ALİ SİRMEN
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA :: KÖŞE YAZILARINDAN
1 sayfadaki 1 sayfası
ALİ SİRMEN
Neyse ki bu kez lütfedip 'gâvur İzmir' dememişler. Hüseyin Çelik Bey başbakanından daha insaflı davranmış.
İzmir'i 'eli yüzü kirli çocuğa' benzetmekle yetinmiş; bu ilhamı da davetli olduğu İzmir Sanayi Odası toplantısına
katılmak üzere kente giderken gördüğü gecekondulardan alıp toplantıda dile getirmiş.
Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere , AKP nin İzmir kompleksi, takıntı olmanın ötesinde bir saplantıya dönüşmüş
bulunmakta.
Her vesileyle özelde İzmir'i, genelde kendilerine oy vermeyen kıyı kesimlerini kötüleyen bir şeyler söylemek
AKP'lilerde alışkanlık haline geldi.
'Bir Bölen ' tavrı Tayyip Bey'in bilerek, isteyerek, severek yaptığı bir uygulama olduğundan, şakirtleri de onu
izlemekte hiçbir beis görmüyorlar.
Yalnız bununla kalsa iyi, ama AKP bütün kendisine oy vermeyen yöreler gibi İzmir'i de gerektiğinde başka yörelere,
örneğin Ankara, İstanbul büyük şehir belediyelerine verdiği desteği esirgeyerek, cezalandırmak yolunu tutuyor.
Daha beteri, Kamu İhale Kurulu'nda, İzmir'in ihaleleri geri çevriliyor, İzmir'in metro gibi emel projeleri sürekli
baltalanıyor.
Kısaca AKP İzmir kompleksini içinden atamıyor, her fırsatta başkalarını kollarken, İzmir'i horluyor, baltalıyor.
Benden olan yaşasın, benden olmayan batsın
zihniyetidir bu.
Sakın şunu sormayın şimdi:
İzmir'li sanayici ve işadamları da kuzu kuzu dinlemişler mi Hüseyin Çelik'i?
Tabii dinleyecekler, bu iktidar döneminde sesini çıkaran işadamının hali nice olur!..
Aslında İzmir, Türkiye ekonomisine katkıda bulunan, üretim yapan, ihracat gerçekleştiren, istihdam yaratan, gelir
vergisiyle bütçe gelirini artıran bir kent. İzmir'in üretici insanları teşekkürü hak ediyorlar. Hüseyin Çelik'in gözüne
batan gecekondular ise başaka yörelerde yaratılamayan istihdam yüzünden İzmir'e ekmek aramaya gelen
insanların oturdukları semtler. Refahça, eğitimce, görece daha geri koşullarda insanların yoğunlaştıkları yöreler,
oylarını da AKP ye atıyorlar.
Aslında Hüseyin Çelik'in amacını çok güzel açıklıyor CHP Genel Sekreteri ve Sözcüsü Süheyl Batum:
Bu sözler bir projenin parçası. Propogandadan sorumlu genel başkan yardımcısı olduğu için açıklamalar yapması
doğal. Hükümet İstanbul'a Ankara'ya detek olma kararı veriyor, fakat İzmir'i dışarıda bırakıyor. Şimdi Hüseyin
Çelik'in her söylemini bununla değerlendirin.
diyor Süheyl Batum.
Gerçekten de tanı doğrudur. AKP kendisinden olmayana hak ettiği devlet olanağını vermemekte direnmektedir.
Tanı doğrudur da şu sorunun yanıtını açıkta bırakmaktadır:
Hüseyin Çelik bu cesareti nereden alıyor?
Dün gazetelere bakarken, gözüm Vatan'ın 20. sayfasına ilişti. Bu olayıj haberi sayfanın sağında yer alıyordu.
Sayfanın solunda da Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un sözlerine yer veren haber yerleştirilmişti.
Ben artık böyle bir Türkiye'de yaşamak istemiyorum
diyordu Sami Selçuk.
Türkiye'yi yeni baştan kurmak zorunda olduğumuzu, yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Selçuk, bunun
için de anayasa bilincinin topluma kazandırılması gerektiğini söylüyor ve 12 Eylül 2010 referandumunda neye
oy verdiğini bilmeyen insanların oylarıyla sonuç alındığını belirtiyordu.
Sayfanın sağındaki haberin sordurduğu sorunun yanıtı sayfanın solunda duruyordu.
Evet, Hüseyin Çelik bu cüreti neye oy verdiğini seçmenden alıyordu.
Yoksa hakkı kendisinden esirgenen vatandaş, bu tür politikacılar ile , benden olmayan batsın diyen bir
siyasi partiyi destekler miydi?
Yoksa , yakışıksız benzetmenin muhattabı İzmir'in o gecekondu çevrelerinden AKP ye oy çıkar mıydı?
EVET KURNAZIN CÜRRETİNİ ARTIRAN CAHİLİN GAFLETİDİR.
İzmir'i 'eli yüzü kirli çocuğa' benzetmekle yetinmiş; bu ilhamı da davetli olduğu İzmir Sanayi Odası toplantısına
katılmak üzere kente giderken gördüğü gecekondulardan alıp toplantıda dile getirmiş.
Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere , AKP nin İzmir kompleksi, takıntı olmanın ötesinde bir saplantıya dönüşmüş
bulunmakta.
Her vesileyle özelde İzmir'i, genelde kendilerine oy vermeyen kıyı kesimlerini kötüleyen bir şeyler söylemek
AKP'lilerde alışkanlık haline geldi.
'Bir Bölen ' tavrı Tayyip Bey'in bilerek, isteyerek, severek yaptığı bir uygulama olduğundan, şakirtleri de onu
izlemekte hiçbir beis görmüyorlar.
Yalnız bununla kalsa iyi, ama AKP bütün kendisine oy vermeyen yöreler gibi İzmir'i de gerektiğinde başka yörelere,
örneğin Ankara, İstanbul büyük şehir belediyelerine verdiği desteği esirgeyerek, cezalandırmak yolunu tutuyor.
Daha beteri, Kamu İhale Kurulu'nda, İzmir'in ihaleleri geri çevriliyor, İzmir'in metro gibi emel projeleri sürekli
baltalanıyor.
Kısaca AKP İzmir kompleksini içinden atamıyor, her fırsatta başkalarını kollarken, İzmir'i horluyor, baltalıyor.
Benden olan yaşasın, benden olmayan batsın
zihniyetidir bu.
Sakın şunu sormayın şimdi:
İzmir'li sanayici ve işadamları da kuzu kuzu dinlemişler mi Hüseyin Çelik'i?
Tabii dinleyecekler, bu iktidar döneminde sesini çıkaran işadamının hali nice olur!..
Aslında İzmir, Türkiye ekonomisine katkıda bulunan, üretim yapan, ihracat gerçekleştiren, istihdam yaratan, gelir
vergisiyle bütçe gelirini artıran bir kent. İzmir'in üretici insanları teşekkürü hak ediyorlar. Hüseyin Çelik'in gözüne
batan gecekondular ise başaka yörelerde yaratılamayan istihdam yüzünden İzmir'e ekmek aramaya gelen
insanların oturdukları semtler. Refahça, eğitimce, görece daha geri koşullarda insanların yoğunlaştıkları yöreler,
oylarını da AKP ye atıyorlar.
Aslında Hüseyin Çelik'in amacını çok güzel açıklıyor CHP Genel Sekreteri ve Sözcüsü Süheyl Batum:
Bu sözler bir projenin parçası. Propogandadan sorumlu genel başkan yardımcısı olduğu için açıklamalar yapması
doğal. Hükümet İstanbul'a Ankara'ya detek olma kararı veriyor, fakat İzmir'i dışarıda bırakıyor. Şimdi Hüseyin
Çelik'in her söylemini bununla değerlendirin.
diyor Süheyl Batum.
Gerçekten de tanı doğrudur. AKP kendisinden olmayana hak ettiği devlet olanağını vermemekte direnmektedir.
Tanı doğrudur da şu sorunun yanıtını açıkta bırakmaktadır:
Hüseyin Çelik bu cesareti nereden alıyor?
Dün gazetelere bakarken, gözüm Vatan'ın 20. sayfasına ilişti. Bu olayıj haberi sayfanın sağında yer alıyordu.
Sayfanın solunda da Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un sözlerine yer veren haber yerleştirilmişti.
Ben artık böyle bir Türkiye'de yaşamak istemiyorum
diyordu Sami Selçuk.
Türkiye'yi yeni baştan kurmak zorunda olduğumuzu, yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Selçuk, bunun
için de anayasa bilincinin topluma kazandırılması gerektiğini söylüyor ve 12 Eylül 2010 referandumunda neye
oy verdiğini bilmeyen insanların oylarıyla sonuç alındığını belirtiyordu.
Sayfanın sağındaki haberin sordurduğu sorunun yanıtı sayfanın solunda duruyordu.
Evet, Hüseyin Çelik bu cüreti neye oy verdiğini seçmenden alıyordu.
Yoksa hakkı kendisinden esirgenen vatandaş, bu tür politikacılar ile , benden olmayan batsın diyen bir
siyasi partiyi destekler miydi?
Yoksa , yakışıksız benzetmenin muhattabı İzmir'in o gecekondu çevrelerinden AKP ye oy çıkar mıydı?
EVET KURNAZIN CÜRRETİNİ ARTIRAN CAHİLİN GAFLETİDİR.
ZEKAKÜBÜ :: FIKRALAR :: MÜNAZARA BÖLÜMÜ :: POLİTİKA :: KÖŞE YAZILARINDAN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz