ZEKAKÜBÜ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bilinmesi Gereken 550 Akademik Kelime

Aşağa gitmek

 Bilinmesi Gereken 550 Akademik Kelime Empty Bilinmesi Gereken 550 Akademik Kelime

Mesaj  Admin Çarş. Şub. 17, 2016 2:18 am

Guideline: ilke, kurallar, kılavuz, ana hatlar

notion: kavram fikir

perceive: algılamak, kavramak

amendment: düzeltme, yasa değişikliği

variable: değişken

contradiction: çelişki, aykırılık

displacement: deplasman, yerinden etme

indicate: göstermek, belirtmek

classical: klasik

estate: arazi, mülk, miras

philosophy: felsefe, dünya görüşü

instance: örnek

presumption: tahmin, beklenen, küstah

register: kaydetmek

enable: etkinleştirmek, olanak vermek

version: versiyon, model

revolution: devrim

adjacent: bitişik

utility: fayda, faydalı

portion: kısım, parça, porsiyon

revision: revizyon, gözden geçirme

estimate: tahmin

definition: tanım

abandon: bırakmak, terk etmek

volume: hacim, miktar, yoğunluk, ses

paradigm: örnek, bir kelimenin bütün farklı şekilleri

available: mevcut, geçerli

termination: bitiş, son verme

journal: dergi, gazete

challenge: yeni ve zor bir görev, meydan okumak

corporate: toplu, tüzel, şirkete ait

concept: kavram, fikir, görüş

institute: enstitü

dominant: baskın, hakim

commodity: mal, eşya, hammadde

procedure: prosedür, usul

adaptation: adaptasyon

differentiation: türev, fark

revenue: gelir

incorporate: birleştirmek

convert: dönüştürmek

traditional: geleneksel

framework: yapı, sistem

perspective: perspektif, görünüm

status: durum, statü

immigration: göç

relax: dinlenmek, rahatlamak

phenomenon: fenomen, olgu, olay

adjustment: ayar, ayarlama

physical: fiziksel

emphasis: vurgu

image: görüntü, resim

radical: radikal, köklü

media: medya

consent: izin vermek, razı olmak

reaction: tepki

alternative: alternatif, başka

subsidiary: yardımcı

illustrate: resimlemek, örneklemek

schedule: program, plan

aggregate: toplam

highlight: vurgulamak, parlak

obvious: açık, apaçık

aspect: görünüm, görünüş

cultural: kültürel

commision: komisyon

location: konum, yer

fund: fon, sermaye

normal: normal, olağan

assume: üstlenmek, varsaymak, farzetmek

legal: yasal

confine: sınırlamak, hapsetmek

ambiguous: belirsiz, müphem

sum: toplam

enormous: büyük, muazzam

voluntary: gönüllü

brief: kısa, özet

decade: on yıl

design: dizayn, tasarlamak

discrimination: ayırt etme

mature: olgun, olgunlaşmak

supplementary: ek

sphere: küre

hypothesis: hipotez

impact: etki, darbe

disposal: yok etme

community: topluluk

found: temelini atmak, kurmak

submit: sunmak

symbolic: sembolic

facilitate: kolaylaştırmak

visual: görsel

individual: bireysel

via: üzerinden, yolu ile

achieve: ulaşmak, başarmak, elde etmek

structure: yapı

anticipate: tahmin etmek

preceding: önceki

consistent: tutarlı, istikararlı

inhibition: engelleme, çekingenlik

nsight: kavrama, anlama

ethnic: etnik, ırksal

medical: tıbbi, tedavi edici

uniform: üniforma, resmi elbise

income: gelir

recovery: kurtarma, iyileşme

federal: federal

ongoing: devam eden

fluctuation: dalgalanma, oynama

resource: kaynak

unify: birleştirmek

attach: eklemek

insert: eklemek, takmak

survive: hayatta kalmak

attitude: tutum, tavır, davranış

negative: negatif, olumsuz

gender: cinsiyet

edition: baskı

percent: yüzde

conceive: anlamak, düşünmek, kavramak

transport: taşıma, nakliye

overseas: denizaşırı

parameter: parametre

scheme: plan, düzen

labour: iş gücü, emek, işçi sınıfı

conformity: uygunluk, uyum

forthcoming: önümüzdeki

team: ekip, takım

infrastructure: alt yapı

compensation: tazminat

job: iş, görev, meslek

vehicle: araç, vasıta

conduct: davranış, idare

approach: yaklaşım

refine: arıtmak

assurance: güvence, güven

comment: yorum, açıklama

nevertheless: yine de, buna rağmen

overlap: aşma, kaplama

partnership: ortaklık, hissedarlık

dramatic: dramatik, çarpıcı, etkileyici

exploitation: istismar

finite: sınırlı, ölçülebilir

focus: odak, odaklamak, odak noktası

authority: yetki, otorite

deny: reddetmek, yadsımak

decline: düşüş, azalma

ratio: oran

visible: görünür

cease: durdurmak

error: hata, yanlışlık

grade: sınıf, derece

injury: hasar, zarar

definite: kesin, belirli, açık

civil: sivil

specific: özel, belirli

subsequent: sonraki

series: dizi, seri

qualitative: nitelik

cite: anmak, bahsetmek

phase: aşama, evre

component: bileşen, parça

odd: garip, tuhaf

subordinate: alt, bağlı

clause: cümle, madde

flexibility: esneklik

similar: benzer

create: oluşturmak, yaratmak

protocol: protokol, tutanak

interval: aralık, ara

undergo: geçirmek, tecrübe etmek, başına gelmek

issue: konu, sorun, mesele

hence: bundan dolayı

transition: geçiş

appreciation: takdir

comprise: içermek

network: ağ, şebeke

aware: farkında, haberdar

corresponding: uyan, eş, yerini tutan

fundamental: temel

sufficient: yeterli

legislation: mevzuat, yasama

conflict: çatışma, savaş, anlaşmazlık

implementation: uygulama

site: yer

relevant: uygun, alakalı

task: görev, iş

reinforce: güçlendirmek

aid: yardım

paragraph: paragraf

target: hedef

impose: uygulamaya koymak, zorlamak, yüklemek

publish: yayınlamak

alter: değiştirmek

affect: etkilemek

purchase: satın alma

pursue: sürdürmek, izlemek, takip etmek

predominantly: ağırlıklı olarak

concurrent: eş zamanlı

diversity: çeşitlilik

entity: varlık

investigation: soruşturma, araştırma, inceleme

implicit: üstü kapalı, kesin

denote: göstermek, ifade etmek

accumulation: birikim

albeit: gerçi, her ne kadar

input: giriş, girdi

environment: çevre

sustainable: sürdürülebilir

enforcement: uygulama, zorlama

demonstrate: göstermek, kanıtlamak

virtually: esas itibariyle, aslında

equipment: ekipman, teçhizat

reveal: açığa vurmak, meydana çıkarmak

mediation: arabuluculuk

distort: çarpıtmak

ignore: aldırmamak, görmezlikten gelmek

regime: rejim, düzen

suspend: askıya almak, durdurmak

licence: lisans, ruhsat, ehliyet

goal: gol, hedef, amaç

thereby: böylece, dolayısıyla

investment: yatırım

display: ekran, görüntü, göstermek

infer: sonuç çıkarmak, anlamına gelmek

adult: yetişkin

assessment: değerlendirme

deduction: kesinti, indirim, sonuç çıkarma, tümdengelim

incidence: oran

implication: içerme, ima etme, etki

pose: poz

trend: eğilim

function: fonksiyon, işlev

guarantee: garanti, güvence

inevitably: kaçınılmaz

technology: teknoloji

accurate: doğru, kesin, tam

sex: seks, cinsel ilişki, cinsiyet

eventually: sonunda, nihayet

couple: iki, çift, karı koca

substitution: yer değiştirme, yerine koyma

release: serbest bırakmak, salıvermek

context: bağlam

convince: ikna etmek

professional: profesyonel, mesleki

predict: tahmin

mental: zihinsel

bias: önyargı

constitutional: anayasal

format: biçim, boyut


currency: para, para birimi, döviz

maintenance: makım, onarım

maximum: maksimum, azami, en fazla

major: büyük, önemli, başlıca

circumstance: durum, koşul

empirical: deneysel

attain: ulaşmak, elde etmek

outcome: sonuç, son

identical: aynı

draft: taslak

seek: aramak

likewise: aynı şekilde, ayrıca

chapter: bölüm, kısım

convention: kongre, toplantı

priority: öncelik

acquisition: edinme

invoke: çağırmak, yardım istemek

require: gerektirmek, istemek

interpretation: yorumlama

induce: ikna etmek, teşvik etmek, uyarmak, neden olmak

encounter: karşılaşma, rastlama

consequence: netice, sonuç, önem

cycle: bisiklet, seri, devir yaptırmak

clarity: açıklık, berraklık, duruluk

imply: ima etmek, kastetmek

section: bölüm

chemical: kimyasal

duration: süreç, süre

construction: yapı, inşaat

reverse: ters, geri, zıt

consumer: tüketici

research: araştırma, inceleme

intrinsic: gerçek, esas, asıl

minimises: minimize etmek, en aza indirmek

security: güvenlik, emniyet

collapse: çöküş

constraint: sınırlama

approximate: yaklaşık

inherent: doğuştan olan

device: cihaz, alet

controversy: tartışma, ihtilaf

arbitrary: keyfi, isteğe bağlı

intelligence: zeka, istihbarat

method: yöntem

foundation: temel, kuruluş, vakıf

policy: politika

automatically: otomatik olarak, kendiliğinden

criteria: kriterler

intervention: müdahale, araya girme, engelleme

dimension: boyut, ölçü

project: proje

vision: vizyon

so-called: sözde, sözüm ona

identify: belirlemek, kimliğini saptamak

label: etiket, yafta

internal: iç, dahili

detect: ortaya çıkarmak, keşfetmek

generation: nesil

complex: karmaşık, kompleks, site

psychology: psikoloji

exceed: aşmak

validity: geçerlilik

technique: teknik, yöntem

initial: ilk, baştaki

orientation: yönlendirme, oryantasyon

manipulation: manipülasyon, hile

restraint: kısıtlama

proportion: oran

considerable: önemli, dikkate değer

furthermore: ayrıca, üstelik

summary: özet

domain: alan

occupational: iş, meslekle ilgili

somewhat: biraz, bir miktar

simulation: simülasyon

compound: bileşik, bileşim

chart: grafik, tablo, çizelge ile göstermek

domestic: iç, yerli

emerge: çıkmak, su yüzüne çıkmak

contact: temas, temasa geçmek, irtibat kurmak

contrast: zıtlık, çelişki, kontrast

persistent: kalıcı, sürekli

stability: sabitlik, istikrar

evaluation: değerlendirme

modify: değiştirmek

temporary: geçici

process: süreç, işlem

remove: kaldırmak

source: kaynak, menşe

period: dönem, süre

sector: sektör

capable: yetenekli

stress: stres

intermediate: ara, orta

resident: yerleşik, oturan, sakin

evidence: kanıt

extract: seçerek almak, özünü çıkarmak

norm: norm, standart

deviation: sapma

colleague: iş arkadaşı, meslektaş

undertake: üstlenmek

mode: tarz, moda

underlie: altında yatmak

diminish: azaltmak, küçültmek

overall: tüm

evolution: evrim, gelişim

concentration: konsantrasyon, yoğunlaşma

final: son, nihai

crucial: çok önemli, kritik

notwithstanding: -dığı halde, -mesına rağmen

rigid: sert, katı

survey: anket, inceleme, araştırma

straightforward: basit, kolay

accommodation: konaklama

appropriate: uygun, yerinde

innovation: yenilik

apparent: açık, belli

lecture: ders, konferans

contemporary: çağdaş, modern, günümüze ait, aynı zamanda yaşamış olan kimse

prime: ana, en önemli, temel, en kaliteli, mükemmel, birincil

reluctant: isteksiz, gönülsüz

prior: önce, öncelikli

equivalent: eşdeğer

widespread: yaygın

feature: özellik, asıl şey, yüzün bir bölümü

layer: katman, tabaka

scenario: senaryo

file: dosya

fee: ücret

integrity: bütünlük, dürüstlük

commence: başlamak

transfer: transfer, aktarmak

hierarchical: hiyerarşik

potential: potansiyel

marginal: marjinal

conference: konferans

occur: oluşmak, meydana gelmek

involve: dahil

assistance: yardım

document: belge, döküman

eliminate: elemek

response: yanıt, tepki

coordination: koordinasyon, eşgüdüm

monitoring: izleme

analogous: benzer

neutral: nötr, tarafsız

export: ihracat

offset: dengelemek, denkleştirmek

exhibit: sergi, sergilemek

topic: konu

thesis: tez

debate: tartışma, müzakere

area: alan, bölge

exposure: maruz kalma

data: veri, bilgi

tension: gerilim, tansiyon

specify: belirtmek

devote: adamak, ayırmak, tahsis etmek

derive: türetmek

parallel: paralel

nonetheless: yine de, her şeye rağmen, bununla beraber

trigger: tetik

dynamic: dinamik

obtain: elde etmek, edinmek

expert: uzman, bilirkişi

transmission: transmisyon, aktarma, iletme

external: dış, harici

preliminary: ön hazırlık, ön

conclusion: sonuç

logic: mantık

discretion: ihtiyat, ağzı sıkılık

financial: finansal, mali

participation: katılım, iştirak

assembly: montaj

prospect: olasılık, ihtimal

grant: kabul etmek, vermek

interaction: etkileşim

accompany: eşlik etmek

adequate: yeterli

annual: yıllık

panel: pano

contribution: katkı, destek

contrary: ters, aksi, farklı

theme: tema, tanıtım müziği

generate: oluşturmak, üretmek

precise: kesin, tam

contract: kontrat, sözleşme

incompatible: uyumsuz, uyuşmayan

depression: depresyon, bunalım

abstract: soyut, özet

manual: manuel, elle yapılan

bulk: çoğunluk, hacim, miktar, boy, şekil

access: giriş, erişme, ulaşma

violation: ihlal etme, karşı gelme, itaat etmeme

coherence: uyum, tutarlılık

cooperative: kooperatif, iş birliği

exclude: dışlamak, hariç tutmak

administration: yönetim

benefit: fayda, yarar

previous: önceki

minimal: en az, asgari

random: rastgele

code: kod, şifre

shift: değiştirmek

behalf: adına

nuclear: nükleer

integration: bütünleşme, entegrasyon

minority: azınlık

distinction: ayrım, fark

communication: iletişim, haberleşme

successive: ardışık, peş peşe

credit: kredi, itibar

energy: enerji, güç

military: askeri

route: rota, yol

equation: denklem, eşitlik

conversely: tersine, aksine

expansion: genişleme

distribution: dağıtım

isolate: izole etmek, soyutlamak

erosion: erozyon, aşınma

explicit: açık, belirgin

regulation: düzenleme

establish: kurmak

select: seçmek, ayırmak

comprehensive: kapsamlı

instruction: eğitim, talimat, yönerge

principle: ilke, prensip

output: üretim, verim, çıktı, çıkış gücü

liberal: özgür düşünceli, serbest, özgürlükçü

motivation: motivasyon

ethical: etik, ahlaki

restore: onarmak, eski haline getirmek

confirm: onaylamak, doğrulamak

trace: iz, işaret

global: global, dünya çapında, küresel

whereas: oysa, halbuki

whereby: yolu ile

promote: desteklemek

bond: bağ, tahvil, bono

compile: derlemek

range: çeşitlilik, limit, dizi

incentive: teşvik edici, isteklendirme, harekete geçirici

region: bölge

option: seçenek, opsiyon

practitioner: pratik yapan, uygulayan

integral: inregral, tamamlayıcı, tümlev

intensity: yoğunluk

primary: birincil

migration: göç

author: yazar

mutual: karşılıklı

constant: sabit

inclination: eğim, eğilim, eğim açısı

item: madde

despite: rağmen, karşın

plus: artı

publication: yayın, yayınlama

appendix: ek, apandisit

levy: haciz, zorla toplama

inspection: teftiş, denetleme

medium: orta

unique: benzersiz, yegane

reliance: güven, itimat

allocation: tahsis, ödenek

scope: kapsam

core: çekirdek, merkez

assign: atamak

ideology: ideoloji

commitment: taahhüt

ultimately: en sonunda

ensure: sağlamak, garantiye almak

consultation: danışma

quotation: alıntı

advocate: desteklemek, korumak

enhance: arttırmak, yükseltmek

prohibit: yasaklamak, engel olmak

transformation: transformasyon, dönüşüm

ministry: bakanlık

rational: rasyonel, akılcı

sequence: sıra, seri, art arda

attribute: bağlamak, -e yormak, özellik

welfare: refah

solely: sadece

resolution: çözüm, karar

principal: temel, en önemli

text: metin

restrict: kısıtlamak

initiative: ön ayak olma

justification: gerekçe, mazeret

mechanism: mekanizma

reject: reddetmek

channel: kanal

retain: tutmak, kaybetmemek

coincide: rastlamak, aynı veya benzer

significant: önemli

complement: tamamlayıcı

objective: objektif, nesnel

acknowledge: kabul etmek, onaylamak

tape: teyp, ses kayıt cihazı, bant

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 5221
Kayıt tarihi : 27/01/08

https://zeka.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz