ne şehit oldu ne gazi

,

Muhlis Bey, cumhuriyetin ilk yıllarında devlet dairelerinden birinde müfettiştir.Zaman zaman görev icabı taşraya çıkar ve gittiği kasabada bir kaç gün geçirirdi.Ne ki; o zamanın şartlarında otel ,pansiyon ve lojman gibi konaklama yerleri pek kolay bulunmuyordu.Bazan muhtar odasında geceliyor, bazan de köhne otellerde kalmak zorunda kalıyordu.O gün de görev icabı Erzurumun bir kasabasında bulunmaktaydı.İşi bitince gecelemek üzere kasabanın tek hanı olan köhne binaya doğru yöneldi.Hava da bayağı soğuktu.Sırtındaki kalın kumaştan dikilmiş paltoya rağmen iliklerine kadar donuyordu.Hancı kapıyı açtı.Hemen sobanın başına geçti ve çay sipariş etti.Çayı getiren hancıya geceyi handa geçireceğini ve güzel bir oda istediğini söyledi.Ne ki hancı; ''Ah beyim...! Maalesef odalarımın hepsi dolu.''diye cevap verdi.Kendi kendine ''eyvah ne yapsam? Burda sandalyede sabahlasam yarın işimi doğru dürüst yapamam.Kasabada başka han da yok .''diye kara kara düşünürken, hancı da duruma üzüldü ve Muhlis Bey'e: ''Bey'im bilmem ne dersin ama 4 numarada kalan bir müşteri var.İki kişilik koca karyolada yatıyor ve hanidiyse 24 saat sarhoş.Az önce geldi, iki koca şişle şarap içti ve sızdı gene .Götürüp yatırdım yatağa.Yarın öğlenden önce mümkün değil ayılması.İstersen geç onun yanına yat.Yine de sen bilirsin, rahatsız olmam dersen..''Muhlis Bey teklifi çaresiz kabul etti.Nasılsa erken kalkıp işine gidecekti.Hancının getirdiği pilav kuru fasulye ve tatlıyı afiyetle yedi.Sonra da tavşan kanı çayını içti, sonra da odaya çıktı.Adam gerçekten sızmış,top atsan duymayacak.Muhlis Bey tam yatacakken tuvalete gitme ihtiyacı duydu.O zamanlar banyolu tuvaletli odalar bir hayal.Hela ,hanın bahçesinin en ilersinde.Dışarda da korkunç bir fırtına çıkmış, kar da başlamış şiddetle yağmaya.Bir yandan da karnı gurul gurul.Neredeyse altına edecek.Soğukta bahçeye çıkmayı gözü de hiç yemiyor.Ne yapsam , ne etsem derken birden yatakta yatmakta olan sızmış adamın pantolonunu çekip çıkartıyor ve içine edip adama tekrar giydiriyor.Sonra da her türlü olumsuzluğa rağmen sabaha kadar yatıp uyuyor, sabah olunca da kakıp gidiyor...Bunun üzerinden birkaç sene geçiyor.Muhlis Bey'in yolu gene aynı kasabaya düşüyor.Yİne akşam olunca aynı hana gidiyor.Hancıya kendini anımsatmaya çalışıyor ve ''Hani bi sarhoş vardı..devamlı burda kalıyordu.. deyince hancı:Ha .. O mu?Abdurrahman Niyazi..? O kafayı yedi..Bir gün uyandığında '' Allah allah ,,Ben donuma etmeden pantolonuma nasıl ederim ?''diye ....söylenmeye başladı.Şimdi tımarhanede..!ANAFİKİR:Ne şehit oldu ne gazi. bok yoluna gitti Niyazi..