Bir Cesur Ses ORHAN BURSALI
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA :: KÖŞE YAZILARINDAN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir Cesur Ses ORHAN BURSALI
Devletin hala aktif emniyet müdürü olan bir cesur sese kulak verin.
Belki de o, devlet içinde, yaptığı görevler dikkate alınınca ortaya çıkabilecek tek insandı.
Diğerleri ise ancak devlet içi süpürülünce ve iktidarları yıkılınca itiraflarda bulunabilecek insancıklardır.
Ne diyor Hanefi Avcı?
Gazetemiz manşetten duyurdu: Fetocu cemaat, TSK, Emniyet, MIT, yargı, basın ve diğer tüm devlet kurumlarım ele geçirdi ve bu kurumların başında birer "sorumlu imam" bulunuyor.
Devleti kadrolu memurlar, bürokratlar değil, arka planda bu imamlar yönetiyor.
Devlet bütün birimlerine kadar, Feto - Erdoğan- GüI-Arınç ortaklığıyla yönetiliyor.
En aktifleri, şüphesiz ki, tam veya yarım gizli örgüt halinde, devletin kurum ve kuruluşlarına sızmış/atanmış
olan Fetoculardır.
***
Ergenekon davasıyla ilgili yaratılan, uydurulan, sızdırılan bütün belgeler, özellikle ordu ile ilgili olanlar, bu devlet kadrolu-yarı gizli elemanlarca / örgütçe sağlanmıştır.
Zaman, cemaatin "amiral gemisi" ise kullandıkları liberal görünüşlü paçavra da, özellikle ordu ile ilgili her şeyi vurmak, yıkmak, yalan yanlış bilgi yaymak için yaratılmış tetikçidir.
Ne demişti cemaat lideri, "Gatakulli Ana hedef orduydu; ordunun tamamen bertaraf edllmeslydl.
En sert çekirdek, cemaat yönetiminin Türkiye planlarının önündeki en büyük engel orduydu.
Bütün bakanlıkları kolayca halledebilirlerdi, 8 yılda bu işi bitirdiler. Zaten önemli değildi bu bakanlıklar, uygun yerlere birer "imam" koymak yeterliydi tüm denetimi sağlamak için.
Bütün atamalar, ihale dağıtımları, atılacak-getirilecek adamlar bu "imamılların kontrolünde gidiyor.
TRT-MRT gibi kuruluşları halletmek çok sıradan işlerdL
Hukuk, yargı aynı önemde ikinci konurndaydı.
Bu iş uzun sürdü, tek tek hukuk adamları üzerinde çalışarak işlerini-başlarını bağladılar.
Özel mahkemeler, kurullar, savcılar yarattılar.
Yüksek yargıyı kısmen bağladılar ama özel yasalarla korunuyor olmaları nedeniyle işlerini tam bitiremediler.
Şimdi referandumla, hukukun ve yargının tepesinin defteri tamamen dürülecektir.
Atama, emir-kumanda, müfettiş-soruşturma ile aşağısını zaten yıllardır hizaya getirme çalışmalarını sürdürüyorlar. .
Bir dönem daha iktidarda kalırlarsa, beş yıl içinde adalet dağıtıcı birimlerin hepsi, iktidarın (Erdoğan'ın) sadece beden di/ini anlamakla ye ona uyum sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda düşünce dilini de tam anlamıyla edinmiş olacaktır.
Sadece Erdoğan'ın değil, tüm hoca hacı takımının da!
Referandum, yargıyı tam anlamıyla, cemaatlerin iktidarın kulu kölesine dönüştürme eylemidir.
Ana mesele şimdi adaletin defterini dürmektir.
Bu nedenle, CIA'nın denetimindeki Pensiivanyalı, oradan sesleniyor, (ölüleri de klkıp oy vermeye çağırıyor.)
Bu müthiş cihatta, umreye mumreye gitmek de günahtır!
En büyük sevap referandumda evet oyu kullanmaktır.
Referandumda evet, bir ölüm kalım meselesidir onlar için.
Çünkü, ilk genel seçimlerde şimdi sahip oldukları güce asla ulaşamayacaklarını biliyorlar ...
Eğer bir sandık-yargı-hukuk darbesi tezgahlayamazlarsa!
Devlet içindeki cemaat/gizli örgüt, şimdilik, referandumda hangi sahtekarlıklan nasıl yapablleceklerlnln plan ve programı içindedirler.
Dönelim orduya: En uzun soluklu savaş orduya karşı ve "vesayete son'! gibi ne kadar aptal ve salak yarım aydın varsa hepsinin desteğini alacak ve büyük bir kamuoyu yaratacak şekilde sürdürülmektedir.'
Dedik ki, ülkeyi yöneten dincilerin-cemaatçilerin, büyük plan ve programlarının önünde en büyük engel ordu,
Iktidar, görünüşte ordunun defterini dürmüş gibi. Kolunu kanadını kırmış gibi. Ancak bu ordunun kuwet komutanlıklarına resmen imam generaller getirilinceye kadar sürecek bir savaştır ... '
Merak ettiğim, Hanefi Avcı'nın bahsettiği TSK'deki "imam" veya "imamlar"ın hangi rütbelerde bulunduğudur.
Ikinci merak ettiğim, bu subay "imamlarılın gizli konumlarından, casus kılıklarından ne zaman sıyrılıp, faaliyetlerini resmen ve açıkça 'yürütmeye başlayacaklarıdır?
Üçüncü merak ettiğim, Hanefi Avcı'nın varlığını görüğü "imamlen"; koskoca Genelkurmay'ın, koskoca (kontr) istihbaratının neden saptayamadığıdır, saptayıp saptayamadığıdır, saptadıysa neden açıklayamadığıdır ... Açıklayamadıysa, nasıl bir hesap kitap ve uzlaşma ile bunu yapmadığıdır!
***
Defter dürme hesabı, daha sonra, şimdi ortalıkta dolaşan "bu kadarı yetmez ama evet"çiliğe soyunan artist martist danscıuyduruktan aydın, satın alınmış aydın, küreselci işbirlikçilere gelecektir. Fetocular, acaba "Dur
de"ci, yetmez ama evetçi sosyalist kılıklı hangi örgütleri denetlemekte, yönlendirmekte ve bunlar içinde acaba kimleri beslemektedir?
Ama onlar belki de daha şimididen hepsi Fetocu olmuşlardır da haberimiz yoktur ..
Yazıyorum:
Tüi'kiye sivil bir iç savaş yaşıyor.
Uzun zamandır ve yıllardır.
Referandum, bu savaşın son perdelerinden biridir.
Türkiye'yi tamamen ele geçirmek ve tamamen yeniden tasarımlamak için bu savaşı sürdürenler, tıpkı PKK gibi, örgütlüdür ve devletin bütün silahlarıyla donatılıdır. .
i (*) CHP, sahip olduğu, dünyanın en aptal büyük örgütü ile birlikte, var oluş-yok oluş , savaşını kazanacak durumda mıdır?
Milyonlarca insan çaresiz kıvranmaktadır, örgütlenememiş. Ve seferber edilememiştir. Sadece kılıç elde tek
adam savaşmaktadır. O da kısmen doğru kısmen yanlış ...
obursali@cumhuriyet.com.tr
Belki de o, devlet içinde, yaptığı görevler dikkate alınınca ortaya çıkabilecek tek insandı.
Diğerleri ise ancak devlet içi süpürülünce ve iktidarları yıkılınca itiraflarda bulunabilecek insancıklardır.
Ne diyor Hanefi Avcı?
Gazetemiz manşetten duyurdu: Fetocu cemaat, TSK, Emniyet, MIT, yargı, basın ve diğer tüm devlet kurumlarım ele geçirdi ve bu kurumların başında birer "sorumlu imam" bulunuyor.
Devleti kadrolu memurlar, bürokratlar değil, arka planda bu imamlar yönetiyor.
Devlet bütün birimlerine kadar, Feto - Erdoğan- GüI-Arınç ortaklığıyla yönetiliyor.
En aktifleri, şüphesiz ki, tam veya yarım gizli örgüt halinde, devletin kurum ve kuruluşlarına sızmış/atanmış
olan Fetoculardır.
***
Ergenekon davasıyla ilgili yaratılan, uydurulan, sızdırılan bütün belgeler, özellikle ordu ile ilgili olanlar, bu devlet kadrolu-yarı gizli elemanlarca / örgütçe sağlanmıştır.
Zaman, cemaatin "amiral gemisi" ise kullandıkları liberal görünüşlü paçavra da, özellikle ordu ile ilgili her şeyi vurmak, yıkmak, yalan yanlış bilgi yaymak için yaratılmış tetikçidir.
Ne demişti cemaat lideri, "Gatakulli Ana hedef orduydu; ordunun tamamen bertaraf edllmeslydl.
En sert çekirdek, cemaat yönetiminin Türkiye planlarının önündeki en büyük engel orduydu.
Bütün bakanlıkları kolayca halledebilirlerdi, 8 yılda bu işi bitirdiler. Zaten önemli değildi bu bakanlıklar, uygun yerlere birer "imam" koymak yeterliydi tüm denetimi sağlamak için.
Bütün atamalar, ihale dağıtımları, atılacak-getirilecek adamlar bu "imamılların kontrolünde gidiyor.
TRT-MRT gibi kuruluşları halletmek çok sıradan işlerdL
Hukuk, yargı aynı önemde ikinci konurndaydı.
Bu iş uzun sürdü, tek tek hukuk adamları üzerinde çalışarak işlerini-başlarını bağladılar.
Özel mahkemeler, kurullar, savcılar yarattılar.
Yüksek yargıyı kısmen bağladılar ama özel yasalarla korunuyor olmaları nedeniyle işlerini tam bitiremediler.
Şimdi referandumla, hukukun ve yargının tepesinin defteri tamamen dürülecektir.
Atama, emir-kumanda, müfettiş-soruşturma ile aşağısını zaten yıllardır hizaya getirme çalışmalarını sürdürüyorlar. .
Bir dönem daha iktidarda kalırlarsa, beş yıl içinde adalet dağıtıcı birimlerin hepsi, iktidarın (Erdoğan'ın) sadece beden di/ini anlamakla ye ona uyum sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda düşünce dilini de tam anlamıyla edinmiş olacaktır.
Sadece Erdoğan'ın değil, tüm hoca hacı takımının da!
Referandum, yargıyı tam anlamıyla, cemaatlerin iktidarın kulu kölesine dönüştürme eylemidir.
Ana mesele şimdi adaletin defterini dürmektir.
Bu nedenle, CIA'nın denetimindeki Pensiivanyalı, oradan sesleniyor, (ölüleri de klkıp oy vermeye çağırıyor.)
Bu müthiş cihatta, umreye mumreye gitmek de günahtır!
En büyük sevap referandumda evet oyu kullanmaktır.
Referandumda evet, bir ölüm kalım meselesidir onlar için.
Çünkü, ilk genel seçimlerde şimdi sahip oldukları güce asla ulaşamayacaklarını biliyorlar ...
Eğer bir sandık-yargı-hukuk darbesi tezgahlayamazlarsa!
Devlet içindeki cemaat/gizli örgüt, şimdilik, referandumda hangi sahtekarlıklan nasıl yapablleceklerlnln plan ve programı içindedirler.
Dönelim orduya: En uzun soluklu savaş orduya karşı ve "vesayete son'! gibi ne kadar aptal ve salak yarım aydın varsa hepsinin desteğini alacak ve büyük bir kamuoyu yaratacak şekilde sürdürülmektedir.'
Dedik ki, ülkeyi yöneten dincilerin-cemaatçilerin, büyük plan ve programlarının önünde en büyük engel ordu,
Iktidar, görünüşte ordunun defterini dürmüş gibi. Kolunu kanadını kırmış gibi. Ancak bu ordunun kuwet komutanlıklarına resmen imam generaller getirilinceye kadar sürecek bir savaştır ... '
Merak ettiğim, Hanefi Avcı'nın bahsettiği TSK'deki "imam" veya "imamlar"ın hangi rütbelerde bulunduğudur.
Ikinci merak ettiğim, bu subay "imamlarılın gizli konumlarından, casus kılıklarından ne zaman sıyrılıp, faaliyetlerini resmen ve açıkça 'yürütmeye başlayacaklarıdır?
Üçüncü merak ettiğim, Hanefi Avcı'nın varlığını görüğü "imamlen"; koskoca Genelkurmay'ın, koskoca (kontr) istihbaratının neden saptayamadığıdır, saptayıp saptayamadığıdır, saptadıysa neden açıklayamadığıdır ... Açıklayamadıysa, nasıl bir hesap kitap ve uzlaşma ile bunu yapmadığıdır!
***
Defter dürme hesabı, daha sonra, şimdi ortalıkta dolaşan "bu kadarı yetmez ama evet"çiliğe soyunan artist martist danscıuyduruktan aydın, satın alınmış aydın, küreselci işbirlikçilere gelecektir. Fetocular, acaba "Dur
de"ci, yetmez ama evetçi sosyalist kılıklı hangi örgütleri denetlemekte, yönlendirmekte ve bunlar içinde acaba kimleri beslemektedir?
Ama onlar belki de daha şimididen hepsi Fetocu olmuşlardır da haberimiz yoktur ..
Yazıyorum:
Tüi'kiye sivil bir iç savaş yaşıyor.
Uzun zamandır ve yıllardır.
Referandum, bu savaşın son perdelerinden biridir.
Türkiye'yi tamamen ele geçirmek ve tamamen yeniden tasarımlamak için bu savaşı sürdürenler, tıpkı PKK gibi, örgütlüdür ve devletin bütün silahlarıyla donatılıdır. .
i (*) CHP, sahip olduğu, dünyanın en aptal büyük örgütü ile birlikte, var oluş-yok oluş , savaşını kazanacak durumda mıdır?
Milyonlarca insan çaresiz kıvranmaktadır, örgütlenememiş. Ve seferber edilememiştir. Sadece kılıç elde tek
adam savaşmaktadır. O da kısmen doğru kısmen yanlış ...
obursali@cumhuriyet.com.tr
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA :: KÖŞE YAZILARINDAN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz