YILMAZ ÖZDİL (2 HAZİRAN 2008, HÜRRİYET)
2 posters
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA :: KÖŞE YAZILARINDAN
1 sayfadaki 1 sayfası
YILMAZ ÖZDİL (2 HAZİRAN 2008, HÜRRİYET)
Başsağlığı...
"Seks kölesi"ni biliyordum da...
"Seks kenesi"ni ilk kez duydum.
*
Karabük’te kene ısırması sonucu hayatını kaybeden 75 yaşındaki talihsiz kadının cenaze namazını kıldıran imam açıkladı: "Fuhuştan oluyor..."
*
Fuhuş artınca bu tür şeyler olurmuş!
*
Geçenlerde de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir dergi dağıtıldı... İmam Hatip Liseleri Mezunları Derneği’nin dergisi... Orada da yaz aylarında plajlarımızda sık sık görülen boğulma vakalarına bilimsel açıklama getirilmişti: "Herhangi bir kişi, denizde boğulmak üzereyken, samimi şekilde dua ederse, kurtulur."
*
Kanıt?
Titanik...
*
Dergiye göre, "Titanik’ten kurtulanlar bu şekilde kurtuldu."
*
İstanbul’da da Tıp Festivali başladı.
Camide.
Merkez Efendi Camisi’nde.
Büyükşehir Belediye Başkanı -ki muhallebici mimardır- "şifa olsun" diyerek, "mesir macunu" dağıttı.
*
Netice itibarıyla...
- Rahmetli TC’yi nasıl bilirdiniz?
- İyi bilirdik.
- Hakkınızı helal edin.
- Helal olsun.
- Gömün.
"Seks kölesi"ni biliyordum da...
"Seks kenesi"ni ilk kez duydum.
*
Karabük’te kene ısırması sonucu hayatını kaybeden 75 yaşındaki talihsiz kadının cenaze namazını kıldıran imam açıkladı: "Fuhuştan oluyor..."
*
Fuhuş artınca bu tür şeyler olurmuş!
*
Geçenlerde de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir dergi dağıtıldı... İmam Hatip Liseleri Mezunları Derneği’nin dergisi... Orada da yaz aylarında plajlarımızda sık sık görülen boğulma vakalarına bilimsel açıklama getirilmişti: "Herhangi bir kişi, denizde boğulmak üzereyken, samimi şekilde dua ederse, kurtulur."
*
Kanıt?
Titanik...
*
Dergiye göre, "Titanik’ten kurtulanlar bu şekilde kurtuldu."
*
İstanbul’da da Tıp Festivali başladı.
Camide.
Merkez Efendi Camisi’nde.
Büyükşehir Belediye Başkanı -ki muhallebici mimardır- "şifa olsun" diyerek, "mesir macunu" dağıttı.
*
Netice itibarıyla...
- Rahmetli TC’yi nasıl bilirdiniz?
- İyi bilirdik.
- Hakkınızı helal edin.
- Helal olsun.
- Gömün.
koy g.. tüne rahvan girsin. Sokrates Jr.
Doğada bulunmayan ve ışığın ters yönde kırılmasını sağlayan 'meta malzeme'yi üreterek, cep telefonu, bilgisayar çipleri ve mikroskopları n etkinliğinin artırılmasına katkı sağladığı için, Londra'daki Kraliyet Bilim Topluluğu'nda düzenlenen törenle Descartes Ödülü'nü alan tek Türk, saygın Fizik Profesörü Ekmel Özbay'ın danışmanlığında, TÜBİTAK tarafından desteklenen Nanoteknoloji Araştırma Merkezi'nde, Avrupa Birliği Çerçeve Programı kapsamında çalışmalarını sürdüren Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü doktora öğrencisi Bayram Tütün'ün, organik kimya ve sentetik polimerler kullanarak ürettiği organik lazer teknolojisiyle, yara iyileştirme, böbrek taşı tedavisi, göz ve diş hekimliği teşhislerindeki yüksek çözünürlüklü projeksiyon ve hologram ekranlarına sahip görüntüleme cihazlarını, milyonlarca renk, yüksek kalite ve çok daha ucuza elde edilebilir hale getirip, dünya yeni nesil optoelektronik teknolojisinde çığır açtığı gün... Sağlık Bakanı, 'keneye karşı pantolon paçalarını çorabın içine sokun, ishal olanlar da, ellerini sabunlasın' dedi.
*
Daha fazla devam edemeyeceğim.
O sıkma baş olarak gördüğümüz ve onların soyundan olan erkeklerin alayi dinci ve müsbet ilimleri kabul etmeyen insanlardir.İktidar partisi ve yandaşları ****** felsefesini sakat birakmaya O'nun sagliginda baslamışlardır.Şimdi en güzel zemindedirler ! sermaye sınıfı kendi kazdiği kuyuya düştü, Arzuhan Yalçın seçimlerde bunlara arka çıkıyordu,avrupa birliği başarıları cart curt,ne oldu Vehbi Koç'un piç torunu ? kendi sermayeniz,kâr ınız için her haltı yersiniz.Vatan da ne ?
koy g.. tüne rahvan girsin. Sokrates Jr.
*
Daha fazla devam edemeyeceğim.
O sıkma baş olarak gördüğümüz ve onların soyundan olan erkeklerin alayi dinci ve müsbet ilimleri kabul etmeyen insanlardir.İktidar partisi ve yandaşları ****** felsefesini sakat birakmaya O'nun sagliginda baslamışlardır.Şimdi en güzel zemindedirler ! sermaye sınıfı kendi kazdiği kuyuya düştü, Arzuhan Yalçın seçimlerde bunlara arka çıkıyordu,avrupa birliği başarıları cart curt,ne oldu Vehbi Koç'un piç torunu ? kendi sermayeniz,kâr ınız için her haltı yersiniz.Vatan da ne ?
koy g.. tüne rahvan girsin. Sokrates Jr.
NICLENO- Mesaj Sayısı : 179
Kayıt tarihi : 07/02/08
.
HOŞGELDİN PKK !!!
PKK’lıların memlekete gelişi, tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde ve KKTC’de törenlerle kutlandı.
Terörist olmadıkları, olsa olsa terörişko oldukları açıklanan PKK’lılar temsilciliklerimizde ve KKTC’de törenlerle kutlandı.
,
sınır kapısına serilen kırmızı halı üzerinde, protokol tarafından, çiçeklerle karşılandı.
Yetkililerin, gözyaşlarıyla birbirlerine sarılarak, çak yaptıkları görüldü.
Giriş işlemlerini önceden hazırlamayarak,4 saniye beklemelerine sebep olan memur,görevden alındı,
mağdur PKK’lılardan özür dilendi,araya Ahmet Türk girdi,tatsızlığın büyümesini önledi,
Ahmet Türk’e teşekkür plaketi verildi.
Bando eşliğinde üstü açık arabaya bindirilen PKK’lılar,resmi geçit kortejine katılarak,
halkı selamlaya selamlaya Silopi’ye girdi.
Temsili karakol baskınının gerçekleştirildiği törenlerde,temsili bir askerin,
tahta tüfekle sağa sola ateş ediyormuş gibi yapması, coşkuya gölge düşürdü.
Divan-ı harbe verilen askerin,akli dengesinin bozuk olduğu ortaya çıktı.
25 atletin İmralı’dan getirilen toprağı PKK’lılara sunmasının ardından,
güzergâh üzerindeki devlet dairelerine molotof atıla atıla,Vilayet Konağı’na geçildi.
Makam aracını PKK’lılara tahsis ettiği için yürüye yürüye gelen Vali’nin kapıda karşılamaya gecikmesi,
PKK’lıları tek başına karşılamak zorunda kalan ABD Elçisi tarafından skandal olarak nitelendirildi.
Sinirlenen elçi,“Bu memleketin sahibi yok mu kardeşim,her şeyi biz mi yapacağız”
diye bağırdı, araya Emine Ayna girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, ona da teşekkür plaketi verildi.
Karayoluyla Diyarbakır’a giden PKK heyeti,oradan,havayoluyla Ankara’ya geçti.
Ancak,bu seyahat için, başbakanlığa yeni alınan 18 koltuklu DAP uçağının tahsis edilmesi,
krize sebep oldu.
PKK’lıların“Sıkış tepiş olacağını bilseydik, gelmezdik”diye yakınması üzerine,derhal 40 koltuklu
Ana uçağı tahsis edildi.
Bu bekleme sırasında VIP’te yürekleri ağızlara getiren bir sabotaj girişimi yaşandı ve “Türk” kahvesi ikram edildi...
Irkçı muameleye maruz kaldıklarını söyleyen PKK’lılar,“Kalkın, dönüyoruz Kandil’e” dedi.
Allah’tan Sırrı Sakık devreye girdi,“Espresso olmadığında ben bile Türk kahvesi içiyorum” diyerek,
tatsızlığın büyümesini önledi. Faşist garson gözaltına alındı.
Sırrı Sakık’a da teşekkür plaketinin yanı sıra Beluga havyarı takdim edildi.
Başkent’e inen PKK’lılar,gündüzdü ama havayi fişeklerle karşılandı,deve kesildi,
nazar değmesin diye alınlarına sürüldü,TOKİ’nin hediyesi dubleks dairelerin anahtarları hediye edildi.
Limuzinlerle TBMM’ye geçen PKK’lılar,önce,Meclis Lokantası’nda AB büyükelçileriyle basına kapalı yemek yedi,
sonra,DTP grup toplantısına katıldı;Şeş TV’nin yanı sıra,Roj TV’den de naklen yayınlandı.
Ayak altında dolaşmasınlar diye,CHP ve MHP grup toplantıları iptal edildi,
“Çok istiyorsanız gidin orada yapın” denilerek, ilk meclis tahsis edildi.
PKK’lıların yarın İstanbul’a geçmesi,Savarona’yla Boğaz turu atması,
akşam da Çırağan Sarayı’nda gazetecilerle yemek yeyip,topluca Reina’ya gitmeleri bekleniyor...
Yılmaz Özdil
Hürriyet
PKK’lıların memlekete gelişi, tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde ve KKTC’de törenlerle kutlandı.
Terörist olmadıkları, olsa olsa terörişko oldukları açıklanan PKK’lılar temsilciliklerimizde ve KKTC’de törenlerle kutlandı.
,
sınır kapısına serilen kırmızı halı üzerinde, protokol tarafından, çiçeklerle karşılandı.
Yetkililerin, gözyaşlarıyla birbirlerine sarılarak, çak yaptıkları görüldü.
Giriş işlemlerini önceden hazırlamayarak,4 saniye beklemelerine sebep olan memur,görevden alındı,
mağdur PKK’lılardan özür dilendi,araya Ahmet Türk girdi,tatsızlığın büyümesini önledi,
Ahmet Türk’e teşekkür plaketi verildi.
Bando eşliğinde üstü açık arabaya bindirilen PKK’lılar,resmi geçit kortejine katılarak,
halkı selamlaya selamlaya Silopi’ye girdi.
Temsili karakol baskınının gerçekleştirildiği törenlerde,temsili bir askerin,
tahta tüfekle sağa sola ateş ediyormuş gibi yapması, coşkuya gölge düşürdü.
Divan-ı harbe verilen askerin,akli dengesinin bozuk olduğu ortaya çıktı.
25 atletin İmralı’dan getirilen toprağı PKK’lılara sunmasının ardından,
güzergâh üzerindeki devlet dairelerine molotof atıla atıla,Vilayet Konağı’na geçildi.
Makam aracını PKK’lılara tahsis ettiği için yürüye yürüye gelen Vali’nin kapıda karşılamaya gecikmesi,
PKK’lıları tek başına karşılamak zorunda kalan ABD Elçisi tarafından skandal olarak nitelendirildi.
Sinirlenen elçi,“Bu memleketin sahibi yok mu kardeşim,her şeyi biz mi yapacağız”
diye bağırdı, araya Emine Ayna girdi, tatsızlığın büyümesini önledi, ona da teşekkür plaketi verildi.
Karayoluyla Diyarbakır’a giden PKK heyeti,oradan,havayoluyla Ankara’ya geçti.
Ancak,bu seyahat için, başbakanlığa yeni alınan 18 koltuklu DAP uçağının tahsis edilmesi,
krize sebep oldu.
PKK’lıların“Sıkış tepiş olacağını bilseydik, gelmezdik”diye yakınması üzerine,derhal 40 koltuklu
Ana uçağı tahsis edildi.
Bu bekleme sırasında VIP’te yürekleri ağızlara getiren bir sabotaj girişimi yaşandı ve “Türk” kahvesi ikram edildi...
Irkçı muameleye maruz kaldıklarını söyleyen PKK’lılar,“Kalkın, dönüyoruz Kandil’e” dedi.
Allah’tan Sırrı Sakık devreye girdi,“Espresso olmadığında ben bile Türk kahvesi içiyorum” diyerek,
tatsızlığın büyümesini önledi. Faşist garson gözaltına alındı.
Sırrı Sakık’a da teşekkür plaketinin yanı sıra Beluga havyarı takdim edildi.
Başkent’e inen PKK’lılar,gündüzdü ama havayi fişeklerle karşılandı,deve kesildi,
nazar değmesin diye alınlarına sürüldü,TOKİ’nin hediyesi dubleks dairelerin anahtarları hediye edildi.
Limuzinlerle TBMM’ye geçen PKK’lılar,önce,Meclis Lokantası’nda AB büyükelçileriyle basına kapalı yemek yedi,
sonra,DTP grup toplantısına katıldı;Şeş TV’nin yanı sıra,Roj TV’den de naklen yayınlandı.
Ayak altında dolaşmasınlar diye,CHP ve MHP grup toplantıları iptal edildi,
“Çok istiyorsanız gidin orada yapın” denilerek, ilk meclis tahsis edildi.
PKK’lıların yarın İstanbul’a geçmesi,Savarona’yla Boğaz turu atması,
akşam da Çırağan Sarayı’nda gazetecilerle yemek yeyip,topluca Reina’ya gitmeleri bekleniyor...
Yılmaz Özdil
Hürriyet
2010 falı
Takke burcu:
Dönek burcu insanıyla iyi anlaşır. Nereye çekersen oraya giden, koyun burcu insanını pek sever.
Takunyalı astrologların tahminlerinde, devamlı yükselen burçtur... Hatta, “Astrolog uçmaz, mürit uçurur” lafı, bunlardan çıkmıştır. Uğurlu günü, ihaleye fesat karıştırma günü, uğurlu sayısı, çalınan sandık sayısı... Jüpiter’in teğet geçtiğine inanıyorlar ama, Mars’ın etkisi altına girip, 2 Mars 1 ters olduklarının farkındalar... “Kozmik” verilere göre, üç vakte kadar, takke’nin düşüp, aslında, kel burcu olduklarının ortaya çıkması bekleniyor.
*
Liboş burcu:
Burç tutmaz bunlar... Oradan oraya kayan yıldızlar misali, yanar döner bir yaradılışa sahiptirler. Evren’de dolaşırken, postal burcunu bile yalamışlıkları vardır.
2010 gelmiş, 2110 gelmiş fark etmez; işlerine hangi burç geliyorsa, o burçtan olurlar. Aslına bakarsanız, herkes onların lavuk burcundan olduğunu biliyor... Buna rağmen, istersen suratlarına tükür, yarabbi şükür mizaçlıdırlar. İlk seçimde hangi burca bayrak dikecekleri, Brüksel rasathanesinden gelecek rapora bağlı...
Kiminki yükselirse yükselsin, bunların kıçının göğe ereceği kesin.
*
Kroki burcu:
Kutup Yıldızı’na sırtını ver, 20 adım yürü, sağda Andromeda var, geç onu, Neptün’ü göreceksin, ver sırtını, 15 adım yürü, Çukurambar... Teleskopla göremezsen dert etme, götürürler merkeze, gösterirler herkese.
*
Molotof burcu:
Yeni yıla ilk giren Avustralyalılar gibi, memlekete ilk biz girdik diye, görkemli kutlamalarla havayi fişek fırlattılar... Noel Baba sandıkları Devlet Baba’nın tazyikli suyunu yiyince, nerden geldiğini şaşırdılar. Uğurlu sayıları, pusulardaki ölü ve yaralı sayısı, uğurlu günleri, İmralı’daki ziyaret günü.
*
Kalantor burcu:
Düzen değişse de, düzülenin aynı kalmasına özen gösterirler. Köprüden geçene kadar ayı burcuna, dayı burcu derler. Yükselen yıldızları kırpıp kırpıp borsada kakalarlar. 2010 için IMF burcuna yatırım yaptılar, yılbaşına özel reklam filmi bile hazırladılar, tıkır tıkır...
*
Döke saça bir türlü küveti dolduramayan soysal demokrat kova burcuyla, olan biteni kuzu kuzu seyreden kurt burcunu boşverelim... Bunların yükselmesini bekleyenlerin uğurlu taşı, sabır taşı.
*
Gariban burcu:
Sizin de burcunuz bir türlü yükselemiyor birader... Bıraktık Jüpiter’in teğet geçmesini, Uranüs’ün etkisi altına girmenizi filan, Satürn dünyaya çarpsa, en son sizin haberiniz oluyor... Uğurlu sayınız 3’ün 1’i, uğursuz gününüz, kredi kartının son ödeme günü... İyi yıllar diyeceğim ama, belli ki, her sene olduğu gibi, bu sene de başınıza gelecekler var. Dolayısıyla, Noel Baba şerefsiz çıktı, siz iyisi mi, Zuhurat Baba’yı denemeye devam edin.
Dönek burcu insanıyla iyi anlaşır. Nereye çekersen oraya giden, koyun burcu insanını pek sever.
Takunyalı astrologların tahminlerinde, devamlı yükselen burçtur... Hatta, “Astrolog uçmaz, mürit uçurur” lafı, bunlardan çıkmıştır. Uğurlu günü, ihaleye fesat karıştırma günü, uğurlu sayısı, çalınan sandık sayısı... Jüpiter’in teğet geçtiğine inanıyorlar ama, Mars’ın etkisi altına girip, 2 Mars 1 ters olduklarının farkındalar... “Kozmik” verilere göre, üç vakte kadar, takke’nin düşüp, aslında, kel burcu olduklarının ortaya çıkması bekleniyor.
*
Liboş burcu:
Burç tutmaz bunlar... Oradan oraya kayan yıldızlar misali, yanar döner bir yaradılışa sahiptirler. Evren’de dolaşırken, postal burcunu bile yalamışlıkları vardır.
2010 gelmiş, 2110 gelmiş fark etmez; işlerine hangi burç geliyorsa, o burçtan olurlar. Aslına bakarsanız, herkes onların lavuk burcundan olduğunu biliyor... Buna rağmen, istersen suratlarına tükür, yarabbi şükür mizaçlıdırlar. İlk seçimde hangi burca bayrak dikecekleri, Brüksel rasathanesinden gelecek rapora bağlı...
Kiminki yükselirse yükselsin, bunların kıçının göğe ereceği kesin.
*
Kroki burcu:
Kutup Yıldızı’na sırtını ver, 20 adım yürü, sağda Andromeda var, geç onu, Neptün’ü göreceksin, ver sırtını, 15 adım yürü, Çukurambar... Teleskopla göremezsen dert etme, götürürler merkeze, gösterirler herkese.
*
Molotof burcu:
Yeni yıla ilk giren Avustralyalılar gibi, memlekete ilk biz girdik diye, görkemli kutlamalarla havayi fişek fırlattılar... Noel Baba sandıkları Devlet Baba’nın tazyikli suyunu yiyince, nerden geldiğini şaşırdılar. Uğurlu sayıları, pusulardaki ölü ve yaralı sayısı, uğurlu günleri, İmralı’daki ziyaret günü.
*
Kalantor burcu:
Düzen değişse de, düzülenin aynı kalmasına özen gösterirler. Köprüden geçene kadar ayı burcuna, dayı burcu derler. Yükselen yıldızları kırpıp kırpıp borsada kakalarlar. 2010 için IMF burcuna yatırım yaptılar, yılbaşına özel reklam filmi bile hazırladılar, tıkır tıkır...
*
Döke saça bir türlü küveti dolduramayan soysal demokrat kova burcuyla, olan biteni kuzu kuzu seyreden kurt burcunu boşverelim... Bunların yükselmesini bekleyenlerin uğurlu taşı, sabır taşı.
*
Gariban burcu:
Sizin de burcunuz bir türlü yükselemiyor birader... Bıraktık Jüpiter’in teğet geçmesini, Uranüs’ün etkisi altına girmenizi filan, Satürn dünyaya çarpsa, en son sizin haberiniz oluyor... Uğurlu sayınız 3’ün 1’i, uğursuz gününüz, kredi kartının son ödeme günü... İyi yıllar diyeceğim ama, belli ki, her sene olduğu gibi, bu sene de başınıza gelecekler var. Dolayısıyla, Noel Baba şerefsiz çıktı, siz iyisi mi, Zuhurat Baba’yı denemeye devam edin.
Cumhuriyet Başsavcısı...
Her yere tabela asıyorlar, “Avrupa’nın en büyük adliye sarayını yaptık” filan diyorlar.
*
Halbuki, bu iş binayla olsaydı...
Yargıtay Başkanı müteahhit olurdu.
*
Bakın...
*
Cumhuriyet Başbakanı denmez.
Cumhuriyet Bakanı denmez.
Cumhuriyet Müsteşarı denmez.
Cumhuriyet Büyükelçisi denmez.
Cumhuriyet Valisi de denmez.
*
Ama...
Cumhuriyet Savcısı denir.
*
Peki niye?
*
Mustafa Kemal de merak etmiş... Ve, “cumhuriyet savcısı” sıfatının isim babası olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’a sormuş aynı soruyu, “Niye?”
*
İsviçre’de hukuk doktorası yaparken, İzmir’in işgal edilmesi üzerine Kurtuluş Savaşı’na katılmak için yurda dönen ve Ege dağlarında vuruşan... Sonra da Mustafa Kemal’in emriyle hukuk reformunun temellerini atan Profesör Mahmut Esat Bozkurt, şu cevabı vermiş...
*
“Gün olur, Cumhuriyet’i korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, büyükelçiden, validen bile hesap sormak gerekebilir... İşte onun için, Cumhuriyet Savcısı’dır!”
*
Cumhuriyet’i savunmak...
“İlk işi”dir.
*
İrticayla mücadele etmek için, ekstra plan mlan hazırlanmasına gerek yoktur.
*
Dolayısıyla...
*
Tarikatçıların cirit atması için, irticayla mücadele etmeyi suçmuş gibi gösterenlerin... Haysiyet cellatlarının yargısız infazlarını gülümseyerek seyredenlerin... Hayatını Cumhuriyet’e adamış komutanları ayağına getirirken, teröristin ayağına tıpış tıpış mahkeme
*
Halbuki, bu iş binayla olsaydı...
Yargıtay Başkanı müteahhit olurdu.
*
Bakın...
*
Cumhuriyet Başbakanı denmez.
Cumhuriyet Bakanı denmez.
Cumhuriyet Müsteşarı denmez.
Cumhuriyet Büyükelçisi denmez.
Cumhuriyet Valisi de denmez.
*
Ama...
Cumhuriyet Savcısı denir.
*
Peki niye?
*
Mustafa Kemal de merak etmiş... Ve, “cumhuriyet savcısı” sıfatının isim babası olan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’a sormuş aynı soruyu, “Niye?”
*
İsviçre’de hukuk doktorası yaparken, İzmir’in işgal edilmesi üzerine Kurtuluş Savaşı’na katılmak için yurda dönen ve Ege dağlarında vuruşan... Sonra da Mustafa Kemal’in emriyle hukuk reformunun temellerini atan Profesör Mahmut Esat Bozkurt, şu cevabı vermiş...
*
“Gün olur, Cumhuriyet’i korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, büyükelçiden, validen bile hesap sormak gerekebilir... İşte onun için, Cumhuriyet Savcısı’dır!”
*
Cumhuriyet’i savunmak...
“İlk işi”dir.
*
İrticayla mücadele etmek için, ekstra plan mlan hazırlanmasına gerek yoktur.
*
Dolayısıyla...
*
Tarikatçıların cirit atması için, irticayla mücadele etmeyi suçmuş gibi gösterenlerin... Haysiyet cellatlarının yargısız infazlarını gülümseyerek seyredenlerin... Hayatını Cumhuriyet’e adamış komutanları ayağına getirirken, teröristin ayağına tıpış tıpış mahkeme
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA :: KÖŞE YAZILARINDAN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz