ZEKAKÜBÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HASAN HÜSEYİN

Aşağa gitmek

HASAN HÜSEYİN Empty HASAN HÜSEYİN

Mesaj  Admin Cuma Nis. 25, 2008 6:55 am

bulvar iti...


ne zaman sevmek desem bir tedirgin bulvar iti gecede
biraz müzik biraz içki ve çok çok resim
kim sarmalar bu bebeği
kimler taşır bu ölüyü belirsizliğe
nerelerde kalır gözüm, nerelerden döner sesim
bu ne biçim hayvan ki beslenir acılardan
tohum atar kuşaklara kan göllerinde
bu ne biçim oyun ki bu gizlenir gölgesine gerçeğin
mutluluklar aranır ateş çemberlerinde

bir umarsız bulvar iti vitrin ışıklarında
anladım ki birdenbire kopmuşum toprağımdan
kopmuşum masallara süt emziren akşamlarımdan
köklerim orda sızlar yapraklarım bulvarda
resim diye duvarlarda müzik diye ıslıklarda
o çıldırtan deniz orda balıklar tablalarda
özlemek orda kalmış özlemi sevmek burada
Ferhat ' sa mendil açmış dileniyor güven park' ta

taradım bütün sözlükleri aşka yer yoktu
bir kaygılı bulvar iti karanlık çıkmazlarda
koşuyordu masallarda, koşuyordu imgelerde
başka yer yoktu
başımdaki ağrı sendin sesimdeki kuşku sen
ne düşünsem dört boyuttu ne ağrısam dört boyut
kopmak belki bir ülkeydi tutkular eski zindan
herkes kendi bukağısının tutkulu demircisi

bu evleri biz mi yaptık bu yolları biz mi çizdik
ölümlerden biz mi kaçtık biz mi düştük ölümlere
senleştirip giriyorum koynuna gecelerin
senleştirip açıyorum gözlerimi sabaha
bir şey eksik biliyorum bir şey artık sen değil
şafak diye söken sendin sendin gülen penceremde
çayımdaki bahçe sendin içkimdeki bulut sen
içimdeki kuş sürüsü çabamdaki arılardın
nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
sen sahi niçin yoktun

senleştirip biniyordum külüstür taşıtlara
senleştirip okşuyordum osmanlı sokakları
kan bulaşmış caddeleri ölülerdi alanları
tepelenmiş çiçekleri kanatılmış mavileri
senleştirip seviyordum bütün çirkinlikleri
telefonlar sensin diye koşturuyordum
kanıyordum
sensin diye karanlık çağrılara
susuyordum senleştirip kahpelikleri
nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
sen sahi niçin yoktun

duruyordum seni sanıp yangın çığlıklarına
yaşamak belki buydu belki de öbür yüzü
unutmaktı belki güzel aramaktı belki sevmek
"belki" deki varsıllıktı "kesin" deki yoksulluktu
yitirmek buydu belki yakalamak belki bu
bu kafesi biz süsledik biz aldandık bu süslere
içimdeki sızı sendin yüzümdeki merak sen
gitmelerden beklediğim kalmalardan korktuğum
nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun
sen sahi niçin yoktun

iki bulvar itiyiz biz renklere dolaşmışız
ağzımızda ölüm tadı tüylerimiz kanlı çamur
ikimiz iki yandan bir koca yalnızlığı
bir amansız şaşkınlığı ikimiz iki yandan
dolaştırıp duruyoruz eski zamanlar gibi
müzelik bir inanmanın ören kapılarında

anlamamak elde değil anlamaksa soykırım
uçup uçup düşmek kalır inanmaklardan
kelebekler konuyor yaşlı salyangozlara
ölülerin gölgesinde diriler güneşleniyor
yakın artık gemileri köprüleri atın artık
kim ne derse desin vazgeçin onarımdan

ne seçilen renklerdeyiz ne gidilen yerlerde
danışıklı göz yaşları yapmacık mutluluklar
soykırımsal bir çoğalma solucanımsı bir esleme
bir yanımız doğum evi bir yanımız hirosima
iki bulvar itiyiz biz koşulların kölesiyiz
zincir sesi duydukça sızlar bileklerimiz

bir kenti tanır gibi tanıdım seni ancak
etine değdi etim, otuz altı onda yedi, çok değil
elini buldu elim, otuz altı onda yedi, çok değil
öptüm seni, otuz altı onda yedi, dudaklarından
bir kenti yaşar gibi yaşadım seni ancak
yaşamadım kendimi

ellerin ellerimdeydi ellerin yoktu
gözlerin gözlerimdeydi gözlerin yoktu
iki portre gibi yan yanaydık albümde
uykunda sevmiştin haberin yoktu
bir kaçağı tanır gibi tanıdım seni ancak
tanımadım kendimi

şarkılarda buldum seni yitirdim
yılgılarda buldum seni yitirdim
resimler bir türlü konuşmuyordu
fotoğraflar kaçıyordu ben yaklaştıkça
bir yalanı anlar gibi anladım seni ancak
anlamadım kendimi

evin de mi yoktu senin sokağında mı
adresini silip silip yazıyorlardı
düşlerin türkçe miydi hotantoca mı
çince mi arıyordun eskimoca mı
herkeste mi arıyordun ne arıyordun
neden öyle gülüp gülüp yaslanıyordun
bir yüzünü buluyordum öbür yüzün yok
bir çizgini buluyordum öbür çizgin yok
ol görüp gelmiyordu adın fırçama
düş müydün düşüncemi anlamıyordum
uzattıkça ellerimi dağılıp gidiyordun
kendimden korkuyordum yoksa yok muydum

binlerce göz binlerce yüz binlerce biçim
aradığım yerde yoktun sormadığım yerde var
etimdeki acı sendin kanımdaki kuşku sen
nere gitsem karşımdaydın ama sen yoktun


sen sahi niçin yoktun?
sen sahi niçin yoktun?


HASAN HÜSEYİN

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 5221
Kayıt tarihi : 27/01/08

https://zeka.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz