.OYUNA NE LÜZUM VAR
1 sayfadaki 1 sayfası
.OYUNA NE LÜZUM VAR
Adamın bürosu, New York'da, o en yüksek gökdelenin en üst katında; hergün işe geliş ve gidişlerde asansör beklemekten canı çıkıyor. Bir akşam vakti gene iş çıkışı asansör beklerken adamın biri yaklaşıyor,
"Beyim, sizi her gece burada asansör beklerken görüyorum; niye benim gibi yapmıyor, kendinizi arkadaki havalandırma boşluğundan aşağı bırakmıyorsunuz ki? Hava boşluğundaki hava akımı sizi kolayca indirecek aşağı. Bakın beni takip edin, ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz!" diyor ve hakikaten kendini bırakıp süzülerek iniyor aşağı, hem de hiçbirşey olmadan.
Adamın çok hoşuna gidiyor ve hayıflanıyor kendi kendine, neden ben bunca senedir bunu akıl edemedim diye. Bırakıyor o da kendini havalandırma boşluğuna, tabii küt diye çakılıyor yere.
Gökdelenin dibindeki ayakkabı boyacısı başını kaldırıyor ve biraz önce süzülerek inen adama:
"Ulan Azrail, madem alacaksın adamın canını, bu kadar oyuna ne lüzum var yahu?"
"Beyim, sizi her gece burada asansör beklerken görüyorum; niye benim gibi yapmıyor, kendinizi arkadaki havalandırma boşluğundan aşağı bırakmıyorsunuz ki? Hava boşluğundaki hava akımı sizi kolayca indirecek aşağı. Bakın beni takip edin, ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz!" diyor ve hakikaten kendini bırakıp süzülerek iniyor aşağı, hem de hiçbirşey olmadan.
Adamın çok hoşuna gidiyor ve hayıflanıyor kendi kendine, neden ben bunca senedir bunu akıl edemedim diye. Bırakıyor o da kendini havalandırma boşluğuna, tabii küt diye çakılıyor yere.
Gökdelenin dibindeki ayakkabı boyacısı başını kaldırıyor ve biraz önce süzülerek inen adama:
"Ulan Azrail, madem alacaksın adamın canını, bu kadar oyuna ne lüzum var yahu?"
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz