ZEKAKÜBÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BİR TAKSİ YOLCULUĞU

Aşağa gitmek

BİR TAKSİ YOLCULUĞU Empty BİR TAKSİ YOLCULUĞU

Mesaj  Admin Perş. Haz. 19, 2008 1:20 pm

(ALINTI/ YAZAN BELİRTİLMEMİŞ)


Yirmi yıl önce geçimimi taksicilik yaparak
kazanıyordum. Bir keresinde,
saat sabaha karşı 02.30'da bir yolcu
aldım; adrese vardığımda,
giriş katındaki bir pencerede görülen tek
ışığın dışında bütün bina kapkaranlıktı.
Bu şartlar altında, çoğu taksi
şöförü bir iki sefer korna çalar, bir dakika
bekler, sonra çeker giderdi.
Fakat ben, taşıma aracı olarak
yalnızca taksiye bağlı pek çok fakir
insanla karşılaşmıştım.
Eğer etrafta tehlike kokusu yoksa, her zaman
kapiıya giderdim. Bu yolcu belki de benim
yardımıma ihtiyaç duyacak biridir,
diye düşünürdüm kendi kendime.
Onun için kapıya gittim ve çaldım, 'Bir
dakika', diye yanıt verdi zayıf,
yaşlıca bir ses. Yerde birşeyin
sürükleyerek çekildiğini duyabiliyordum.
Uzun bir aradan sonra, kapı açıldı.
Önümde 80'li yaşlarında, ufak tefek bir
hanım duruyordu. Sanki 1940'ların
filmlerinden çıkmışcasına, emprime
bir elbise giymişti ve başına da ön
tarafına tül tutturulmuş yuvarlak bir
şapka takmıştı.
Yanında küçük, plastikten bir valiz
vardı. Daire sanki içinde yıllardır hiç
yaşanmamış gibi bir görünüme sahipti.
Bütün eşyalar çarşaflarla örtülüydü.
Duvarlarda saat, süs eşyası ya da
tezgahın üzerinde kap-kacak yoktu.
Köşede, içi fotograf ve cam bardaklarla
doldurulmuş bir karton kutu duruyordu.
'Cantamı arabaya kadar taşır
mıydınız?' dedi. Valizi arabaya götürdüm,
sonra kadna yardım etmek üzere döndüm.
Koluma girdi ve yavasca arabaya
yürüdük. Nezaketimden ötürü teşekkür edip
duruyordu. 'Bir şey değil', dedim
ona. 'Ben yalnızca anneme nasıl
davranılmasını istiyorsam yolcularıma o
şekilde davranmaya gayret ediyorum.'

'Ah, ne kadar iyi bir çocuksun sen,' dedi. Arabaya
bindiğimizde, bana adresi verdi, sonra,
'Şehrin içinden gitmemiz mümkün mü?' diye sordu.
'Orasi kestirme değil,' diye cevap verdim
hemen.
'Benim için fark etmez,' dedi. 'Acelem yok.
Güçsüzler yurduna gidiyorum.'
*Dikiz aynasından baktım. Gözleri
parlıyordu. 'Ailemden kimse kalmadı,'
diye sözünü sürdürdü. 'Doktor çok fazla zamanm
kalmadığını söylüyor.'
Yavaşca uzanıp taksimetreyi kapattım.
'Hangi yoldan gitmemi arzu edersiniz?' diye sordum.
Ondan sonraki iki saat boyunca şehirde
dolaştık. Bana bir zamanlar, asansör
işletmeni olarak çalıştığı binayi
gösterdi. Yeni evlendiklerinde
kocasıyla birlikte oturdukları mahallede gezindik.
Arabayı, genc kızlığında dansa
gittiği bir zamanlar balo salonu olan mobilya
ambarının önünde durdurmamı istedi.
Arada bir belirli bir binanın veya bir
kosenin önünden gecerken yavaşlamamı
rica edip, gözlerini karanlığın içine
dikerek, hiç bir şey söylemeden öylece
oturup baktı.
Guneşin ilk işıkları
ufukta belirmeye başlamıştı ki,
birden 'Yoruldum. Gidelim artık,' dedi.


Sessizlik içinde bana vermiş olduğu
adrese gittik. Sütunlu girişi olan alçak bir binaydı,
hastaların iyileşmek için gittiği sağlık
evlerine benziyordu.
Araba durur durmaz, iki hademe çıkarak
yanımıza geldi. Merak ve dikkatle
kadının her hareketini izliyorlardı.
Onu bekliyor olmalıydılar. Bagajı
açarak küçük valizini kapıya götürdüm.
Kadin tekerlikli iskemleye oturtulmustu bile.

'Borcum ne kadar?' diye sordu, cantasına
uzanarak.
'Borcunuz yok,' dedim.
'Geçiminizi sağlamanız gerek,' diye cevap
verdi.

'Başka yolcular var,' dedim. Neredeyse hiç
düşünmeden eğildim ve onu kucakladım.
Bana sımsıkı sarıldı.
'Yaşlı bir kadına küçük bir mutluluk
yaşattinız,' dedi. 'Teşekkur ederim.'


Elini sıktım, sonra loş sabah
ışıklarının içine yürüdüm.
Arkamda bir kapı kapandı.
Bir hayatın kapanış sesiydi bu.


O vardiyamda artık hiç muüşteri
almadım. Amacsızca, düşüncelerimde
kaybolmuş dolaştım. Günün geri kalan
kısmında hemen hiç konuşamadım.
Ya o kadıncağız
öfkeli bir şöföre ya da vardıyasını
bitirmek için acele eden bir şöföre rast gelseydi?
Ya ben yolculuğu reddetseydim veya bir kere korna çalıp
sonra da çekip gitseydim?
Şöyle bir yeniden gözden geçirdiğimde,
aklıma hayatımda bundan daha önemli
yaptığım bir şey gelmedi.
Hayatımızın önemli anların
etrafinda geliştiğini düşünmeye şartlanmışızdır.
Fakat önemli anlar bizi genellikle habersiz yakalar
başkalarının önemsiz sayabileceği bir biçimde
güzelce paketlenmiş olarak.

İNSANLAR NE YAPTIĞINIZI VEYA NE
SÖYLEDİĞİNİZİ TAM OLARAK
HATIRLAMAYABİLİRLER, FAKAT
KENDİLERİNİ NASIL
HİSSETTIRDİĞİNİZİ
DAİMA
HATIRLARLAR.

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 5221
Kayıt tarihi : 27/01/08

https://zeka.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz