ZEKAKÜBÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KADINLARI HİÇ SEVMEDİK

Aşağa gitmek

KADINLARI HİÇ SEVMEDİK Empty KADINLARI HİÇ SEVMEDİK

Mesaj  Admin Perş. Kas. 17, 2016 1:36 pm

Biz kadınları hiç sevmedik!
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik
Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik.
Göğüslerini sevdik…
Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.
Kalçalarını sevdik…
Gerçekten güzel vücutlu ve “çıtırsa” daha çok sevdik…
Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep “baktık”
Her yerlerine iyice ve dikkatle baktık.
Pek iyi görememiş olacağız ki bir daha baktık.
Bir daha ve bir daha…
Kadınların her yerlerine baktık ama gözlerine ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok geç olmuştu…
Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk.
Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu.
Eh! Yozlaşan toplum ve geç gelen hatta hiç gelmeyen adalet olunca da 13-14 yaşındaki çocuklara bile dokunmaya başladık! Sapık damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü sapık diye haykıran ne kadar azdı!
Kadınlara dokunmada dünya sıralamasında üst yerlere geldik… 2009 itibariyle rakamlar oldukça “umut verici!!! “
% 40 ını sürekli dövdük
%45 ine duygusal şiddet uyguladık (küfür, hakaret, küçük düşürme)
%16 sına zorla sahip olduk (ve olmaya devam ediyoruz)
Tüm bunlara maruz kalan her 3 kadından biri intihara kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık (hem bize ne değil mi? Fener ya da Cimbom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık)
% 9 una daha masum birer çocukken bile dokunduk.
Ama onlar hep sustular. Çünkü konuşsalar kimse inanmazdı. “kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu amcan ya da komşun” bu da sana ders olsun, türünden tepkiler görecekti.
Ama bu ders o kadar acıdır ki biz erkekler bilemeyiz. Bizlere sorduklarında %25 imiz “bazı durumlarda kadın dövülür” demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik.
% 51’i erkekler ile tartışmayı bile “saygısızlık” sanıyor artık. %36’sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış ya da inanmak zorunda kalmış. % 52’si “erkek kadından sorumludur” diyecek kadar kadınlığını unutmuş ya da unutturulmuş. % 49’u “erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz” diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş!
Hal böyleyken kabul edelim biz kadınları kullanmayı çok sevdik. Evde, işte, siyasette, okulda kısacası her yerde…
Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken arka fonda 3-4 kadın vardı hep. Onlardan vitrin yaptık, imaj yaptık. Başörtülü, normal türbanlı, modern türbanlı ve türbansız…
"Cennet anaların ayakları altında" diye diye büyütüldük ama anaları hep ayaklarımız altında çiğnedik, ezdik, tepikledik…
14 şubat sevgililer günü ya da anneler gününde bir kaç saat ara verdik ama sonra yine ezmeye devam ettik.
İş verirken bile onları hep düşündük! İş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile bayan eleman aranıyor ilanı vermeyi çok sevdik.
Bu ülkede kadın olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz. Çünkü artık konuşmuyorlar, konuşamıyorlar, konuşturulmuyorlar.
Bu ülkenin kurucusu ****** 1930’lu yıllarda Türk kadınına dünyadaki birçok çağdaş ülkeden önceden hak ettiği hakları verdiğinde umutlanmıştık. Çünkü o ******’tü ve Kurtuluş Savaşında bebeğinin kundağında mermi taşıyan anayı ya da cephede erkeği ile göğüs göğüse savaşan bacısını unutmamıştı. İhanet edemezdi ve etmemişti de. Ama biz ihanet ettik! Türkiye nereye gidiyor? Diye soruyor herkes birbirine.
Oysa cevap ne kadar da açık değil mi? Türkiye hızla ve şevkle karanlığa gidiyor. Hatta koşuyor…
Çünkü kadın yok oluyor, yok ediliyor…
Benim annem, kız kardeşim, sevgili kızım yok oluyor…
Kadını yok olan ülkenin gideceği yol bellidir. Karanlık ve onursuz bir gelecek…


KADINLARI HİÇ SEVMEDİK Page_310

Yıldırım Türker (d. 24 Ağustos 1957; Ankara), Türk yazar, şair ve tiyatro çevirmeni. Robert Kolej'den mezun olduktan sonra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nü bitirdi. İstanbul Şehir Tiyatroları'nda dramaturg olarak çalıştı. Express ve Öküz dergilerinde yazdı. 2007 yılında gerçekleşen Yirmi altıncı Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde 16 Türk filminin yarıştığı Ulusal Yarışması'nda jüri üyeliği yaptı. Türker, Radikal Gazetesi'ndeki köşesinde ve gazetenin pazar eki Radikal İki'de düzenli yazılarına devam ettikten sonra 13 Ağustos 2012 günü itibariyle Radikal Gazetesi'nden, yazdığı bir yazı anlaşmazlık sonucu yayınlanmayınca, ayrılmıştır.

Şuanda Özgür Gündem Gazetesinde Yazmaktadır.


Eserleri

Şiir
Cihangir Kedileri (1993) - Cemal Süreya Şiir Ödülü
Güncel araştırma[değiştir | kaynağı değiştir]
Gözaltında Kayıp Onu Unutma! (1995)
Türkiye Sizinle Gurur Duyuyor (1998)
Senaryo[değiştir | kaynağı değiştir]
Berdel (1990)
Düş Gezginleri (1992)
Gece, Melek ve Bizim Çocuklar (1993)
İki Genç Kız (2004) (diyaloglar)
Kayıp Şehir (2012-2013)
Delibal (2015)

Oyun
Gölge Ustası (1993)

Çevirileri
Sıkı Gözetim - Jean Genet
İnce Sızı - Harold Pinter
İyi Geceler Anne - Marsha Norman
Modigliani - Dennis Mc'Intyre
Vahşi Batı - Sam Shepard
Kadınlar Hamamı - Nell Dunn
Bir Yalan Çemberi - Hugh Whitemere
Yaz ve Duman - Tennessee Williams
Orkestra - Fania Fenelon'un anılarından oyunlaştıran Arthur Miller

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 5221
Kayıt tarihi : 27/01/08

https://zeka.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz