklarý çok severim, olsun da isterim. Ama bir yere kadar kariyerinizi yapýp, ondan sonra çocuk düþünülebilir. Çünkü ikisiyle birden ilgilenemezsiniz. "Çocuk da yaparým, kariyer de" diyorlar; ama çocuða yazýk.
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
Geri: GÜNÜMÜZÜN ÇAÐDAÞ ATATÜRK TÜRKÝYESÝNE LAYIK TÜRK KIZLARI
Admin Salý Mayýs 20, 2008 4:17 pm
[img]
[/img][img]
[/img]
[/img][img][/img]
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
**********
Admin Çarþ. Mayýs 21, 2008 1:51 am
NURCAN TAYLAN
[img]
[/img]
Nurcan Taylan
Madalyalar
Kadýnlar Halter
Olimpiyat Oyunlarý
Altýn 2004 Atina 48 kg
Nurcan Taylan (d. 29 Ekim 1983, Ankara). Türk halterci. Türkiye'ye Olimpiyat Þampiyonluðu kazandýran tek kadýn sporcu.
11 yaþýnda antrenör Mehmet Üstündað tarafýndan keþfedildi. Halterde 6 Avrupa ve 2 Dünya rekoru kýrdý. 2004 yýlýnda Atina'daki Olimpiyatlar'da 48 kiloda dünya ve olimpiyat rekoru kýrarak altýn madalya kazandý. Böylece Türk spor tarihinde ilk defa bir kadýn sporcu bu baþarýya ulaþmýþ oldu.
Ekim 2004'te milli halterciler Aylin Daþdelen, Sibel Þimþek ve Þule Þahbaz, Türk Milli Takýmý antrenörü Mehmet Üstündað'ý taciz suçlamasýyla mahkemeye verdi. Antrenör iddialarý reddederken Nurcan Taylan da hocasýný savundu. Konu ile ilgili soruþturma baþlatýldý ve Nurcan Taylan'ýn Bulgaristan'da yapýlan 2005 Dünya Þampiyonasý'na katýlmasý engellendi.
Madalyalar
Olimpiyatlar
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
1 48kg 97.5 DR 210.0 DR Atina, Yunanistan 14 Aðustos 2004
2 48kg 112.5 Atina, Yunanistan 14 Aðustos 2004
Dünya Þampiyonlarý
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
2 48kg 87.5 105.0 192.5 Varþova, Polonya 19 Kasým 2002
3 48kg 85.0 187.5 Vancouver, Kanada 18 Kasým 2003
5 48kg 102.5 Vancouver, Kanada 18 Kasým 2003
Avrupa Þampiyonalarý
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
1 53 kg 95.5 AR 115.5 AR 210.0 Kiev, Ukrayna 20 Nisan 2004
1 G 53 kg 95.0 AR 115.0 AR 210.0 AR Loutraki, Yunanistan 15 Nisan 2003
1 J 48kg 87.5 AR 105.0 AR 192.5 AR Varþova, Polonya 19 Kasým 2002
Akdeniz Oyunlarý
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
1 53 kg 87.0 OR 108.0 OR Almería, Ýspanya 26 Haziran 2005
G: Gençler
DR: Dünya Rekoru
AR: Avrupa Rekoru
OR: Oyunlar Rekoru [img]
[/img]
[img]
[/img]Nurcan Taylan
Madalyalar
Kadýnlar Halter
Olimpiyat Oyunlarý
Altýn 2004 Atina 48 kg
Nurcan Taylan (d. 29 Ekim 1983, Ankara). Türk halterci. Türkiye'ye Olimpiyat Þampiyonluðu kazandýran tek kadýn sporcu.
11 yaþýnda antrenör Mehmet Üstündað tarafýndan keþfedildi. Halterde 6 Avrupa ve 2 Dünya rekoru kýrdý. 2004 yýlýnda Atina'daki Olimpiyatlar'da 48 kiloda dünya ve olimpiyat rekoru kýrarak altýn madalya kazandý. Böylece Türk spor tarihinde ilk defa bir kadýn sporcu bu baþarýya ulaþmýþ oldu.
Ekim 2004'te milli halterciler Aylin Daþdelen, Sibel Þimþek ve Þule Þahbaz, Türk Milli Takýmý antrenörü Mehmet Üstündað'ý taciz suçlamasýyla mahkemeye verdi. Antrenör iddialarý reddederken Nurcan Taylan da hocasýný savundu. Konu ile ilgili soruþturma baþlatýldý ve Nurcan Taylan'ýn Bulgaristan'da yapýlan 2005 Dünya Þampiyonasý'na katýlmasý engellendi.
Madalyalar
Olimpiyatlar
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
1 48kg 97.5 DR 210.0 DR Atina, Yunanistan 14 Aðustos 2004
2 48kg 112.5 Atina, Yunanistan 14 Aðustos 2004
Dünya Þampiyonlarý
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
2 48kg 87.5 105.0 192.5 Varþova, Polonya 19 Kasým 2002
3 48kg 85.0 187.5 Vancouver, Kanada 18 Kasým 2003
5 48kg 102.5 Vancouver, Kanada 18 Kasým 2003
Avrupa Þampiyonalarý
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
1 53 kg 95.5 AR 115.5 AR 210.0 Kiev, Ukrayna 20 Nisan 2004
1 G 53 kg 95.0 AR 115.0 AR 210.0 AR Loutraki, Yunanistan 15 Nisan 2003
1 J 48kg 87.5 AR 105.0 AR 192.5 AR Varþova, Polonya 19 Kasým 2002
Akdeniz Oyunlarý
Sýra Kilo Koparma Silkme Toplam Yer Tarih
1 53 kg 87.0 OR 108.0 OR Almería, Ýspanya 26 Haziran 2005
G: Gençler
DR: Dünya Rekoru
AR: Avrupa Rekoru
OR: Oyunlar Rekoru [img]
[/img]
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
TUÐBA KARADEMÝR
Admin Çarþ. Mayýs 21, 2008 2:35 am
TUÐBA KARADEMÝR
[img]
[/img]
[img]
[/img]
[img]
[/img]
http://www.tugbakarademir.org/
Ülke Türkiye
Doðum tarihi 17 Mart 1985 (1985-03-17) (yaþ 23)
Boy 165 cm
Aðýrlýk 53 kg
Kariyer
ISU En Ýyi Dereceleri
Toplam 138.73 2008 Avrupa Þamp.
Kýsa Program 50.28 2008 Avrupa Þamp.
Serbest Program 89.84 2006 Dünya Þamp.
Tuðba Karademir (d. 17 Mart 1985, Ankara) Türk artistik buz patencisi.
1995 yýlýnda Ankara’da düzenlenen Balkan Þampiyonasý’nda birinci olarak Türkiye’ye ilk defa Balkan birinciliði kazandýrdý.
Figür patenciliði alanýnda ilerleyebilmek için 1996’da ailesi ile birlikte Kanada’ya yerleþti. Belinden rahatsýzlanmasý nedeniyle 1 yýl spora ara verdi, 2000 yýlýnda tekrar spora döndü. Baþarýlarýyla Kanada Figür Pateni Federasyonu’nun dikkatini çekti ve Kanada Milli Takýmý’na girmeyi baþardý, ancak Türkiye’yi temsil etmeyi tercih ederek takýmý býraktý.
2001 yýlýnda ayaðýný burkmasý nedeniyle Olimpiyatlara katýlamadý. (Bunun basit bir burkma olmadýðý, bileðinin kýrýldýðý anlaþýldý.) Ýyileþmesi 2 yýlýný aldý.
2004 yýlýnda Avrupa ve Dünya Þampiyonalarý’nda ilk elemeleri geçmeyi baþardý. Ancak ikinci elemelerde takýldý.
2005 yýlýnda Avrupa Þampiyonasý’nda serbest programda yarýþan ilk Türk sporcusu oldu. Ocak 2006’da Artistik Patinaj Avrupa Þampiyonasý’nda en iyi kiþisel derecesini elde etti ve 13. oldu.
Tuðba Karademir, yarýþmalarda annesi Sabite Karademir ve kendisinin birlikte tasarladýðý kostümleri giyiyor.
2006 Kýþ Olimpiyatlarý’na Türkiye adýna katýlan Tuðba Karademir, buz pateni yarþmasýnýn tek Türk sporcusu oldu. Kýsa programda 29 sporcu arasinda ilk 24'e girerek (22.) serbest dalda yarýþmaya hak kazandi. Serbest dalda 21., ve toplamda 21. oldu.
2006 Dünya Artistik Buz Pateni Þampiyonasý'nda, elemelerde 26., kýsa programda 21., elemelerle kýsa program toplamýnda 22., serbest programda 16. ve son toplamda 18. oldu. Dünya 18.'si olduðu için, ISU tarafýndan belirlenecek iki Grand Prix yarýþmasýna katýlmaya hak kazandý. Tuðba Karademir, Dünya Þampiyonasý'nda, kýsa program, serbest program ve kýsa programla serbest program toplamý olmak üzere, sýrasýyla, 44.47, 89.84 ve ikisinin toplamý olan 134.31 ile, bugüne kadar kendisine ait (ve Türkiye'ye ait) en iyi puanlarýný topladý ve en iyi derecesini elde etti. Böylece, Türkiye adýna Dünya Artistik Buz Pateni Þampiyonasý'nda serbest programa katýlýp ilk 20'ye girme baþarýsýný gösteren ilk Türk sporcu oldu. Tuðba Karademir, 2006 yýlýndaki bu baþarýlarýyla, ISU Grand Prix yarýþmalarýna katýlma hakkýný kazanan ilk Türk artistik buz pateni sporcusu olma baþarýsýný da göstermiþ oldu.
En son 11-14 Ekim 2006 tarihleri arasýnda düzenlenen Karl Schaefer Memorial turnuvasýnda yarýþmýþ ve toplam 97.99 puanla 11. sýrayý almýþtýr. 1.65 m. boyunda ve 53 kg aðýrlýðýndadýr. Antrenörleri Doug Leigh ve Robert Tebby'dir.2006 Kýþ Olimpiyatlarý’na Türkiye adýna katýlan Tuðba Karademir, buz pateni yarþmasýnýn tek Türk sporcusu oldu. Kýsa programda 29 sporcu arasinda ilk 24'e girerek (22.) serbest dalda yarýþmaya hak kazandi. Serbest dalda 21., ve toplamda 21. oldu.
2007 yýlýna Üniversite Kýþ Oyunlarý ile baþladý.Bu yarýþmada toplam 107.53 puan elde eden Tuðba, genel klasmanda 14.lüðe oturdu.
En son 22 - 23 Kasým 2008 günlerinde Slovakya'nýn baþkenti Bratislava'da düzenlenen Ondrej Nepela Memorial turnuvasýnda yarýþtý ve toplam 122.11 puanla 2. sýrayý aldý ve Türkiye uluslararasý plandaki 2. madalyasýný kazandýrdý. 1.65 m. boyunda ve 53 kg aðýrlýðýndadýr. Antrenörleri Doug Leigh ve Robert Tebby'dir.Koreografý Kurt Browning'dir. Yeni sezonu için yeni bir serbest program hazýrlamýþtýr.Ratatouille film müzüiðini kullandýðý serbest programýný kýsa programý olduðu gibi Kurt Browning hazýrlamýþtýr.Kýsa programý için Ocean's Thirteen Film müziðini kullanmaktadýr.
Winter Olympics 21nci
World Championships 30ncu 35nci 27nci 18nci 27nci
European Championships 27nci 27nci 23ncü 19ncu 13ncü 10cu 11nci
Turkish Championships 1nci 2nci 2nci
Canadian Championships 5nci
Skate America 9ncu
Skate Canada 11nci
NHK Trophy 10ncu
Golden Spin of Zagreb 5nci
Winter Universiade 14nci
Ondrej Nepela Memorial 4ncü
Nebelhorn Trophy 11nci 11nci
Karl Schäfer Memorial 9ncu 4ncü 9ncu 11nci
Golden Spin of Zagreb 7nci 17nci 9ncu
Balkan Games 1nci 2nci 2nci
TORÝNO - Ýtalya’nýn Torino kentinde devam eden 20. Kýþ Olimpiyat Oyunlarý’nda, bayanlar artistik buz pateninde, 2 gün önce kýsa programda aldýðý 44.20 puanla 22. olarak finale kalmayý baþaran Tuðba Karademir, dün gece serbest programda yarýþtý. Milli sporcu serbest programda, 42.64 teknik ve 36.80 artistik olmak üzere toplam 79.44 puan aldý. Karademir, kýsa programdaki 44.20 puanýyla birlikte, toplam 123.64 puanla final mücadelesini 21. olarak tamamladý.(31 mayýs 2006)
[img]
[/img][img]
[/img][img]
[/img]http://www.tugbakarademir.org/
Ülke Türkiye
Doðum tarihi 17 Mart 1985 (1985-03-17) (yaþ 23)
Boy 165 cm
Aðýrlýk 53 kg
Kariyer
ISU En Ýyi Dereceleri
Toplam 138.73 2008 Avrupa Þamp.
Kýsa Program 50.28 2008 Avrupa Þamp.
Serbest Program 89.84 2006 Dünya Þamp.
Tuðba Karademir (d. 17 Mart 1985, Ankara) Türk artistik buz patencisi.
1995 yýlýnda Ankara’da düzenlenen Balkan Þampiyonasý’nda birinci olarak Türkiye’ye ilk defa Balkan birinciliði kazandýrdý.
Figür patenciliði alanýnda ilerleyebilmek için 1996’da ailesi ile birlikte Kanada’ya yerleþti. Belinden rahatsýzlanmasý nedeniyle 1 yýl spora ara verdi, 2000 yýlýnda tekrar spora döndü. Baþarýlarýyla Kanada Figür Pateni Federasyonu’nun dikkatini çekti ve Kanada Milli Takýmý’na girmeyi baþardý, ancak Türkiye’yi temsil etmeyi tercih ederek takýmý býraktý.
2001 yýlýnda ayaðýný burkmasý nedeniyle Olimpiyatlara katýlamadý. (Bunun basit bir burkma olmadýðý, bileðinin kýrýldýðý anlaþýldý.) Ýyileþmesi 2 yýlýný aldý.
2004 yýlýnda Avrupa ve Dünya Þampiyonalarý’nda ilk elemeleri geçmeyi baþardý. Ancak ikinci elemelerde takýldý.
2005 yýlýnda Avrupa Þampiyonasý’nda serbest programda yarýþan ilk Türk sporcusu oldu. Ocak 2006’da Artistik Patinaj Avrupa Þampiyonasý’nda en iyi kiþisel derecesini elde etti ve 13. oldu.
Tuðba Karademir, yarýþmalarda annesi Sabite Karademir ve kendisinin birlikte tasarladýðý kostümleri giyiyor.
2006 Kýþ Olimpiyatlarý’na Türkiye adýna katýlan Tuðba Karademir, buz pateni yarþmasýnýn tek Türk sporcusu oldu. Kýsa programda 29 sporcu arasinda ilk 24'e girerek (22.) serbest dalda yarýþmaya hak kazandi. Serbest dalda 21., ve toplamda 21. oldu.
2006 Dünya Artistik Buz Pateni Þampiyonasý'nda, elemelerde 26., kýsa programda 21., elemelerle kýsa program toplamýnda 22., serbest programda 16. ve son toplamda 18. oldu. Dünya 18.'si olduðu için, ISU tarafýndan belirlenecek iki Grand Prix yarýþmasýna katýlmaya hak kazandý. Tuðba Karademir, Dünya Þampiyonasý'nda, kýsa program, serbest program ve kýsa programla serbest program toplamý olmak üzere, sýrasýyla, 44.47, 89.84 ve ikisinin toplamý olan 134.31 ile, bugüne kadar kendisine ait (ve Türkiye'ye ait) en iyi puanlarýný topladý ve en iyi derecesini elde etti. Böylece, Türkiye adýna Dünya Artistik Buz Pateni Þampiyonasý'nda serbest programa katýlýp ilk 20'ye girme baþarýsýný gösteren ilk Türk sporcu oldu. Tuðba Karademir, 2006 yýlýndaki bu baþarýlarýyla, ISU Grand Prix yarýþmalarýna katýlma hakkýný kazanan ilk Türk artistik buz pateni sporcusu olma baþarýsýný da göstermiþ oldu.
En son 11-14 Ekim 2006 tarihleri arasýnda düzenlenen Karl Schaefer Memorial turnuvasýnda yarýþmýþ ve toplam 97.99 puanla 11. sýrayý almýþtýr. 1.65 m. boyunda ve 53 kg aðýrlýðýndadýr. Antrenörleri Doug Leigh ve Robert Tebby'dir.2006 Kýþ Olimpiyatlarý’na Türkiye adýna katýlan Tuðba Karademir, buz pateni yarþmasýnýn tek Türk sporcusu oldu. Kýsa programda 29 sporcu arasinda ilk 24'e girerek (22.) serbest dalda yarýþmaya hak kazandi. Serbest dalda 21., ve toplamda 21. oldu.
2007 yýlýna Üniversite Kýþ Oyunlarý ile baþladý.Bu yarýþmada toplam 107.53 puan elde eden Tuðba, genel klasmanda 14.lüðe oturdu.
En son 22 - 23 Kasým 2008 günlerinde Slovakya'nýn baþkenti Bratislava'da düzenlenen Ondrej Nepela Memorial turnuvasýnda yarýþtý ve toplam 122.11 puanla 2. sýrayý aldý ve Türkiye uluslararasý plandaki 2. madalyasýný kazandýrdý. 1.65 m. boyunda ve 53 kg aðýrlýðýndadýr. Antrenörleri Doug Leigh ve Robert Tebby'dir.Koreografý Kurt Browning'dir. Yeni sezonu için yeni bir serbest program hazýrlamýþtýr.Ratatouille film müzüiðini kullandýðý serbest programýný kýsa programý olduðu gibi Kurt Browning hazýrlamýþtýr.Kýsa programý için Ocean's Thirteen Film müziðini kullanmaktadýr.
Winter Olympics 21nci
World Championships 30ncu 35nci 27nci 18nci 27nci
European Championships 27nci 27nci 23ncü 19ncu 13ncü 10cu 11nci
Turkish Championships 1nci 2nci 2nci
Canadian Championships 5nci
Skate America 9ncu
Skate Canada 11nci
NHK Trophy 10ncu
Golden Spin of Zagreb 5nci
Winter Universiade 14nci
Ondrej Nepela Memorial 4ncü
Nebelhorn Trophy 11nci 11nci
Karl Schäfer Memorial 9ncu 4ncü 9ncu 11nci
Golden Spin of Zagreb 7nci 17nci 9ncu
Balkan Games 1nci 2nci 2nci
TORÝNO - Ýtalya’nýn Torino kentinde devam eden 20. Kýþ Olimpiyat Oyunlarý’nda, bayanlar artistik buz pateninde, 2 gün önce kýsa programda aldýðý 44.20 puanla 22. olarak finale kalmayý baþaran Tuðba Karademir, dün gece serbest programda yarýþtý. Milli sporcu serbest programda, 42.64 teknik ve 36.80 artistik olmak üzere toplam 79.44 puan aldý. Karademir, kýsa programdaki 44.20 puanýyla birlikte, toplam 123.64 puanla final mücadelesini 21. olarak tamamladý.(31 mayýs 2006)
En son Admin tarafýndan Paz Ocak 25, 2009 1:11 am tarihinde deðiþtirildi, toplamda 1 kere deðiþtirildi
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
**********
Admin Çarþ. Mayýs 21, 2008 2:55 am
AZÝZE TANRIKULU
Konu: Azize Tanrýkulu!!! C.tesi Nis. 26, 2008 2:32 pm
--------------------------------------------------------------------------------
Tarife ve anlatmaya gerek yok aslýnda.Azize deyince herkes bilir.Çünkü o taekwondomuzun marka isimlerinden biridir.Her turnuvadan madalya ile dönem ve teknik heyeti asla mahcup etmeyen nadide isimlerimizden biridir.Bu özelliði sebebi ile de bu dünya þampiyonasýnda direk olarak takýma alýndý.Bir gerçek ki Takýmýmýz altýn madalya kazanýrsa ki kesin kazanacak, bu isimlerden biride Azize olacaktýr.
Azize, taekwondosunun yaný sýra neþeli ve hayat dolu kiþiliði ile de takýmýn bel kemiði.Nasýl bir insan bu kadar hayat dolu neþeli ve sevecen oluyor anlamýyorum.Milyarlarca liranýz olsa ve marketlerden sevgi, neþe, samimiyet, dostluk satýn alsanýz Azize'deki kadarýna ulaþamazdýnýz.En zor anlarda takýmýn moral deposu olan kardeþimiz bu özelliði ile müsabaka yapmasa bile takým içinde olmasý gereken nadide sporculardan biridir.
Azize 09 .02 1986 Ankara doðumlu. Spora 4 yaþýnda aletli artistik jimnastik baþladý. Bu alanda çeþitli Türkiye dereceleri elde etti.Bu çalýþma 6 yýl kadar sürdü. antrenmanda kolu kýrýldý ve ameliyat oldu. Bu süre içerisinde Ankara'da yaþýyordu.
2000 yýlýnda Antalya'ya taþýnýnca Aðabeylerinden etkilenerek Ali ihsan Tekin hocamýzýn yanýnda taekwondoya baþladý.Halende çalýþmalarý birlikte devam ettiriyorlar.
Antrenmanlara hergün düzenli olarak devam ediyor.bahri Tanrýkulu ile birlikte sürekli çalýþmasý onun çok formda olmasýný saðlýyor.Kýsa sürede taekwondoda yer etmesinin en önemli sebeplerinden biri küçükken yapmýþ olduðu jimnastik sporudur.taekwondo yapmasýnýn daha 5. ayýnda müsabakalara katýlmaya baþladý.
2.senesin de Gençler Milli Takýmýna girdi. Bu çabukluk hemen hemen hiç bir sporcuya nasip olmamýþtýr..7 yýldýr taekwondo çalýþmaya devam ediyor.Bu konuda Hocasý Ali Ýhsan tekin'e, Aðabeyi Bahri Tanrýkuluna , deðerli teknik heyete ve desteðini asla esirgemeyen ailesine sonsuz teþekkürler ediyor.
Bazý dereceleri:
Türkiye Þampiyonasi 14 kez 1.lik
Belçika 1
Hollanda acik 2
Almanya acik 3
Avrupa kupasi 1
Dünya Kupasý 2 (ferdi)
Avrupa Þampiyonasý 2005 1.lik
Üniversiteler Dünya Olimpiyati 2005 1
Tanrikulu AZIZE
Identity
Name, First name Azize, Tanrikulu
Country Turkey
Discipline Taekwondo
Category Light 67kg - 72kg
Attention, results and palmares of Tanrikulu Azize are based on the datas of The-Sports.org and may be incomplete.
Results
Event Discipline Pos Results Date Season
World Cup Taekwondo Light 59kg - 63kg 2 15/09/2006 2006
Azize Tanrýkulu
Azize Tüm sporcularýmýza örnek olacak nadide isimlerimizden birisidir.
Dünya Þampiyonasýnda çok ciddi bir sakatlýk geçirmesine ve önemli bir ameliyat olmasýna raðmen mükemmel bir istirahat dönemi ve bakým geçirerek kýsa sürede tatamiye döndü.Uzun dönem antrenman yapamamasýna raðmen kendini toparladý ve Türkiye'nin en iyi sporcularýný yenerek bu seçmeye hak kazandý.Onun sakatlýðýna uðrayan çoðu sporcunun sporu býraktýðý günümüzde Azize Profesyonel Sporculuðu nedeni ile tüm genç kuþaklara örnek teþkil ediyor...
Azize 09 .02 1986 Ankara doðumlu. Spora 4 yaþýnda aletli artistik jimnastik baþladý.
2000 yýlýnda Antalya'ya taþýnýnca Aðabeylerinden etkilenerek Ali ihsan Tekin hocamýzýn yanýnda taekwondoya ve daha 5. ayýnda müsabakalara katýlmaya baþladý.
Antrenmanlara her gün düzenli olarak devam ediyor.bahri Tanrýkulu ile birlikte sürekli çalýþmasý onun çok formda olmasýný saðlýyor.Kýsa sürede taekwondoda yer etmesinin en önemli sebeplerinden biri küçükken yapmýþ olduðu jimnastik sporudur.
2.senesin de Gençler Milli Takýmýna girdi. Bu çabukluk hemen hemen hiç bir sporcuya nasip olmamýþtýr..7 yýldýr taekwondo çalýþmaya devam ediyor.Bu konuda Hocasý Ali Ýhsan tekin'e, Aðabeyi Bahri Tanrýkuluna , deðerli teknik heyete ve desteðini asla esirgemeyen ailesine sonsuz teþekkürler ediyor.
Bazý dereceleri:
Türkiye Þampiyonasi 14 kez 1.lik
Belçika 1
Hollanda acik 2
Almanya acik 3
Avrupa kupasi 1
Dünya Kupasý 2 (ferdi)
Avrupa Þampiyonasý 2005 1.lik
Üniversiteler Dünya Olimpiyati 2005 1
[img]
[/img]
Konu: Azize Tanrýkulu!!! C.tesi Nis. 26, 2008 2:32 pm
--------------------------------------------------------------------------------
Tarife ve anlatmaya gerek yok aslýnda.Azize deyince herkes bilir.Çünkü o taekwondomuzun marka isimlerinden biridir.Her turnuvadan madalya ile dönem ve teknik heyeti asla mahcup etmeyen nadide isimlerimizden biridir.Bu özelliði sebebi ile de bu dünya þampiyonasýnda direk olarak takýma alýndý.Bir gerçek ki Takýmýmýz altýn madalya kazanýrsa ki kesin kazanacak, bu isimlerden biride Azize olacaktýr.
Azize, taekwondosunun yaný sýra neþeli ve hayat dolu kiþiliði ile de takýmýn bel kemiði.Nasýl bir insan bu kadar hayat dolu neþeli ve sevecen oluyor anlamýyorum.Milyarlarca liranýz olsa ve marketlerden sevgi, neþe, samimiyet, dostluk satýn alsanýz Azize'deki kadarýna ulaþamazdýnýz.En zor anlarda takýmýn moral deposu olan kardeþimiz bu özelliði ile müsabaka yapmasa bile takým içinde olmasý gereken nadide sporculardan biridir.
Azize 09 .02 1986 Ankara doðumlu. Spora 4 yaþýnda aletli artistik jimnastik baþladý. Bu alanda çeþitli Türkiye dereceleri elde etti.Bu çalýþma 6 yýl kadar sürdü. antrenmanda kolu kýrýldý ve ameliyat oldu. Bu süre içerisinde Ankara'da yaþýyordu.
2000 yýlýnda Antalya'ya taþýnýnca Aðabeylerinden etkilenerek Ali ihsan Tekin hocamýzýn yanýnda taekwondoya baþladý.Halende çalýþmalarý birlikte devam ettiriyorlar.
Antrenmanlara hergün düzenli olarak devam ediyor.bahri Tanrýkulu ile birlikte sürekli çalýþmasý onun çok formda olmasýný saðlýyor.Kýsa sürede taekwondoda yer etmesinin en önemli sebeplerinden biri küçükken yapmýþ olduðu jimnastik sporudur.taekwondo yapmasýnýn daha 5. ayýnda müsabakalara katýlmaya baþladý.
2.senesin de Gençler Milli Takýmýna girdi. Bu çabukluk hemen hemen hiç bir sporcuya nasip olmamýþtýr..7 yýldýr taekwondo çalýþmaya devam ediyor.Bu konuda Hocasý Ali Ýhsan tekin'e, Aðabeyi Bahri Tanrýkuluna , deðerli teknik heyete ve desteðini asla esirgemeyen ailesine sonsuz teþekkürler ediyor.
Bazý dereceleri:
Türkiye Þampiyonasi 14 kez 1.lik
Belçika 1
Hollanda acik 2
Almanya acik 3
Avrupa kupasi 1
Dünya Kupasý 2 (ferdi)
Avrupa Þampiyonasý 2005 1.lik
Üniversiteler Dünya Olimpiyati 2005 1
Tanrikulu AZIZE
Identity
Name, First name Azize, Tanrikulu
Country Turkey
Discipline Taekwondo
Category Light 67kg - 72kg
Attention, results and palmares of Tanrikulu Azize are based on the datas of The-Sports.org and may be incomplete.
Results
Event Discipline Pos Results Date Season
World Cup Taekwondo Light 59kg - 63kg 2 15/09/2006 2006
Azize Tanrýkulu
Azize Tüm sporcularýmýza örnek olacak nadide isimlerimizden birisidir.
Dünya Þampiyonasýnda çok ciddi bir sakatlýk geçirmesine ve önemli bir ameliyat olmasýna raðmen mükemmel bir istirahat dönemi ve bakým geçirerek kýsa sürede tatamiye döndü.Uzun dönem antrenman yapamamasýna raðmen kendini toparladý ve Türkiye'nin en iyi sporcularýný yenerek bu seçmeye hak kazandý.Onun sakatlýðýna uðrayan çoðu sporcunun sporu býraktýðý günümüzde Azize Profesyonel Sporculuðu nedeni ile tüm genç kuþaklara örnek teþkil ediyor...
Azize 09 .02 1986 Ankara doðumlu. Spora 4 yaþýnda aletli artistik jimnastik baþladý.
2000 yýlýnda Antalya'ya taþýnýnca Aðabeylerinden etkilenerek Ali ihsan Tekin hocamýzýn yanýnda taekwondoya ve daha 5. ayýnda müsabakalara katýlmaya baþladý.
Antrenmanlara her gün düzenli olarak devam ediyor.bahri Tanrýkulu ile birlikte sürekli çalýþmasý onun çok formda olmasýný saðlýyor.Kýsa sürede taekwondoda yer etmesinin en önemli sebeplerinden biri küçükken yapmýþ olduðu jimnastik sporudur.
2.senesin de Gençler Milli Takýmýna girdi. Bu çabukluk hemen hemen hiç bir sporcuya nasip olmamýþtýr..7 yýldýr taekwondo çalýþmaya devam ediyor.Bu konuda Hocasý Ali Ýhsan tekin'e, Aðabeyi Bahri Tanrýkuluna , deðerli teknik heyete ve desteðini asla esirgemeyen ailesine sonsuz teþekkürler ediyor.
Bazý dereceleri:
Türkiye Þampiyonasi 14 kez 1.lik
Belçika 1
Hollanda acik 2
Almanya acik 3
Avrupa kupasi 1
Dünya Kupasý 2 (ferdi)
Avrupa Þampiyonasý 2005 1.lik
Üniversiteler Dünya Olimpiyati 2005 1
[img]
[/img]
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
**********
Admin Çarþ. Mayýs 21, 2008 3:13 am
SÝBEL GÜLER
67 Kilo Bayanlarda Olimpiyat ümidimiz Sibel Güler Taekwondo Milli takýmýmýzýn en önemli isimlerinden biri.Her gittiði turnuvadan madalya ile dönen ve bizleri her zaman gururlandýran bir sporcumuz.Kilosunda Dünyanýn en iyi sporcularý arasýnda olan Sibel Güler
67 kiloda Olimpiyatlara katýlma mücadelesi verecek.
Sibel 1984 Yýlý Bulgaristan doðumlu.6 yaþýnda Türkiye'ye göç ettiler..Þu an Ankara üniversitesi BESYO öðretmenlik son sýnýf öðrencisi olan Sibel Güler taekwondoya 1995 yýlýnda Çýnar Spor Kulübünde Mehmet Örkan yönetiminde baþladý.T.S.E Spor Kulübü sporcusu olarak taekwondomuza hizmet ediyor.
2000 yýlýndan itibaren sürekli milli takýmda yer almakta olan Sibel'in bazý dereceleri
Uluslararasý birincilik,2. ve 3.ler
2000 gençler Dünya 2.si Balkan 2.si
2004 Avrupa Þampiyonasý. 1.si
2006 Avrupa Þampiyonasý. 1.si
2005 Üniversiade 1.si
2005 Avrupa Þampiyonasý. 3.sü
2006 Avrupa Kupasý1.si
2006 Dünya Kupasý Ferdi 2.si
2006 Dünya Kupasý 2.si (TAKIM)
2007 Universiade 2.si
2007 Olimpik Safe guart deneme turnuvasý 1.si..
67 Kilo Bayanlarda Olimpiyat ümidimiz Sibel Güler Taekwondo Milli takýmýmýzýn en önemli isimlerinden biri.Her gittiði turnuvadan madalya ile dönen ve bizleri her zaman gururlandýran bir sporcumuz.Kilosunda Dünyanýn en iyi sporcularý arasýnda olan Sibel Güler
67 kiloda Olimpiyatlara katýlma mücadelesi verecek.
Sibel 1984 Yýlý Bulgaristan doðumlu.6 yaþýnda Türkiye'ye göç ettiler..Þu an Ankara üniversitesi BESYO öðretmenlik son sýnýf öðrencisi olan Sibel Güler taekwondoya 1995 yýlýnda Çýnar Spor Kulübünde Mehmet Örkan yönetiminde baþladý.T.S.E Spor Kulübü sporcusu olarak taekwondomuza hizmet ediyor.
2000 yýlýndan itibaren sürekli milli takýmda yer almakta olan Sibel'in bazý dereceleri
Uluslararasý birincilik,2. ve 3.ler
2000 gençler Dünya 2.si Balkan 2.si
2004 Avrupa Þampiyonasý. 1.si
2006 Avrupa Þampiyonasý. 1.si
2005 Üniversiade 1.si
2005 Avrupa Þampiyonasý. 3.sü
2006 Avrupa Kupasý1.si
2006 Dünya Kupasý Ferdi 2.si
2006 Dünya Kupasý 2.si (TAKIM)
2007 Universiade 2.si
2007 Olimpik Safe guart deneme turnuvasý 1.si..
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
ZEYNEP ÝNANOÐLU
Admin Perþ. Mayýs 22, 2008 2:42 pm
Zeynep Inanoglu
M.S. Candidate
Speech Interface Group
Room E15-352, 20 Ames Street
Cambridge, MA 02139-4307
phone: (617) 253-7120
fax: (617) 258-6264
e-mail: zi201@media.mit.edu
Projects
LampMail, Emotive Alert.
Research Interests
Language Understanding, Voice Conversion, Human Machine Interaction.
Education
AB in Electrical Engineering from Harvard University,
MPhil in Speech and Language Processing from University of Cambridge.
Interests
Long distance running, ballroom dancing, yoga.
Where am I from?
Istanbul, Turkey.
Altýn Kýz Zeynep !! Tarih: 14 Jun 2006
Zeynep Ýnanoðlu ünlü bir ailenin kýzý. Ama diðerleri gibi ne parlak ýþýklara meraklý, ne þöhrete düþkün.
--------------------------------------------------------------------------------
Þöhretle hiç iþi yok
Yasemin Kozanoðlu, Yaðmur Ünal, Selin Denizli ve diðerleri... Bu genç kýzlarýn adý geçtiðinde herkesin aklýna ya aþklarý, ya da sansasyonlarý geliyor. Bu kadar gündemde olmalarýnýn tek nedeni, ailelerinin sahip olduðu þöhreti yanlýþ yönde çar çur etmeleri. Ama öyle biri var ki, hem annesi, hem de babasý sanat dünyasýnýn zirvedeki isimlerinden olmasýna karþýn onu kimse tanýmýyor.
ONUN LAKABI `ALTIN KIZ`
KÝMDEN mi söz ediyoruz? Gülþen Bubikoðlu ve Türker Ýnanoðlu kýzý Zeynep`ten. Diðerlerinin aksine adýný sansasyon ile deðil de, baþarýlarý ile duyuruyor. Zaten onun da þöhret olma gibi bir kaygýsý yok. Harvard mezunu olan Zeynep, Amerika`da `Altýn Kýz` olarak tanýnýyor. Uluslararasý bilim çevrelerinde adýndan söz ettiriyor.
Türker Ýnanoðlu ve Gülþen Bubikoðlu'nun elektronik mühendisi kýzlarý Zeynep Ýnanoðlu, önceki akþam Esma Sultan Yalýsý'nda gerçekleþtirilen nikah töreniyle iþletmeci Orhan Gorbon ile hayatýný birleþtirdi. Sarýyer Belediye Baþkaný Yusuf Tülün'ün kýydýðý nikah töreninde gelinin nikah þahitliðini TUSÝAD Baþkaný Arzuhan Doðan Yalçýndað, damadýn þahitliðini ise Kerim Baran yaptý. Nikah törenine Aydýn Doðan, Hüsnü Özyeðin, Ferit Þahenk, Ali Koç, Yýlmaz Soyak, Yýlmaz Ulusoy, Mustafa Taviloðlu, Hülya Koçyiðit, Cüneyt Arkýn, Halit Kývanç'ýn da aralarýnda bulunduðu yaklaþýk 350 davetli katýldý. Nikahtan sonra yapýlan düðün töreninde ENBE Orkestrasý ve Vokaliz grubu sahne alarak davetlilere unutulmaz bir gece yaþattý. Zeynep Ýnanoðlu, Amerikalý modacý Vera Wang imzalý gelinliði ile göz kamaþtýrdý. Çiftin ikinci düðünleri dün gece Club 29'da yapýldý. Yeni çiftin sadece arkadaþlarýnýn katýlacaðý parti havasýnda geçecek düðünde ünlü Macar Çigan Keman Orkestrasý sahne alacak. Zeynep Ýnanoðlu, "Emotive Alert" adýný verdiði yeni yazýlým sistemiyle dikkatleri çekmiþti.
*******
Genç Bilim Kadýný Zeynep
Zeynep Ýnanoðlu... Gencecik bir öðrenci, bir kadýn, bir Türk kýzý. Çalýþmalarý dünya çapýnda ses getiren bir bilgisayar programcýsý... Zeynep kendini milyonlarýn hayatýný kolaylaþtýrmaya adamýþ bir bilim kadýný.
Uluslararasý bilim çevrelerinde adýndan söz ettiren Zeynep Ýnanoðlu, ‘Emotive Alert’ adýný verdiði yeni yazýlým sistemiyle bir kez daha dikkatleri çekti. Sistem, telesekreterdeki sesli mesajlarý arayanýn ses tonuna göre sýnýflandýrýyor. Ýnanoðlu’nun bir sonraki hedefi, duygusal tepki veren bilgisayarlar. KOÇ Lisesi’ni birincilikle bitirdikten sonra Harvard Üniversitesi’nden mezun olan, arkasýndan da Massachussets Institute of Technology (MIT) ve Cambridge Üniversitesi’nde ‘internet teknolojisi’ üzerine master yapan 27 yaþýndaki Zeynep Ýnanoðlu, yeni çalýþmasýyla uluslararasý bilim dünyasýnýn gündemine oturdu. DUYGUSAL ANALÝZ Ýnanoðlu’nun doktorasýný yaptýðý MIT’te Ron Caneel’le birlikte ürettiði ve ‘Emotive Alert’ (Duygusal Uyarýcý) adýný verdiði yazýlým sistemi, cep telefonlarý ya da telesekreterlere býrakýlan mesajlarýn duygusal analizini temel alýyor. Bu yeni yazýlým, mesajlarýn ilk on saniyesindeki sesin tonunu, heyecanýný, öfkesini ve sevincini çözümleyerek mesajlarý önemlerine göre sýralýyor. Böylece, bütün mesajlarý dinlemeden, hangisinin daha acil olduðunu öðrenmek mümkün oluyor. ÝÞLETMELERE KOLAYLIK Sistemin hastane, itfaiye ve polis merkezlerine yapýlan sahte ihbarlarý tespit ederek hem iþgücü ve zaman kaybýný önleyeceði, hem de operasyonlara büyük hýz kazandýracaðý belirtiliyor. British Telecom’da insan-bilgisayar etkileþimi üzerine çalýþan araþtýrmacý Stephan Furner, ünlü bilim dergisi Nev Scientist’e yazdýðý yazýda, Ýnanoðlu’nun buluþunun duygusal taleplere cevap verebilen bilgisayarlar konusunda atýlmýþ çok önemli bir adým olduðunu söyledi. Ýnanoðlu, daha önceki çalýþmalarýyla Beyaz Saray’da eski ABD Baþkaný Bill Clinton ve eþi Hilary Clinton tarafýndan da ödüllendirilmiþti. Ünlü film yapýmcýsý Türker Ýnanoðlu ve film sanatçýsý Gülþen Bubikoðlu’nun kýzý olan Ýnanoðlu, yeni hedefinin duygusal tepki veren bilgisayarlar olduðunu belirtti. Sýrada duygusal bilgisayarlar var Zeynep Ýnanoðlu, konuyla ilgili olarak kendisine yöneltilen sorularý þöyle yanýtladý: Bu buluþun yararlarý nedir? - ‘Emotive Alert’ uygulamasý, bir kullanýcýnýn cep telefonuna veya telesekreterine gelen mesajlardaki dominant duygularý otomatik olarak belirliyor ve kullanýcýya, ‘Bir acil mesajýniz var’ þeklinde uyarý gönderiyor. Amaç, kullanýcýlarýn mesajlarý dinlemeden öncelik sýrasýna koyabilmesidir. Makinelerin insan seslerini tanýyabilecek kadar geliþmesi, bilimkurgu filmlerinde gördüðümüz robotlarýn egemenliðini gündeme getirebilir mi? - Bu konuda çok þey yazýp çizen bir hayli bilim adamý var, ama ben þahsen bu tip ihtimalleri çok uzak görüyorum. Önemli olan þu anda insan hayatýný daha verimli kýlmak ve insanlýðýn sorunlarýný çözümlemek. Bu yolda da bilgisayarlarýn bizim için yapabileceði daha çok þey var. Yeni hedefleriniz nedir? - Bu konuda katedeceðimiz çok yol var. Kýsa vadede hedefimiz bu uygulamalarýn insan hayatýna kolayca geçebilecek hale gelmesi. Ben, doktoram kapsamýnda duygu s entezlemeyle de ilgileniyorum. O da bilgisayarlarýn gerektiðinde duygusal (sinirli, heyecanlý, mutlu) davranmasý þeklinde özetlenebilir.
[img]
[/img][img]
[/img]
M.S. Candidate
Speech Interface Group
Room E15-352, 20 Ames Street
Cambridge, MA 02139-4307
phone: (617) 253-7120
fax: (617) 258-6264
e-mail: zi201@media.mit.edu
Projects
LampMail, Emotive Alert.
Research Interests
Language Understanding, Voice Conversion, Human Machine Interaction.
Education
AB in Electrical Engineering from Harvard University,
MPhil in Speech and Language Processing from University of Cambridge.
Interests
Long distance running, ballroom dancing, yoga.
Where am I from?
Istanbul, Turkey.
Altýn Kýz Zeynep !! Tarih: 14 Jun 2006
Zeynep Ýnanoðlu ünlü bir ailenin kýzý. Ama diðerleri gibi ne parlak ýþýklara meraklý, ne þöhrete düþkün.
--------------------------------------------------------------------------------
Þöhretle hiç iþi yok
Yasemin Kozanoðlu, Yaðmur Ünal, Selin Denizli ve diðerleri... Bu genç kýzlarýn adý geçtiðinde herkesin aklýna ya aþklarý, ya da sansasyonlarý geliyor. Bu kadar gündemde olmalarýnýn tek nedeni, ailelerinin sahip olduðu þöhreti yanlýþ yönde çar çur etmeleri. Ama öyle biri var ki, hem annesi, hem de babasý sanat dünyasýnýn zirvedeki isimlerinden olmasýna karþýn onu kimse tanýmýyor.
ONUN LAKABI `ALTIN KIZ`
KÝMDEN mi söz ediyoruz? Gülþen Bubikoðlu ve Türker Ýnanoðlu kýzý Zeynep`ten. Diðerlerinin aksine adýný sansasyon ile deðil de, baþarýlarý ile duyuruyor. Zaten onun da þöhret olma gibi bir kaygýsý yok. Harvard mezunu olan Zeynep, Amerika`da `Altýn Kýz` olarak tanýnýyor. Uluslararasý bilim çevrelerinde adýndan söz ettiriyor.
Türker Ýnanoðlu ve Gülþen Bubikoðlu'nun elektronik mühendisi kýzlarý Zeynep Ýnanoðlu, önceki akþam Esma Sultan Yalýsý'nda gerçekleþtirilen nikah töreniyle iþletmeci Orhan Gorbon ile hayatýný birleþtirdi. Sarýyer Belediye Baþkaný Yusuf Tülün'ün kýydýðý nikah töreninde gelinin nikah þahitliðini TUSÝAD Baþkaný Arzuhan Doðan Yalçýndað, damadýn þahitliðini ise Kerim Baran yaptý. Nikah törenine Aydýn Doðan, Hüsnü Özyeðin, Ferit Þahenk, Ali Koç, Yýlmaz Soyak, Yýlmaz Ulusoy, Mustafa Taviloðlu, Hülya Koçyiðit, Cüneyt Arkýn, Halit Kývanç'ýn da aralarýnda bulunduðu yaklaþýk 350 davetli katýldý. Nikahtan sonra yapýlan düðün töreninde ENBE Orkestrasý ve Vokaliz grubu sahne alarak davetlilere unutulmaz bir gece yaþattý. Zeynep Ýnanoðlu, Amerikalý modacý Vera Wang imzalý gelinliði ile göz kamaþtýrdý. Çiftin ikinci düðünleri dün gece Club 29'da yapýldý. Yeni çiftin sadece arkadaþlarýnýn katýlacaðý parti havasýnda geçecek düðünde ünlü Macar Çigan Keman Orkestrasý sahne alacak. Zeynep Ýnanoðlu, "Emotive Alert" adýný verdiði yeni yazýlým sistemiyle dikkatleri çekmiþti.
*******
Genç Bilim Kadýný Zeynep
Zeynep Ýnanoðlu... Gencecik bir öðrenci, bir kadýn, bir Türk kýzý. Çalýþmalarý dünya çapýnda ses getiren bir bilgisayar programcýsý... Zeynep kendini milyonlarýn hayatýný kolaylaþtýrmaya adamýþ bir bilim kadýný.
Uluslararasý bilim çevrelerinde adýndan söz ettiren Zeynep Ýnanoðlu, ‘Emotive Alert’ adýný verdiði yeni yazýlým sistemiyle bir kez daha dikkatleri çekti. Sistem, telesekreterdeki sesli mesajlarý arayanýn ses tonuna göre sýnýflandýrýyor. Ýnanoðlu’nun bir sonraki hedefi, duygusal tepki veren bilgisayarlar. KOÇ Lisesi’ni birincilikle bitirdikten sonra Harvard Üniversitesi’nden mezun olan, arkasýndan da Massachussets Institute of Technology (MIT) ve Cambridge Üniversitesi’nde ‘internet teknolojisi’ üzerine master yapan 27 yaþýndaki Zeynep Ýnanoðlu, yeni çalýþmasýyla uluslararasý bilim dünyasýnýn gündemine oturdu. DUYGUSAL ANALÝZ Ýnanoðlu’nun doktorasýný yaptýðý MIT’te Ron Caneel’le birlikte ürettiði ve ‘Emotive Alert’ (Duygusal Uyarýcý) adýný verdiði yazýlým sistemi, cep telefonlarý ya da telesekreterlere býrakýlan mesajlarýn duygusal analizini temel alýyor. Bu yeni yazýlým, mesajlarýn ilk on saniyesindeki sesin tonunu, heyecanýný, öfkesini ve sevincini çözümleyerek mesajlarý önemlerine göre sýralýyor. Böylece, bütün mesajlarý dinlemeden, hangisinin daha acil olduðunu öðrenmek mümkün oluyor. ÝÞLETMELERE KOLAYLIK Sistemin hastane, itfaiye ve polis merkezlerine yapýlan sahte ihbarlarý tespit ederek hem iþgücü ve zaman kaybýný önleyeceði, hem de operasyonlara büyük hýz kazandýracaðý belirtiliyor. British Telecom’da insan-bilgisayar etkileþimi üzerine çalýþan araþtýrmacý Stephan Furner, ünlü bilim dergisi Nev Scientist’e yazdýðý yazýda, Ýnanoðlu’nun buluþunun duygusal taleplere cevap verebilen bilgisayarlar konusunda atýlmýþ çok önemli bir adým olduðunu söyledi. Ýnanoðlu, daha önceki çalýþmalarýyla Beyaz Saray’da eski ABD Baþkaný Bill Clinton ve eþi Hilary Clinton tarafýndan da ödüllendirilmiþti. Ünlü film yapýmcýsý Türker Ýnanoðlu ve film sanatçýsý Gülþen Bubikoðlu’nun kýzý olan Ýnanoðlu, yeni hedefinin duygusal tepki veren bilgisayarlar olduðunu belirtti. Sýrada duygusal bilgisayarlar var Zeynep Ýnanoðlu, konuyla ilgili olarak kendisine yöneltilen sorularý þöyle yanýtladý: Bu buluþun yararlarý nedir? - ‘Emotive Alert’ uygulamasý, bir kullanýcýnýn cep telefonuna veya telesekreterine gelen mesajlardaki dominant duygularý otomatik olarak belirliyor ve kullanýcýya, ‘Bir acil mesajýniz var’ þeklinde uyarý gönderiyor. Amaç, kullanýcýlarýn mesajlarý dinlemeden öncelik sýrasýna koyabilmesidir. Makinelerin insan seslerini tanýyabilecek kadar geliþmesi, bilimkurgu filmlerinde gördüðümüz robotlarýn egemenliðini gündeme getirebilir mi? - Bu konuda çok þey yazýp çizen bir hayli bilim adamý var, ama ben þahsen bu tip ihtimalleri çok uzak görüyorum. Önemli olan þu anda insan hayatýný daha verimli kýlmak ve insanlýðýn sorunlarýný çözümlemek. Bu yolda da bilgisayarlarýn bizim için yapabileceði daha çok þey var. Yeni hedefleriniz nedir? - Bu konuda katedeceðimiz çok yol var. Kýsa vadede hedefimiz bu uygulamalarýn insan hayatýna kolayca geçebilecek hale gelmesi. Ben, doktoram kapsamýnda duygu s entezlemeyle de ilgileniyorum. O da bilgisayarlarýn gerektiðinde duygusal (sinirli, heyecanlý, mutlu) davranmasý þeklinde özetlenebilir.
[img]
[/img][img][/img]
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
Pýnar Erincin
Admin Salý Haz. 24, 2008 1:47 am
Avrupa bu Türk kýzýný konuþuyor
Rol aldýðý ilk uzun metrajlý film olan 'En Garde' ile Locarno Film Festivali'nde 'En Ýyi Kadýn Oyuncu' seçilen Pýnar Erincin "Bu sonucu beklemiyordum, çok mutluyum" dedi.
1983 Yýlýnda Almanya’nýn Köln þehrinde dünyaya geldi, orta öðrenimini bitirdikten sonra konservatuara giderek tiyatro oyunculuðu öðrenimi aldý, halen öðrenimine devam etmektedir. Yönetmenliðini Türk asýllý Ayþe Polat’ýn yaptýðý sinema filmi ile A Tipi Film Festivali olan Locarno Film Festivalinde Gümüþ Leopar En Ýyi Kadýn Oyuncu Ödülünü aldý.Film und Fernsehen(Auszüge) Sinema Filmi ve televizyon için dizi filmler:
Die Anrheiner / WDR / dizi film, versch. Regisseure
Der Pascha von Nippes / RTL / dizi film, Regie: S. Allet-Coche
Der König von Kreuzberg / Sat 1 / dizi film, Regie: J. Becker
Zeit der Wünsche / WDR / dizi film, Regie: R. Schübel
En Garde /Intervista / sinema filmi, Regie: Ayþe Polat / Silberner Leopard als beste Schauspielerin auf dem Filmfest Locarno
2004, Locarno Film Festivali En Ýyi Kadýn Oyuncu Gümüþ Leopar Ödülü
Die Wache / RTL / dizi film, Regie: N. Skrovanik
SOKO 5113 / ZDF / dizi film
Klinikum Berlin-Mitte / SAT1 / dizi film, Regie: U. Zrenner
Ich schenk’ Dir meinen Mann / ZDF / dizi film, Regie: K. Hattop
Alarm für Cobra 11 / RTL / dizi film, Regie: A. Barth
Rote Glut / ZDF / dizi film, Regie: M. Schlichter
Dr. Stefan Frank / Episoden-Hauptrolle / sinema filmi, Regie: G. Erhardt Alle meine Töchter / ZDF / dizi film, Regie: W. Hübner
Fort Alpha / sinema filmi, Regie: A. van de Rest
Stadtklinik / RTL / dizi film, Regie: R. Klingenfuss
Theater, oynadýðý tiyatro oyunlarý,
Wupper Theater - Workshops mit Kindern und Jugendlichen
Staatstheater Oberhausen-Hagen
Arkadas Theater Köln
Türk yönetmen ve oyuncularýn Avrupa'daki baþarýlarýna bir yenisi daha eklendi. 'Duvara Karþý' filmiyle Berlin Film Festivali'nde 'Altýn Ayý' kazanan Fatih Akýn'ýn ardýndan, Yönetmen Ayþe Polat da 'En Garde' adlý çalýþmasý ile '57'nci Uluslararasý Locarno Film Festivali'nde en iyi ikinci film ödülünü aldý.
'ÇABALARIMIN KARÞILIÐI'
Ancak, kazanýlan baþarý bu kadarla kalmadý. 21 yaþýndaki Türk kýzý Pýnar Erincin 'En Garde'deki gösterdiði üstün performansý nedeniyle ayný festivalden 'En Ýyi Kadýn Oyuncu' ödülüyle ayrýldý. 'Gümüþ Leopar' ödüllü genç oyuncu Erincin Avrupa sinema çevrelerinin dikkatini üzerine topladý. Erincin, "Bu sonucu hiç beklemiyordum. Çok mutluyum. Ýnanamadým. Bu filmle aldýðým ödülü, çabalarýmýn karþýlýðý olarak görüyorum" dedi. Amacýnýn ünlü olmak deðil, kalýcý iþlere imza atmak olduðunu ifade eden Erincin, þunlarý söyledi: "Daha yolun baþýndayým. Bu ödülden sonra daha iyi þeyler olabilir. Türkler daha fazla film yapmaya baþladýðý zaman karakterler de çeþitlenecek. Þimdiye kadar hep Türk kýzýný canlandýrdým. Bunun deðiþmesini istiyorum."
[img]
[/img]
Rol aldýðý ilk uzun metrajlý film olan 'En Garde' ile Locarno Film Festivali'nde 'En Ýyi Kadýn Oyuncu' seçilen Pýnar Erincin "Bu sonucu beklemiyordum, çok mutluyum" dedi.
1983 Yýlýnda Almanya’nýn Köln þehrinde dünyaya geldi, orta öðrenimini bitirdikten sonra konservatuara giderek tiyatro oyunculuðu öðrenimi aldý, halen öðrenimine devam etmektedir. Yönetmenliðini Türk asýllý Ayþe Polat’ýn yaptýðý sinema filmi ile A Tipi Film Festivali olan Locarno Film Festivalinde Gümüþ Leopar En Ýyi Kadýn Oyuncu Ödülünü aldý.Film und Fernsehen(Auszüge) Sinema Filmi ve televizyon için dizi filmler:
Die Anrheiner / WDR / dizi film, versch. Regisseure
Der Pascha von Nippes / RTL / dizi film, Regie: S. Allet-Coche
Der König von Kreuzberg / Sat 1 / dizi film, Regie: J. Becker
Zeit der Wünsche / WDR / dizi film, Regie: R. Schübel
En Garde /Intervista / sinema filmi, Regie: Ayþe Polat / Silberner Leopard als beste Schauspielerin auf dem Filmfest Locarno
2004, Locarno Film Festivali En Ýyi Kadýn Oyuncu Gümüþ Leopar Ödülü
Die Wache / RTL / dizi film, Regie: N. Skrovanik
SOKO 5113 / ZDF / dizi film
Klinikum Berlin-Mitte / SAT1 / dizi film, Regie: U. Zrenner
Ich schenk’ Dir meinen Mann / ZDF / dizi film, Regie: K. Hattop
Alarm für Cobra 11 / RTL / dizi film, Regie: A. Barth
Rote Glut / ZDF / dizi film, Regie: M. Schlichter
Dr. Stefan Frank / Episoden-Hauptrolle / sinema filmi, Regie: G. Erhardt Alle meine Töchter / ZDF / dizi film, Regie: W. Hübner
Fort Alpha / sinema filmi, Regie: A. van de Rest
Stadtklinik / RTL / dizi film, Regie: R. Klingenfuss
Theater, oynadýðý tiyatro oyunlarý,
Wupper Theater - Workshops mit Kindern und Jugendlichen
Staatstheater Oberhausen-Hagen
Arkadas Theater Köln
Türk yönetmen ve oyuncularýn Avrupa'daki baþarýlarýna bir yenisi daha eklendi. 'Duvara Karþý' filmiyle Berlin Film Festivali'nde 'Altýn Ayý' kazanan Fatih Akýn'ýn ardýndan, Yönetmen Ayþe Polat da 'En Garde' adlý çalýþmasý ile '57'nci Uluslararasý Locarno Film Festivali'nde en iyi ikinci film ödülünü aldý.
'ÇABALARIMIN KARÞILIÐI'
Ancak, kazanýlan baþarý bu kadarla kalmadý. 21 yaþýndaki Türk kýzý Pýnar Erincin 'En Garde'deki gösterdiði üstün performansý nedeniyle ayný festivalden 'En Ýyi Kadýn Oyuncu' ödülüyle ayrýldý. 'Gümüþ Leopar' ödüllü genç oyuncu Erincin Avrupa sinema çevrelerinin dikkatini üzerine topladý. Erincin, "Bu sonucu hiç beklemiyordum. Çok mutluyum. Ýnanamadým. Bu filmle aldýðým ödülü, çabalarýmýn karþýlýðý olarak görüyorum" dedi. Amacýnýn ünlü olmak deðil, kalýcý iþlere imza atmak olduðunu ifade eden Erincin, þunlarý söyledi: "Daha yolun baþýndayým. Bu ödülden sonra daha iyi þeyler olabilir. Türkler daha fazla film yapmaya baþladýðý zaman karakterler de çeþitlenecek. Þimdiye kadar hep Türk kýzýný canlandýrdým. Bunun deðiþmesini istiyorum."
[img]
[/img]
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
Elif Genceli
Admin Çarþ. Ekim 29, 2008 2:08 pm
Dr. Elif Gencelli minerami doktora çalýþmasý sýrasýnda buldu.
29/10/2008
Elif Gencelli, Delft Teknik Üniversitesi'nde doktora çalýþmasýnda Antartika buzulunda adýný Meridianiite koyduðu bir minaral keþfetti. Keþif literatüre girdi
ÝSTANBUL - Ýstanbul Teknik Üniversitesi (ÝTÜ) Kimya Mühendisliði mezunu olan ve halen Hollanda’da Delft Teknik Üniversitesi’nde kimya mühendisi olarak görev yapan Dr. Elif Genceli, doktora çalýþmasý sýrasýnda, Antartika buzulunda adýný "Meridianiite" verdiði yeni bir mineral keþfederek uluslararasý literatüre girdi.
Dr. Genceli, adýný "Meridianiite" koyduðu ve formülü "MgSO4#8226;11H2O" olan ve International Mineral Association’dan (IMA) onay alarak literatüre giren mineralin hikayesini þöyle anlattý: "2005 yýlýnda, MgSO4’ün (Magnezyum sülfat) düþük sýcaklýktaki molekül yapýsý ’MgSO4•11H2O’nun bilimsel literatürde hatalý kayýtlý olduðunu bulmuþtum. Molekülün mineral olduðunun ispatý için dünya üzerinde herhangi bir yerde doðal olarak oluþtuðunun kanýtlanmasý gerekiyordu. Yaptýðým araþtýrmada bunun Antartika buzulunda olabileceðini düþündüm. 2007 yýlý Ocak ayýnda Japonya’ya gittim, orada Antartika buzulunda ve Hokkaido Adasý-Saroma Gölü’ndeki deniz tuzunda bu minerali buldum."
Japonya’dan Hollanda’ya dönünce IMA’ya buluþa iliþkin bir teklif götürdüðünü anlatan Dr. Genceli, ayný zamanda NASA için çalýþan Prof. Dr. Ron Peterson adlý araþtýrmacýnýn da Kanada’nýn kuzeyinde bir aðacýn gövdesinde minerali bulduðunu öðrendiðini ve uzun görüþmeler sonucunda buluþun her ikisinin adýna kayýt altýna alýndýðýný anlattý. ÝTÜ Makine Fakültesi öðretim üyelerinden merhum Prof. Dr. Osman Feyzi Genceli’nin kýzý olan Dr. Elif Genceli, çocukluðundan beri hep araþtýrmaya özendirilerek büyütüldüðünü, konu üzerinde uzun süre ve sabýrla çalýþtýðýný dile getirdi.
Küçüklüðünden beri en büyük hayalinin akademisyen olmak olduðunu söyleyen Dr. Genceli, çalýþmasýnda molekülü önce laboratuvarýnda sentezleyip sonra da Antartika buzulunda bulduðunu ifade etti.Bu arada, kimya mühendisliði eðitimi alan, kristalizasyon ve ayýrma teknolojileri alanýnda çalýþmalarý olan Dr. Genceli, bir minerolog olmamasýna karþýn NASA’nýn bilim adamlarý ve güçlü olanaklarýna karþý eþ zamanlý yaptýðý bu çalýþmayla literatüre girerek, baþarýsýnýn deðerini bir kat daha artýrdý.
Öte yandan Elif Genceli, doktor unvanýný bu yýlýn Ocak ayýnda Hollanda Delft Teknik Üniversitesi’nden kendisine verilen üstün baþarý ve onur derecesi (Cum-Laude) ile alýrken, halen ayný üniversitede doktora sonrasý çalýþmasýný sürdürüyor.
[img]
[/img]
29/10/2008
Elif Gencelli, Delft Teknik Üniversitesi'nde doktora çalýþmasýnda Antartika buzulunda adýný Meridianiite koyduðu bir minaral keþfetti. Keþif literatüre girdi
ÝSTANBUL - Ýstanbul Teknik Üniversitesi (ÝTÜ) Kimya Mühendisliði mezunu olan ve halen Hollanda’da Delft Teknik Üniversitesi’nde kimya mühendisi olarak görev yapan Dr. Elif Genceli, doktora çalýþmasý sýrasýnda, Antartika buzulunda adýný "Meridianiite" verdiði yeni bir mineral keþfederek uluslararasý literatüre girdi.
Dr. Genceli, adýný "Meridianiite" koyduðu ve formülü "MgSO4#8226;11H2O" olan ve International Mineral Association’dan (IMA) onay alarak literatüre giren mineralin hikayesini þöyle anlattý: "2005 yýlýnda, MgSO4’ün (Magnezyum sülfat) düþük sýcaklýktaki molekül yapýsý ’MgSO4•11H2O’nun bilimsel literatürde hatalý kayýtlý olduðunu bulmuþtum. Molekülün mineral olduðunun ispatý için dünya üzerinde herhangi bir yerde doðal olarak oluþtuðunun kanýtlanmasý gerekiyordu. Yaptýðým araþtýrmada bunun Antartika buzulunda olabileceðini düþündüm. 2007 yýlý Ocak ayýnda Japonya’ya gittim, orada Antartika buzulunda ve Hokkaido Adasý-Saroma Gölü’ndeki deniz tuzunda bu minerali buldum."
Japonya’dan Hollanda’ya dönünce IMA’ya buluþa iliþkin bir teklif götürdüðünü anlatan Dr. Genceli, ayný zamanda NASA için çalýþan Prof. Dr. Ron Peterson adlý araþtýrmacýnýn da Kanada’nýn kuzeyinde bir aðacýn gövdesinde minerali bulduðunu öðrendiðini ve uzun görüþmeler sonucunda buluþun her ikisinin adýna kayýt altýna alýndýðýný anlattý. ÝTÜ Makine Fakültesi öðretim üyelerinden merhum Prof. Dr. Osman Feyzi Genceli’nin kýzý olan Dr. Elif Genceli, çocukluðundan beri hep araþtýrmaya özendirilerek büyütüldüðünü, konu üzerinde uzun süre ve sabýrla çalýþtýðýný dile getirdi.
Küçüklüðünden beri en büyük hayalinin akademisyen olmak olduðunu söyleyen Dr. Genceli, çalýþmasýnda molekülü önce laboratuvarýnda sentezleyip sonra da Antartika buzulunda bulduðunu ifade etti.Bu arada, kimya mühendisliði eðitimi alan, kristalizasyon ve ayýrma teknolojileri alanýnda çalýþmalarý olan Dr. Genceli, bir minerolog olmamasýna karþýn NASA’nýn bilim adamlarý ve güçlü olanaklarýna karþý eþ zamanlý yaptýðý bu çalýþmayla literatüre girerek, baþarýsýnýn deðerini bir kat daha artýrdý.
Öte yandan Elif Genceli, doktor unvanýný bu yýlýn Ocak ayýnda Hollanda Delft Teknik Üniversitesi’nden kendisine verilen üstün baþarý ve onur derecesi (Cum-Laude) ile alýrken, halen ayný üniversitede doktora sonrasý çalýþmasýný sürdürüyor.
[img]
[/img]
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
Türk kýzý Aylin Selçuk'a büyük onur...
Admin C.tesi Kas. 15, 2008 12:42 am
Alman ''Bild der Frau'' adlý dergi tarafýndan Türk kýzý Aylin Selçuk'a (19) ''Güçlü ülke için güçlü kadýn'' ödülü verildi.
''Deukische Generation'' adlý derneðin kurucusu olan Selçuk, dergi tarafýndan seçilen ülkenin 5 güçlü kadýný arasýnda gösterilerek 10 bin avroluk ödüle layýk görülmüþtü.
Axel-Springer yayýn evinde düzenlenen ve Aile, Kadýn ve Gençlik Bakaný Ursula von der Leyen'in de katýldýðý ödül töreninde Selçuk'a, bu ödül ile birlikte, projesi için kullanmasý amacýyla 10 bin avroluk para ödülü de verildi.
Selçuk, dergi tarafýndan bu yýl 3. kez verilen ödülü bugüne kadar sahip en genç kadýn oldu.
Selçuk'a ödülünü veren tanýnmýþ Alman oyuncu Hannelore Elsner, yaptýðý konuþmada, Aylin'in, iyi fýrsatlar elde edebilmek için yoðun çaba harcayan göçmen gençlerine iyi bir örnek teþkil ettiðini söyledi.
Selçuk da aldýðý ödülden dolayý büyük mutluluk duyduðunu belirterek, derneðin çalýþmalarýyla kendisinin ön plana çýktýðýný, ancak dernek içinde kendisi gibi çalýþan çok sayýda arkadaþýnýn bulunduðunu ifade etti.
Selçuk, ''Gençlerde potansiyel var. Bu potansiyelin ortaya çýkartýlmasý gerekiyor. Yýllar sonra göçmenlerin sayýsý daha da artacak. Bu nedenle kendimizi bu konuda sorumlu hissetmemiz gerekir'' dedi.
Bakan Leyen de konuþmasýnda, ''Burada gerçekten de olaðan üstü 5 kadýn var. Hepsi örnek teþkil ediyor ve bizlere bu tür çabalarýn, her þeyin iyiye gitmesi için gerekli olduðunu gösteriyor'' ifadesini kullandý.
Selçuk'un yaný sýra Tatjana Kreidler, Brigitte Maas, Sabriye Tenberken ve Rose Volz-Schmidt de hazýrladýklarý projeler için 10 biner Avro aldýlar.
Derginin okuyucularý tarafýndan seçilen Sabriye Tenberken ayrýca Okuyucular Özel Ödülü 30 bin avroyu aldý.
Ödül törenine, aralarýnda politikacýlarýn ve sanatçýlarýn da bulunduðu yaklaþýk 350 kiþi katýldý.
Aylin Selçuk, törenden sonra A.A'ya yaptýðý açýklamada, þunlarý söyledi:
''Böyle bir galada olmak ve bu ödülü almak beni çok sevindiriyor. Ünlü Alman oyuncu Hannelore Elsner'den bu ödülü aldýðým için ayrýca büyük mutluluk duyuyorum. Türklerin imajýný gelecekte de Almanya'da düzeltme çalýþmalarýmýzý sürdürmek istiyoruz. Bu ödülü almak bizi teþvik etti.'' (AA)
*****
Almanlar bu Türk kýzýna aþýk!
19 Ekim 2008 Pazar 12:34
Almanlar bu Türk kýzýna hayran oldu. Henüz 19 yaþýnda ancak þimdiden Almanya'nýn en çok konuþulan ismi!
Berlin doðumlu 19 yaþýndaki Aylin Selçuk, bir yýlý aþkýn süredir Alman basýnýnda en çok konuþulan kiþilerden biri. Selçuk, Nisan 2007’de Alman (Deutsche) ve Türk (Türkisch) kelimelerinin birleþimi olan Alman-Türk Kuþaðý (Die Deukische Generation) adlý bir dernek kurdu.
Baþbakan Merkel onun derneðine destek veriyor. Selçuk’un yola çýkýþ felsefesi, Almanlarýn Türklere karþý olan ön yargýlý tutumunu ortadan kaldýrmak ve iki toplumu kaynaþtýrmaktý.
Dernek kurulduktan kýsa bir süre sonra Selçuk, Almanya’nýn önde gelen dergilerinden Der Spiegel’in baþ sayfasýnda yer aldý. Derginin, “Alfa kadýnlarý-Yeni bir kadýn kuþaðý erkekleri nasýl geçiyor?” konulu baþmakalesinde Selçuk, Almanya’daki iþ hayatýnda erkekleri geçen 18 yaþýnda bir genç kýz olarak gösterildi.
Türk gençlerinin “kavgacý” deðil, “toplumun bir parçasý” olduðunu vurgulayan Türk-Alman Kuþaðý Derneði, federal hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakaný Maria Böhmer’in himayesi altýna girdi. Eski Almanya Cumhurbaþkaný Roman Herzog, çalýþmalarý dolayýsýyla derneðe teþekkür mektubu yolladý.
Özellikle de Almanya Baþbakaný Angela Merkel, “Ben doðudan geldiðim için ön yargýlarýn ne demek olduðunu çok iyi bili rim. Ama bu sorunlarla mücadele edip þimdi Almanya’nýn baþbakaný oldum” diyerek derneðe büyük destek verdiðini açýkladý.
Beþ aday arasýndan en genci Aylin Selçuk
Alman basýnýnda sýkça yer alan Selçuk, bu kez de Almanya’nýn önemli kadýn dergilerinden Bild der Frau’nun, “Güçlü Kadýnlar Güçlü Ülke” sloganýyla düzenlediði yarýþmada, “Yýlýn Kadýný 2008” ödülüne aday gösterildi.
Almanya’nýn birçok yerinde yer alan dev panolarda boy gösteren beþ kadýn adayýn içinde yer alan Selçuk çok genç olmasýyla da dikkat çekiyor. 48 yaþýndaki adaylardan Brigitte Maas kadýn giriþimciler, 37 yaþýndaki Sabriye Tenberken görme engelli çocuklar, 40 yaþýndaki Tatjana Kreidler kurtarýcý köpekler ve 52 yaþýndaki Rose Volz-Schmidt de ailelere yardým alanýnda yarýþýyor. Selçuk ise Almanya’daki Türklere yakýþtýrýlan olumsuz imajýn deðiþtirilmesi üzerine çalýþýyor.
[img]
[/img]
[img]
[/img][img]
[/img]
''Deukische Generation'' adlý derneðin kurucusu olan Selçuk, dergi tarafýndan seçilen ülkenin 5 güçlü kadýný arasýnda gösterilerek 10 bin avroluk ödüle layýk görülmüþtü.
Axel-Springer yayýn evinde düzenlenen ve Aile, Kadýn ve Gençlik Bakaný Ursula von der Leyen'in de katýldýðý ödül töreninde Selçuk'a, bu ödül ile birlikte, projesi için kullanmasý amacýyla 10 bin avroluk para ödülü de verildi.
Selçuk, dergi tarafýndan bu yýl 3. kez verilen ödülü bugüne kadar sahip en genç kadýn oldu.
Selçuk'a ödülünü veren tanýnmýþ Alman oyuncu Hannelore Elsner, yaptýðý konuþmada, Aylin'in, iyi fýrsatlar elde edebilmek için yoðun çaba harcayan göçmen gençlerine iyi bir örnek teþkil ettiðini söyledi.
Selçuk da aldýðý ödülden dolayý büyük mutluluk duyduðunu belirterek, derneðin çalýþmalarýyla kendisinin ön plana çýktýðýný, ancak dernek içinde kendisi gibi çalýþan çok sayýda arkadaþýnýn bulunduðunu ifade etti.
Selçuk, ''Gençlerde potansiyel var. Bu potansiyelin ortaya çýkartýlmasý gerekiyor. Yýllar sonra göçmenlerin sayýsý daha da artacak. Bu nedenle kendimizi bu konuda sorumlu hissetmemiz gerekir'' dedi.
Bakan Leyen de konuþmasýnda, ''Burada gerçekten de olaðan üstü 5 kadýn var. Hepsi örnek teþkil ediyor ve bizlere bu tür çabalarýn, her þeyin iyiye gitmesi için gerekli olduðunu gösteriyor'' ifadesini kullandý.
Selçuk'un yaný sýra Tatjana Kreidler, Brigitte Maas, Sabriye Tenberken ve Rose Volz-Schmidt de hazýrladýklarý projeler için 10 biner Avro aldýlar.
Derginin okuyucularý tarafýndan seçilen Sabriye Tenberken ayrýca Okuyucular Özel Ödülü 30 bin avroyu aldý.
Ödül törenine, aralarýnda politikacýlarýn ve sanatçýlarýn da bulunduðu yaklaþýk 350 kiþi katýldý.
Aylin Selçuk, törenden sonra A.A'ya yaptýðý açýklamada, þunlarý söyledi:
''Böyle bir galada olmak ve bu ödülü almak beni çok sevindiriyor. Ünlü Alman oyuncu Hannelore Elsner'den bu ödülü aldýðým için ayrýca büyük mutluluk duyuyorum. Türklerin imajýný gelecekte de Almanya'da düzeltme çalýþmalarýmýzý sürdürmek istiyoruz. Bu ödülü almak bizi teþvik etti.'' (AA)
*****
Almanlar bu Türk kýzýna aþýk!
19 Ekim 2008 Pazar 12:34
Almanlar bu Türk kýzýna hayran oldu. Henüz 19 yaþýnda ancak þimdiden Almanya'nýn en çok konuþulan ismi!
Berlin doðumlu 19 yaþýndaki Aylin Selçuk, bir yýlý aþkýn süredir Alman basýnýnda en çok konuþulan kiþilerden biri. Selçuk, Nisan 2007’de Alman (Deutsche) ve Türk (Türkisch) kelimelerinin birleþimi olan Alman-Türk Kuþaðý (Die Deukische Generation) adlý bir dernek kurdu.
Baþbakan Merkel onun derneðine destek veriyor. Selçuk’un yola çýkýþ felsefesi, Almanlarýn Türklere karþý olan ön yargýlý tutumunu ortadan kaldýrmak ve iki toplumu kaynaþtýrmaktý.
Dernek kurulduktan kýsa bir süre sonra Selçuk, Almanya’nýn önde gelen dergilerinden Der Spiegel’in baþ sayfasýnda yer aldý. Derginin, “Alfa kadýnlarý-Yeni bir kadýn kuþaðý erkekleri nasýl geçiyor?” konulu baþmakalesinde Selçuk, Almanya’daki iþ hayatýnda erkekleri geçen 18 yaþýnda bir genç kýz olarak gösterildi.
Türk gençlerinin “kavgacý” deðil, “toplumun bir parçasý” olduðunu vurgulayan Türk-Alman Kuþaðý Derneði, federal hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakaný Maria Böhmer’in himayesi altýna girdi. Eski Almanya Cumhurbaþkaný Roman Herzog, çalýþmalarý dolayýsýyla derneðe teþekkür mektubu yolladý.
Özellikle de Almanya Baþbakaný Angela Merkel, “Ben doðudan geldiðim için ön yargýlarýn ne demek olduðunu çok iyi bili rim. Ama bu sorunlarla mücadele edip þimdi Almanya’nýn baþbakaný oldum” diyerek derneðe büyük destek verdiðini açýkladý.
Beþ aday arasýndan en genci Aylin Selçuk
Alman basýnýnda sýkça yer alan Selçuk, bu kez de Almanya’nýn önemli kadýn dergilerinden Bild der Frau’nun, “Güçlü Kadýnlar Güçlü Ülke” sloganýyla düzenlediði yarýþmada, “Yýlýn Kadýný 2008” ödülüne aday gösterildi.
Almanya’nýn birçok yerinde yer alan dev panolarda boy gösteren beþ kadýn adayýn içinde yer alan Selçuk çok genç olmasýyla da dikkat çekiyor. 48 yaþýndaki adaylardan Brigitte Maas kadýn giriþimciler, 37 yaþýndaki Sabriye Tenberken görme engelli çocuklar, 40 yaþýndaki Tatjana Kreidler kurtarýcý köpekler ve 52 yaþýndaki Rose Volz-Schmidt de ailelere yardým alanýnda yarýþýyor. Selçuk ise Almanya’daki Türklere yakýþtýrýlan olumsuz imajýn deðiþtirilmesi üzerine çalýþýyor.
[img]
[/img][img]
[/img][img][/img]
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
HADÝSE AÇIKGÖZ
Admin Cuma Ocak 30, 2009 1:12 am
Hadise (1 Kasým 2006).
Genel bilgiler
Doðum adý Hadise Açýkgöz
Doðum 22 Ekim 1985 (1985-10-22) (23 yaþýnda)
Mol, Belçika
Tarz(lar) R&B
Meslek(ler) Þarkýcý
Etkin yýllar 2003-günümüze
Etiket(ler) EMI Belgium
Web sitesi www.HadiseMusic.com
Hadise Açýkgöz ya da kýsaca Hadise (d. 22 Ekim 1985, Mol, Belçika), Belçika'da yaþayan Çerkez kökenli Türk þarkýcý ve televizyon sunucusu. Belçika'da düzenlenen Pop Idol yarýþmasý ile tanýnan ve sonrasýnda yayýnladýðý albümlerle dikkat çeken sanatçý, 2009 yýlýnda Türkiye'yi Eurovision Þarký Yarýþmasý'nda temsil edecek olmasýyla tanýnmaktadýr.
Çocukluk
Hadise, 22 Ekim 1985 günü Anvers yakýnlarýndaki Mol kasabasýnda Sivas'lý bir ailenin kýzý olarak dünyaya geldi. Ailesi Sivas'ýn Yýldýzeli ilçesinin Yavu ve Fýndýcak köylerindendir. Yapýmcýlar ve dinleyiciler tarafýndan ilk olarak, bir Belçika televizyon kanalýnda, Türkiye'de "Pop Star"ýn bir benzeri olan, "Pop Idol" isimli yarýþmasýnda 2003 yýlýnda farkedildi. Yarýþmayý birincilikle bitirmemiþ olmasýna raðmen, albüm çýkarmasý için yapýmcýlardan teklifler aldý.
Sweat (albüm)
Hadise'nin ilk teklisi Sweat, 1 Kasým 2004'de yayýnlandý. Bu þarkýnýn ilgi görmesiyle klipleri müzik kanallarýnda sýkça gösterilmeye baþlandý. Ýkinci tekli Stir Me Up, 6 Mayýs 2005'de çýktý ve Avrupa genelinde yanký buldu. Özellikle albümün çýkýþ parçasý "Stir Me Up" o yýlýn pek çok yaz derlemeleri albümüne girdi. Üçüncü teklisinin adý olan Milk Chocolate Girl, 9 Ekim 2005'de piyasaya sürüldü ve þarkýnýn adý zamanla Hadise'nin lakabý haline geldi.
Dördüncü tekli olan Ain't No Love Lost ise 13 Ocak 2006 tarihinde yayýnlandý. Albümündeki Ain't No Love Lost adlý þarkýnýn Burdayým adýyla Türkçe bir sürümü de oluþturuldu. Hadise'nin beþinci teklisi Bad Boy 4 Aðustos 2006'da yaz döneminde piyasaya sürüldü ve önceki þarkýlar gibi dinleyici kitlesinden olumlu tepkiler aldý.
Hadise, 3 Ekim 2007'de tarihinde yeni tekli çalýþmasý olan A Good Kiss'i piyasaya çýkardý ve klibini Ýstanbul'da çekti. 2008 yaz dönemine yeni bir albüm ile girmeye hazýrlanan Hadise, Bodrum'da Halikarnas Disko'da verdiði bir konserle 2008 yaz sezonunun açýlýþýný yapan þarkýcý oldu.[2] Yeni albümünün My Body adlý þarkýsýna çektiði klipte yer alan, Hadise ve bir kaza mankeni arasýndaki seviþme sahneleri medyada özel ilgi konusu oldu.
Sözleri Sezen Aksu'ya ait olan Deli Oðlan þarkýsýnýn klibini ise, klip çekilmiþ olmasýna raðmen, klibinde birlikte oynadýðý Sertan Tan ile klip görüntülerinin medyaya reklam amaçlý sýzdýrýlmasý nedeniyle, onun görüntülerini klibinden çýkararak yeniden düzenleme kararý aldý.
Diðer çalýþmalar
Hadise, Türkiye'de Nisan 2006'dan beri Runltd. menejerlik þirketi ve Süheyl Atay ile çalýþmaktadýr. Türkiye'deki ilk konserini ise, Ýzmir Loop Kulübü'nde ayný tarihlerde verdi. 2006 senesinde sýk sýk Türkiye'ye gelen Hadise baþta Beyaz Show olmak üzere pek çok program ve etkinliklerde yer aldý. Bu arada hayraný olduðu Tarkan'la sahneye çýkma fýrsatý da yakaladý. Maxim, Esquire, Tempo ve Aktüel dergilerine kapak oldu.
Serdar Ortaç'ýn 2008 yazýnda piyasaya çýkan Nefes albümünde yer alan Düþman adlý þarkýda Ortaç'la düet yaptý. Christina Aguilera, Brandy ve Beyoncé gibi isimleri örnek aldýðýný belirten Hadise, müziðinde etkilendiði sanatçýlar arasýnda Prince, Janet Jackson, Tina Turner, Alicia Keys, Toni Braxton, Jamiroquai ve U2'yu saymaktadýr. Þarkýlarýnda klasik müzik, rock, soul ve dünya müziklerini harmanlamaya çalýþtýðýný belirtmektedir.
Hadise iyi derecede Felemenkçe, Flamanca, Fransýzca, Almanca, Türkçe ve Ýngilizce bilmektedir. Belçika'nýn Hasselt þehrinde pazarlama üzerine lisans yapan Hadise, tüm boþ zamanlarýný müziðe ayýrdýðýný ve genellikle söz yazýp beste yaptýðýný beyan etmektedir. Sanatçý yine stüdyo kayýtlarý ve konserler arasýnda koþturduðunu söylemiþtir.
Eurovision
Her ne kadar, arkadaþý Kate Ryan'ýn Eurovision 2006'da yarý finalde elenmesinden sonra, Hadise Eurovision'a katýlmayý hiç bir zaman düþünmeyeceðini belirtmiþ olsa da, Moskova'da düzenlenecek Eurovision 2009'a Türkiye adýna katýlmasý için teklif götüreceði adaylar arasýnda Þebnem Ferah ile birlikte adý geçmekteydi.Eurovision 2009'da Belçika'yý geri çeviren ve Türkiye'yi temsil edeceði kesinleþen Hadise bunu aþaðýdaki gibi açýkladý;
«Belçika'da birkaç tane ödül aldým, orada güzel baþarýlar yakaladým ve bunlar gurur verici þeyler tabii ki ama Türkiye'de de bunlarý yapmak istiyorum. Türkiye adýna da baþarýlar yakalamak, ödüller almak istiyorum. bu yüzden seçeneðim Türkiye'dir »
Eurovision 2009 yarýþmasý için TRT tarafýndan seçilen þarký "Crazy for You (Düm Tek Tek)" oldu
Düm Tek Tek (Ýngilizce)
Baby you’re perfect for me
you are my gift from heaven
this is the greatest story of all times
we met like in a movie
so meant to last forever
and what you’re doing to me
feels so fine
Angel i wake up
and live my dreams
endlessly
crazy for you
Can you feel the rhythm in my heart
the beats going düm tek tek
always louder like there’s no limit
feels like there’s no way back
can you feel the rhythm in my heart
the beats going düm tek tek
always louder like there’s no limit
feels like there’s no way back
Baby i read all answers
in your exotic movements
you are the greatest dancer of all times
you make me feel so special
no one can kiss like you do
as it is your profession
feel so fine
Angel i wake up and live my dreams
endlessly
crazy for you
Düm Tek Tek (Türkçe Çeviri)
Bebeðim, sen benim için mükemmelsin
Cennetten hediyemsin
Bu tüm zamanlarýn en iyi hikayesi
Filmlerdeki gibi buluþtuk
Sonsuza kadar süreceðini düþündüm
ve bana yaptýðýn þey
Çok iyi hissettiriyor
Meleðim kalkarým
ve rüyalarýmý yaþarým
sonsuza dek
çýlgýným senin için
Kalbimdeki ritmi hissedebiliyor musun
Vuruþlar düm tek tek atýyor
her zaman sanki limit yokmuþcasýna yüksek sesli
Geri dönüþ yokmuþ gibi hissettiriyor
Kalbimdeki ritmi hissedebiliyor musun
Vuruþlar düm tek tek atýyor
her zaman sanki limit yokmuþcasýna yüksek sesli
Geri dönüþ yokmuþ gibi hissettiriyor
Bebeðim ekzotik hareketlerindeki
bütün cevaplarý okudum
Sen tüm zamanlarýn en iyi dansçýsýsýn
Kimse senin öptüðün gibi öpemez
O senin sanatýn
Çok iyi hissettiriyor
Meleðim kalkarým ve rüyalarýmý yaþarým
sonsuza dek
Senin için çýldýrýyorum
Genel bilgiler
Doðum adý Hadise Açýkgöz
Doðum 22 Ekim 1985 (1985-10-22) (23 yaþýnda)
Mol, Belçika
Tarz(lar) R&B
Meslek(ler) Þarkýcý
Etkin yýllar 2003-günümüze
Etiket(ler) EMI Belgium
Web sitesi www.HadiseMusic.com
Hadise Açýkgöz ya da kýsaca Hadise (d. 22 Ekim 1985, Mol, Belçika), Belçika'da yaþayan Çerkez kökenli Türk þarkýcý ve televizyon sunucusu. Belçika'da düzenlenen Pop Idol yarýþmasý ile tanýnan ve sonrasýnda yayýnladýðý albümlerle dikkat çeken sanatçý, 2009 yýlýnda Türkiye'yi Eurovision Þarký Yarýþmasý'nda temsil edecek olmasýyla tanýnmaktadýr.
Çocukluk
Hadise, 22 Ekim 1985 günü Anvers yakýnlarýndaki Mol kasabasýnda Sivas'lý bir ailenin kýzý olarak dünyaya geldi. Ailesi Sivas'ýn Yýldýzeli ilçesinin Yavu ve Fýndýcak köylerindendir. Yapýmcýlar ve dinleyiciler tarafýndan ilk olarak, bir Belçika televizyon kanalýnda, Türkiye'de "Pop Star"ýn bir benzeri olan, "Pop Idol" isimli yarýþmasýnda 2003 yýlýnda farkedildi. Yarýþmayý birincilikle bitirmemiþ olmasýna raðmen, albüm çýkarmasý için yapýmcýlardan teklifler aldý.
Sweat (albüm)
Hadise'nin ilk teklisi Sweat, 1 Kasým 2004'de yayýnlandý. Bu þarkýnýn ilgi görmesiyle klipleri müzik kanallarýnda sýkça gösterilmeye baþlandý. Ýkinci tekli Stir Me Up, 6 Mayýs 2005'de çýktý ve Avrupa genelinde yanký buldu. Özellikle albümün çýkýþ parçasý "Stir Me Up" o yýlýn pek çok yaz derlemeleri albümüne girdi. Üçüncü teklisinin adý olan Milk Chocolate Girl, 9 Ekim 2005'de piyasaya sürüldü ve þarkýnýn adý zamanla Hadise'nin lakabý haline geldi.
Dördüncü tekli olan Ain't No Love Lost ise 13 Ocak 2006 tarihinde yayýnlandý. Albümündeki Ain't No Love Lost adlý þarkýnýn Burdayým adýyla Türkçe bir sürümü de oluþturuldu. Hadise'nin beþinci teklisi Bad Boy 4 Aðustos 2006'da yaz döneminde piyasaya sürüldü ve önceki þarkýlar gibi dinleyici kitlesinden olumlu tepkiler aldý.
Hadise, 3 Ekim 2007'de tarihinde yeni tekli çalýþmasý olan A Good Kiss'i piyasaya çýkardý ve klibini Ýstanbul'da çekti. 2008 yaz dönemine yeni bir albüm ile girmeye hazýrlanan Hadise, Bodrum'da Halikarnas Disko'da verdiði bir konserle 2008 yaz sezonunun açýlýþýný yapan þarkýcý oldu.[2] Yeni albümünün My Body adlý þarkýsýna çektiði klipte yer alan, Hadise ve bir kaza mankeni arasýndaki seviþme sahneleri medyada özel ilgi konusu oldu.
Sözleri Sezen Aksu'ya ait olan Deli Oðlan þarkýsýnýn klibini ise, klip çekilmiþ olmasýna raðmen, klibinde birlikte oynadýðý Sertan Tan ile klip görüntülerinin medyaya reklam amaçlý sýzdýrýlmasý nedeniyle, onun görüntülerini klibinden çýkararak yeniden düzenleme kararý aldý.
Diðer çalýþmalar
Hadise, Türkiye'de Nisan 2006'dan beri Runltd. menejerlik þirketi ve Süheyl Atay ile çalýþmaktadýr. Türkiye'deki ilk konserini ise, Ýzmir Loop Kulübü'nde ayný tarihlerde verdi. 2006 senesinde sýk sýk Türkiye'ye gelen Hadise baþta Beyaz Show olmak üzere pek çok program ve etkinliklerde yer aldý. Bu arada hayraný olduðu Tarkan'la sahneye çýkma fýrsatý da yakaladý. Maxim, Esquire, Tempo ve Aktüel dergilerine kapak oldu.
Serdar Ortaç'ýn 2008 yazýnda piyasaya çýkan Nefes albümünde yer alan Düþman adlý þarkýda Ortaç'la düet yaptý. Christina Aguilera, Brandy ve Beyoncé gibi isimleri örnek aldýðýný belirten Hadise, müziðinde etkilendiði sanatçýlar arasýnda Prince, Janet Jackson, Tina Turner, Alicia Keys, Toni Braxton, Jamiroquai ve U2'yu saymaktadýr. Þarkýlarýnda klasik müzik, rock, soul ve dünya müziklerini harmanlamaya çalýþtýðýný belirtmektedir.
Hadise iyi derecede Felemenkçe, Flamanca, Fransýzca, Almanca, Türkçe ve Ýngilizce bilmektedir. Belçika'nýn Hasselt þehrinde pazarlama üzerine lisans yapan Hadise, tüm boþ zamanlarýný müziðe ayýrdýðýný ve genellikle söz yazýp beste yaptýðýný beyan etmektedir. Sanatçý yine stüdyo kayýtlarý ve konserler arasýnda koþturduðunu söylemiþtir.
Eurovision
Her ne kadar, arkadaþý Kate Ryan'ýn Eurovision 2006'da yarý finalde elenmesinden sonra, Hadise Eurovision'a katýlmayý hiç bir zaman düþünmeyeceðini belirtmiþ olsa da, Moskova'da düzenlenecek Eurovision 2009'a Türkiye adýna katýlmasý için teklif götüreceði adaylar arasýnda Þebnem Ferah ile birlikte adý geçmekteydi.Eurovision 2009'da Belçika'yý geri çeviren ve Türkiye'yi temsil edeceði kesinleþen Hadise bunu aþaðýdaki gibi açýkladý;
«Belçika'da birkaç tane ödül aldým, orada güzel baþarýlar yakaladým ve bunlar gurur verici þeyler tabii ki ama Türkiye'de de bunlarý yapmak istiyorum. Türkiye adýna da baþarýlar yakalamak, ödüller almak istiyorum. bu yüzden seçeneðim Türkiye'dir »
Eurovision 2009 yarýþmasý için TRT tarafýndan seçilen þarký "Crazy for You (Düm Tek Tek)" oldu
Düm Tek Tek (Ýngilizce)
Baby you’re perfect for me
you are my gift from heaven
this is the greatest story of all times
we met like in a movie
so meant to last forever
and what you’re doing to me
feels so fine
Angel i wake up
and live my dreams
endlessly
crazy for you
Can you feel the rhythm in my heart
the beats going düm tek tek
always louder like there’s no limit
feels like there’s no way back
can you feel the rhythm in my heart
the beats going düm tek tek
always louder like there’s no limit
feels like there’s no way back
Baby i read all answers
in your exotic movements
you are the greatest dancer of all times
you make me feel so special
no one can kiss like you do
as it is your profession
feel so fine
Angel i wake up and live my dreams
endlessly
crazy for you
Düm Tek Tek (Türkçe Çeviri)
Bebeðim, sen benim için mükemmelsin
Cennetten hediyemsin
Bu tüm zamanlarýn en iyi hikayesi
Filmlerdeki gibi buluþtuk
Sonsuza kadar süreceðini düþündüm
ve bana yaptýðýn þey
Çok iyi hissettiriyor
Meleðim kalkarým
ve rüyalarýmý yaþarým
sonsuza dek
çýlgýným senin için
Kalbimdeki ritmi hissedebiliyor musun
Vuruþlar düm tek tek atýyor
her zaman sanki limit yokmuþcasýna yüksek sesli
Geri dönüþ yokmuþ gibi hissettiriyor
Kalbimdeki ritmi hissedebiliyor musun
Vuruþlar düm tek tek atýyor
her zaman sanki limit yokmuþcasýna yüksek sesli
Geri dönüþ yokmuþ gibi hissettiriyor
Bebeðim ekzotik hareketlerindeki
bütün cevaplarý okudum
Sen tüm zamanlarýn en iyi dansçýsýsýn
Kimse senin öptüðün gibi öpemez
O senin sanatýn
Çok iyi hissettiriyor
Meleðim kalkarým ve rüyalarýmý yaþarým
sonsuza dek
Senin için çýldýrýyorum
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
AYÞEM SUNAL
Admin Çarþ. Tem. 14, 2010 12:18 am
http://www.aysemsunal.com/
Genç kuþaktan baþka bir uluslararasý dansçýmýz Ayþem Sunal’dýr. 1972 yýlýnda doðmuþtur. Belçika Kraliyet Balesi’nde baþdansçý olarak alkýþlanan sanatçýmýz, topluluðuyla Türkiye’ye gelmiþtir.
Ayþem Sunal, Ankara Devlet Konservatuarý’ný bitirdikten sonra “Uluslararasý M. Ohya Yarýþmasý”nda finale kalmýþ, Lüksemburg Yarýþmasý’nda ise dördüncü olmuþtur. Joseph Lazzini, Paolo Bartoluzzi, Attilio Labis, Menio Martinez, Peter Anastos gibi seçkin koreograflarla çalýþan dansçýmýz, Raymonda’daki “Pas de Deux” baþarýsýný izleyen yýllarda Almanya, Japonya, Norveç, Çin, Ýspanya, Bulgaristan, ABD, Singapur, Lüksemburg, Hollanda ve Ýngiltere’de üstün performansýyla hayranlýk uyandýrmýþtýr.
YENÝHABER
Belçika'da gerçek bir bale sultaný Türk;Ayþem Sunal
Bir teklif üzerine Belçika´ya gelen ve balede baþrol oynayan Ankaralý Ayþem Sunal boþ zamanlarýnda kedilerine,tazýlarýna ve fillerine bakýyor..
Belçika´da dil konusunda sýkýntýlar yaþayan sanatçý Ayþem Sunal ´ Belçika vatandaþlýðýný almak istemedim.Ama vize iþkenceleri beni Belçikalý olmaya mecbur etti´ demeyi de ihmal etmedi.
BELÇÝKA´ nýn Anvers Kenti´nde bale çalýþmalarýný sürdüren Türk kýzý Ankaralý Ayþem Sunal, bale dolu yaþamýnýn ardýnda kalan zamanlarý nasýl deðerlendirdiðini ve diðer yaþam kesitlerini Yenihaber´e anlattý.
Ayþam Sunal ile bir yaðmurlu ve soðuk Belçika gününde Anvers´te buluþtuk. Kahvelerimizi laflarýmýzýn arasýnda yudumladýk. Bazen Ankara´ya,bazen Japonya ve bazen de Kenya´ya uzanarak farklý bir hayat öyküsünün ipuçlarýný arayýp bulduk ve not ettik.
Ankara doðumlu
ANKARA doðumlu (1972), Ayþem Sunal sanatçý bir ailenin kýzý. Belçika´daki yaþamý ve diðer çalýþmalarý hakkýnda bakýnýz Yenihaber´e neler anlattý:
´Ablamda bale sanatçýsýydý. Kýsacasý balenin içinde doðdum diyebilirim.. Ailemin karþý çýkmasýna raðmen 10 yaþýnda Ankara Konservatuar imtihanlarýna girdim. Anadolu Liseleri imtihanlarýný da kazýnmýþtým. Ablamýn eþinin yardýmý ile konservatuara girdim. Beþ yýlda eðitimimim tamamladým. Ankara Devlet Opera ve Devlet Balesi beni Japonya´ya bir yarýþma için gönderdi. Orada bir uluslar arasý bale yarýþmasý vardý. Bir jüri üyesi benimle yakýndan ilgilendi. Bu Bugünkü direktörüm olan Belçikalý Robert Denvers´ten baþkasý deðildi. Bu tanýþma ayný zamanda Belçika´ya taþýnmamýn da baþlangýcýný oluþturdu.
Japonya´da birincilik
Japonya´da partnerim ile birinci olduk. Burada çeþitli teklifler aldým. Ancak Belçika´dan gelen teklif karþýsýnda, Denvers´e düþünmem gerektiðini söyledim. Babama da Belçika´dan bir teklif gelmiþ, ama annemle yeni tanýþtýklarý için o Belçika´ya gelmemiþti..Bende gelen teklifi kendilerine götürdüm. Babam bana´ kýzým ben Belçika´ya gidemedim.Sen git´ diyerek destek oldu. Kaderimizde Belçika varmýþ. Ýlk iki üç sene zor oldu. Lisan açýsýndan tabii ki.. 1992 Ocak ayýnda Belçika´ya geldim. Tam sezon ortasýndaydý. Ýlk yýl çok zor geçti. Ama annem beni yalnýz býrakmadý. Ýlk baþ rol oyunu 6 ay sonra verdiler.
Belçika´yý temsil ettim
Çalýþmalarým sürüyordu.Bu arada Lüksemburg´a yarýþmaya gittim. Bu defa Belçika´yý temsil ettim. Orada ikincilik aldým. Daha sonra Belçika Kadýnlar Derneði, 2000 yýlýnýn sanatçýsý seçti. Sonra yine bir dergi tarafýndan yýlýn en iyi beþ sanatçýsý arasýnda gösterildim. Moskova´da düzenlenen ´Dansçý Oskarlarý´na aday gösterildim. Orada dans ettim ve Onur ödülü kazandým ( 2003). Baþta Belçika olmak üzere Almanya ve diðer ülkelerde gösterilere çaðrýlýyorum. Balenin en zor kesitlerinden birini alýp, bu gösterilerde onu sergiliyorum. Bu bizim için ekstra bir durum oluyor. Sanatçý dünyasý ile iç içe oluyoruz. Sonra Çin´e davet edildim. 2005 yýlýnda tamamen dolu bir sezon geçirdim. 20-30 temsil sonrasý Belçika´da çalýþmalarýmý tamamlamak istiyorum. Bu baðlamda 2006 yýlýnýn da ayný dolulukla geçtiðini söyleyebilirim. Yani biraz daha uluslararasý platforma açýlmak istiyorum. Türkiye´den de davet aldým.
Kedi, köpek ve fil hastasýyým
Balenin dýþýnda, kedi ve köpek hastasýyým. Evde iki Van ve bir siyah kedim var. Onlarý çok seviyorum. Türkiye´de köpeðim vardý. Babama býraktým. Kedilerimden küçük olanýn adý, Fernan,diðerinin adý ise Jülei. Hayvan sevgisi bende doruk noktasýnda, kedi ve köpek derken, fil beslemeye de baþladým. Kenya´da iki fili evlat edindim. Eee filler tabii Kenya´da duruyorlar. Onlarýn bir yýllýk masraflarýný veriyoruz. Her ay bize video ile saðlýk durumlarýný bildiriyorlar. Onlarý da uzaktan ve video görüntülerinden seviyorum. Birinin adý, Mevaka ve diðerinin adý ise Salaman. Hemen bu iþin masrafý nedir diyenler olur. Hemen açýklayayým;benim gibi uzaktan bu filleri evlat edinenler ,masraflarý ortak karþýlýyoruz. Bir fili bir kiþinin bakmasý elbette zor. Bir fil için yýlda, 170- 300 Euro ödüyoruz.
Siz hiç tazý sevdiniz mi?
Tabii ki hayvan sevgimiz bununla da bitmiyor.Ýnanamayacaksýnýz, daha önce köpekleri seviyorum demiþtim ya, bu farklý bir sevgi.. Ya ´tazý sevgisi´ denebilir.. Belçika´nýn çeþitli kentlerinde tazý dernekleri var.Bu derneklerin bakýmýný üstlendikleri ve Belçika´ya getirdikleri tazýlar Ýspanya ve Ýngiltere´de yarýþlarda kullanýlýyorlar. Çok hýzlý koþuyorlar tabii. Ama bu tazýlarý sonra bir yere kapatýyorlar. Çünkü performanslarý düþen tazýlarý ya yakýyorlar, ya da ölene kadar bir bakým yerinde bakýyorlar. Ýþte Gent´te ki bu dernek ile iliþkim var.Onlarýn üyesi oldum. Boþ zamanlarýmda oraya gidiyorum. Üye arkadaþlarýmla birlikte tazýlar için çalýþýyorum. Ýspanya´dan Ýngiltere´den getirilen bu tazýlara bakýyoruz. Ayrýca grup olarak bu konuda neler yapabiliriz diye düþünüyoruz.
Gezmeyi seviyorum
Ýþte Evde kedileri, Gent´te tazýlarý ve Kenya´da filleri olan bir balerinim. Bunun dýþýnda gezmeyi de seviyorum. Ama vakit az olduðu için baþta Anvers olmak üzere kent merkezini ve alýþ veriþ merkezlerini gezmeyi seviyorum. Bunlardan büyük keyif ve zevk alýyorum.
Ýnadým tutmadý
Önceleri Belçika vatandaþlýðýný istemdim. Beþ yýl böyle kaldým. Ama çok vize iþkencesi çektim. Sonra Belçika vatandaþlýðýný almak zorunda kaldým. Þimdi bir sýkýntý yok. Zamanýn Anvers Baþkonsolosu Ýhsan Sakarya benimle çok ilgilendi. Hiçbir eserimi kaçýrmadý. Bu yýl Bodrum Festivali´nde dans ettim. Orada bile beni takip etmeyi ihmal etmedi. Onunla görüþmemiz sürüyor. Kendisine çok minnettarým.
Destekleri çok güzel
Burada ünlü bir caddeye çýktýðým zaman herkes beni tanýyor. Bu da hoþuma gidiyor.Özellikle Türklerin bana olan ilgi ve sevgisi benim Belçika´daki yaþamýmda çok önemli bir yer tutuyor. Onlarla hasret gideriyorum. Çok ve yoðun çalýþmalar arasýnda bu ilgiler bana pozitif enerji veriyor.
Yabanda Türkiye´yi temsil etmek çok önemli ve anlamlý. Bir Türk olduðumu öðrenenler þaþýrýyorlar. ´Türkiye´de bale var mý?´ diyenler oluyor. Bunu öðrenenler bana daha fazla ilgi gösteriyorlar´ diyor.
****
EFNAN ATMACA
ÝSTANBUL - Ýstanbul'un yeni 'Giselle'i Ayþem Sunal. Ankara Devlet Konservatuvarý'ndan mezun olduktan sonra bale kariyerini 14 yýl boyunca Belçika'da sürdüren Sunal, Ýstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin sahneleyeceði 'Giselle' balesiyle Türkiye'ye döndü. 14 yýl boyunca birçok uluslararasý baþarýya imza atan Sunal'la bu geri dönüþü ve oldukça 'parlak' kariyerini konuþtuk.
Babasý Türkiye'nin ilk baletlerinden Hüsnü Sunal, annesi balerin Evin Sunal ve ablasý yine Ankara Balesi'nde primabalerin Zeynep Sunal (Odabaþý) olan Ayþem Sunal aile geleneðini onlarýn tüm itirazlarýna raðmen devam ettirip balerin olduktan sonra Japonya'da düzenlenen bir yarýþmaya gitmiþ: "Japonya'ya bale yarýþmasýna gittim. Finale kaldým. Mehmet Balkanlý'dan sonra finale kalan ilk Türk oldum. Hatta kadýn olarak ilk ben finale kaldým. Finalden sonra Belçika Kraliyet Balesi'nin direktörü bana teklifte bulundu. Hatta bizi yarýþmaya götüren Meriç Sümen benim Ýngilizcem yeterli olmadýðý için tercümanlýðýmý yapmýþtý. 1992'de Belçika'da çalýþmaya baþladým".
'Cinderella ve Coppelia' balesinde baþrolü üstlenen Sunal ertesi yýl solistliðe ve primabalerinliðe yükselmiþ. 14 yýl boyunca da Belçika Kraliyet Balesi'nin sahnelediði neredeyse tüm temsillerde baþrolde sahneye çýkmýþ. Belçika Kraliyet Balesi'nin yaný sýra birçok toplulukta konuk dansçý olarak görev yapmýþ Sunal. Aralarýnda bale dünyasýnýn Oscar'ý olarak kabul edilen Prix de Benois da olmak üzere önemli ödüllere aday gösterilmiþ ve çoðunu da kucaklamýþ: "1998'de Dance Magazine tarafýndan dünyanýn en iyi beþ balerini arasýnda gösterildim. Lüksemburg Bale Yarýþmasý'nda halk tarafýndan birinci, jüri tarafýndan ikinci seçildim ve jüri özel ödülü kazandým. Beþ yýl önce Belfast Bale Festivali'nde festivain yýldýzý seçildim. 2003'te Bolþoy'da balenin Oscar'ý sayýlan Prix de Benois'ya aday gösterildim. Onur Ödülü kazandým. Geçen yýl 'La Bayadere'deki rolümle Belçika'da yýlýn sanatçýsý unvanýný kazandým".
Ancak o tüm bu baþarýlara raðmen mütevazýlýðýný koruyup "Doðru zamanda doðru yerdeydim. Kazandýðým ödüllerin çoðunu özgeçmiþimi Türkçeye çevirirken hatýrladým. Balede önemli olan yetenek kadar moral. Her zaman sizden yetenekli birileri vardýr ancak çok çalýþýr, moralinizi yüksek tutarsanýz sonuna kadar gidersiniz" diyor. Elbette bu baþarýlarýn bir de bedeli olduðunu söylüyor Sunal: "Kültür ataþesi gibi yaþadým. Almanya'dan, Japonya'ya, Rusya'dan, Çin'e bale olan her ülkeye gittim. Dans ederek tüm dünyayý dolaþtým. Yýlda 137 temsile çýktýðým oldu. 10 yýldan sonra yaþýnýz ilerleyince yorgunluk artýyor".
Sunal'ý Türkiye'ye getiren sebeplerden biri yorgunluk. Ancak daha önemlisi dünyanýn en önemli koreograflarýndan öðrendiklerini, bale hakkýnda bildiklerini paylaþmak: "Ýki yýl önce annem bir rahatsýzlýk geçirdi ve ben yanýnda olamadým. Ýlk neden bu. Ancak eþim Belçika'da sanat direktörüydü. Bana 'Belli bir yaþa geldin. Þu anda bir karar vermen gerekiyor. Ya hayatýmýzýn geri kalanýný Avrupa'da geçireceðiz ya da þimdi Türkiye'ye gideceðiz bir süre dans edecek sonra da bildiklerini gelecek nesillere geçireceksin' dedi. Çok büyük bir bilgi yükü var bende. Deðiþik koreograflarla çalýþtým. Onlarý kendime saklamak egoistlik olur diye düþündüm. Þu anda Türk balesine dansçý olarak hâlâ yedi-sekiz yýl hizmet verebilirim."
'Türkiye öðrenmeye aç'
Eþi Robert Denvers'a Beyhan Murp-hy bale baþöðretmenliði teklif edtmiþ. Sunal ise bu yýl Mimar Sinan'da vereceði repertuvar dersleriyle yavaþ yavaþ eðitimciliðe ýsýnacak: "Türkiye'deki dansçýlar öðrenmeye çok açlar. Tüm dünya deðiþti. Daha hýzlý bir bale var artýk. Ben bile modernize yaptýðým þeylerden daha çok keyif alýyorum. Ýtalyan müzik direktörü var Ýstanbul Operasý'nda, benim eþim geldi baleye. Bu dokunuþu vermek için buradalar. Bugünden yarýna deðiþecek diye bir þey yok ama bir süreç baþladý. Ben de bunun örneðini gösteriyorum. Çalýþýrken bunu yapmýþ birini görmek onlar için avantaj".
Daha önce iki kez Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde konuk sanatçý olarak dans eden Sunal Ýstanbullu baleseverlerin karþýsýna 10 Aralýk'ta çýkacak ilk kez. Yurtdýþýyla iliþkileri devam eden ve konuk sanatçý olarak temsillerde rol almaya devam edecek olan Sunal'ý Ýstanbullularla buluþturacak 'Giselle' rolünün de kendisi için ayrý bir önemi var. Çünkü onu primabalerinliðe yükselten rol 'Giselle': "Baþbalerinliðe yükseldiðim rol bu benim. Ýstanbul'a geldik. Beyhan Murphy listeyi yaparken 'Giselle'le baþlayacaksýn dedi. Sihirli bir rol bu benim için. Þansým Giselle'den."
****
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
Nazan Eckes
Admin Cuma Ara. 31, 2010 3:06 am
En güzel 50 kadýn arasýnda gösterildi
Alman Bild gazetesi, tüm zamanlarýn en güzel 50 Alman kadýný arasýnda, tanýnmýþ Türk kökenli sunucu Nazan Eckes'i de gösterdi.
AA
Berlin- Almanya'da tüm zamanlarýn en güzel 50 kadýný arasýnda Nazan Eckes, tanýnmýþ mankenler Heidi Klum ve Claudia Schiffer ile buz patenci Katarina Witt ile Marlene Dietrich, Hildegard Knef, Romy Schneider, Santa Berger, Nastassja Kinski, Diane Kruger, Elke Sommer ve Uschi Glas gibi oyuncularýn yanýnda gösterildi.
Gazetede, Köln kentinde yaþayan Eckes'in, özel televizyon kanalý RTL'de hava durumu sunuculuðundan program sunuculuðuna yükseldiði belirtilerek, tüm göçmenlerin Eckes gibi olmasý durumunda Almanya Merkez Bankasýnýn eski Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in canlandýrdýðý göç tartýþmalarýnýn yaþanmayacaðý görüþüne yer verildi.
Zamanýn güzellik ideallerine uygun, hayran olunan ve ilgi duyulan kadýnlarýn yer bulduðu tüm zamanlarýn en güzel kadýnlarý arasýnda ayrýca, Grimm kardeþlerin ünlü masal kahramaný Pamuk Prenses, müzisyen Robert Schumann'ýn eþi Clara Schumann, Prusya Kraliçesi Luise, "Sissi" adýyla bilinen Avusturya Kraliçesi Elisabeth, 1956 yýlýnda dünya güzeli seçilen ilk Alman Petra Schürmann ile diðer bazý tanýnmýþ oyuncular da gösterildi.
30 Aralýk 2010
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
ELÝF BÝLGÝN
Admin Cuma Mayýs 30, 2014 4:21 pm
Elif Bilge'nin çalýþmasý Google Bilim Fuarý’nda binlerce proje arasýndan sýyrýlarak 15 Global Finalist’ten biri olmaya hak kazandý ve popüler bilim dergisi Scientific American'ýn “Science in Action” ödülünün de sahibi oldu.
16 yaþýndaki Elif Bilgin, ‘muz kabuklarýnýn biyoplastik üretiminde kullanýlmasý’ projesiyle ABD’yi salladý. Proje, genç dahileri buluþturan bilim fuarýnda hem finalist oldu hem özel ödül kazandý
Bülent ÞANLIKAN / ÝSTANBUL
Ýþte Türkiye’nin geleceði... Koç Lisesi öðrencisi Elif Bilgin (16), ABD’de düzenlenen Google Bilim Fuarý’nda projesiyle 15 küresel finalist arasýna girdi. Dünyanýn en büyük online bilim fuarý olan etkinlikte, Bilgin’in ‘muz kabuklarýnýn biyoplastik üretiminde kullanýlmasý’ fikrine dayanan çalýþmasý ‘Science in Action’ ödülüne de layýk görüldü. Özellikle çevre sorunlarý konusunda fayda saðlayacak projeye 50 bin dolar (96 bin TL) para desteði verilecek. Bunun yaný sýra 1 yýl boyunca da mentorluk (danýþmanlýk) saðlanacak.
EVCÝLÝK YERÝNE KÝTAP
Bilgin, müthiþ baþarýnýn ardýndan hedefinin ABD’de týp eðitimi almak olduðunu söyledi. 13 ila 18 yaþ arasýndaki gençlerin davet edildiði etkinlikte ‘Büyük Ödül’ün sahibi olacak proje ise 1-30 Aðustos tarihleri arasýnda gerçekleþtirilecek halk oylamasýyla belirlenecek. Ýþte 16 yaþýnda bir ‘parlak beyin’...
¦ 4 yaþýnda yazmaya ve okumaya baþladým.
¦ Annem benimle baþa çýkabilmek için bir sürü bilim dergileri ve kitaplarý almýþtý. Ünlü mucitleri ve bilim adamlarýný o yaþlarda tanýmaya baþladým.
¦ Yaþýtlarým evcilik oynarken ben kitap okumayý severdim.
¦ 8’inci sýnýf öðrencisiyken rüzgarla çalýþan araç projesiyle topraksýz tarým yaptým. Ve soðan ürettim.
'MORALÝM BOZULDU PES ETMEDÝM'
Elif Bilgin, dünya çapýnda baþarý getiren süreci þöyle anlattý: Çalýþmam 2 yýl sürdü. Ýlk olarak tarama yaptým. Akademik makaleleri inceledim. 12 denemenin 10’u da baþarýsýz oldu. Arada bir pes etme süreci de yaþadým. Daha sonra bu projemi bir dönem ödevine dönüþtürmeye karar verdim. Avokadolarýn bozulmamasý için kullanýlan kimyasal bir karýþýmý kendi bulduðum metoda uyguladým. Böylece baþarý geldi...
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
CANAN DAÐDEVÝREN
Admin Paz Ara. 14, 2014 7:50 am
1985 doðumlu Canan Daðdeviren...
En yüksek oyu alarak, Harvard Üniversitesi'nin Genç Akademi Üyesi seçildi.
Tebrikler Canan Daðdeviren, tebrikler Türkiye Cumhuriyeti...
Demek ki neymiþ?
Karma eðitim, kýz çocuklarýmýzýn baþarýsýna engel deðilmiþ...
Kadýn erkek eþitliði... Eðitimde fýrsat eþitliði...
Ýyi pazarlar dostlarým.
Admin- Admin
- Mesaj Sayýsý : 5221
Kayýt tarihi : 27/01/08 -
1 sayfadaki 1 sayfasý
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz