EFSANE YÜZLER

Natalie Wood



Natalie Wood , ( Natalia Nikolaevna Zakharenko ), 20 yabancı dizisinin 1938-29 Kasım 1981 tarihleri arasında yaşayan ve Üç Akademi ödülü adaylığı bulunan ABD'li sinema oyuncusu .


Yaşamı

Rus göçmeni BİR ailenin Üç kızından ortancası olan Natalie Wood , alkol bağımlısı BİR babaya ve kendisini " aristokrat " hisseden BİR anneye sahipti . Geleceğinde yaşamına sözlük , veren oyunculuk kariyerinin çizilmesinde annesinin Büyük rolü olmuştur . Henüz Dört yaşındayken Kamera karşısına geçerek BİR filmde rol almakla annesinin zoruyla sanat hayatına Adım atan Natalie , alti yaşındayken bilinen Sahne adını Aldi . Dinle sekizinci filmini çevirdiği Yıl (1953) , kendisinden 23 yas Büyük olan Frank Sinatra ile ilişkisi gündemdeydi . Daha Gale kimliği Bilinmeyen BİR oyuncunun tecavüzüne uğrayan Wood'un , Bir Yıl Gale Yönetmen Nicholas Ray ile adi duyuldu . Kendisine Büyük ün getiren Asi Gençlik filmi aktörlerinden Raymond Burr ile de BİR ilişki yaşadığı bilinmektedir .

Natalie Wood , John Ford'un yönetmenliğindeki western Turu filmlerden , Yakasının Hikayesi Batı hazırsındır Dünya klasikleri arasına giren filmlere Geçiş yaptı . Uzun süre annesinin yönlendirme ve etkilerinden kurtulamayan Wood'un , 1947'de çevirdiği Driftwood filminin çekimlerindeki BİR kazada kırılan sol el bileğindeki sakatlık , Hayati boyunca iyileşmedi .

Giderek Hollywood içinde sivrilen sanatçı , Oscar adayı olduysa da kazanamadı . Birçok filmde , değişik rollerde yer Aldi ; Seçkin ve önemli oyuncularla çalıştı . Asi Gençlik filminde başrolü paylaştığı James Dean'le yaşadığı sorun , ONU derinden etkiledi . Annesi Maria Gurdin'in , kızını şöhrete ulalştırmak tıklayın evlenmesine engel olması , yaşadığı Gönül maceralarının içinde en önemlilerinden biriydi . Warren Beatty, Denis Hopper ve Steve McQueen Genç yıldızın yaşamında yer eden aşklardandı . Oğlu olarak , boşandığı eski esi Robert Wagner'e gerçekten Aşık olduğunu anlayınca , onunla ikinci kez evlenendi ; fakat onunla evliliği sırasında Genç denebilecek BİR yaşta ölümle karşılaştı .


Natalie Wood Robert Wagner'la evliyken , eşinin yatından denize düşerek boğulan Natalie Wood'un Sır Dolu ölümü aydınlatılamamış , şüpheli olan kocası ve Christopher Walken , delil yetersizliğinden Serbest bırakılmışlardır . Yaşamı boyunca Karanlık sulardan ve boğulmaktan korkan sanatçının sonu korktuğu şekilde olmuştu .

Natalie Wood'un kızkardeşi Lana Wood ve Richard Gregson ile ilişkisinden olan ve sonradan nüfusuna aldığı kızı Natasha Gregson Wagner da kendisi hazırsındır oyunculuk mesleğini seçmişlerdir .

JANET LEIGH

http://www.leninimports.com/janet_leigh.html

http://www.imdb.com/name/nm0001463/mediaindex




Janet Leigh (born Jeanette Helen Morrison; July 6, 1927 – October 3, 2004) was an American actress. Her most famous role was when she played Marion Crane in Alfred Hitchcock's classic Psycho, for which she received a Golden Globe and was nominated for an Academy Award.




Early life
Leigh was born in Merced, California, the only child of Helen Lita (née Westergard) and Frederick Robert Morrison. Leigh has English, Scottish, and German ancestry. She was discovered by actress Norma Shearer, whose late husband Irving Thalberg had been a senior executive at Metro-Goldwyn-Mayer. Shearer showed talent agent Lew Wasserman the photograph she had seen of Leigh while vacationing at the ski resort where the girl's parents worked. She left the University of the Pacific, where she was studying music and psychology, after Wasserman secured a contract with MGM.


Career
Leigh made her film debut in The Romance of Rosy Ridge in 1947, as the romantic interest of Van Johnson's character. Throughout the 1950s, she starred in movies, most notably in the leading role in the musical comedy My Sister Eileen, co-starring Jack Lemmon, Betty Garrett and Dick York.


Janet Leigh in Touch of Evil (1958).Leigh's best-known role was as the morally ambiguous Marion Crane in the Alfred Hitchcock classic 1960 film Psycho. In spite of her outstanding performance as Crane and going on to becoming one of the most famous characters in Hollywood history, Leigh suffered typecasting due to the famous role. Her film career nosedived soon after, and as a result much of her post-Psycho career was spent performing guest appearances on TV shows. Psycho earned her a Golden Globe and an Academy award nomination. Years later, she wrote a book in which she dispelled the urban legends which had popped up around its production, notably the immortal "shower scene".

Leigh had starring roles in many other films, including the Orson Welles film-noir classic Touch of Evil, 1962's The Manchurian Candidate with Frank Sinatra and the 1963 musical Bye Bye Birdie based on the hit Broadway show.

In 1975, Leigh played a retired Hollywood song and dance star opposite Peter Falk and John Payne in Columbo: Forgotten Lady. She also appeared in two horror films with her daughter, Jamie Lee Curtis, playing a major role in The Fog (1980), and making a brief appearance in Halloween H20: 20 Years Later (1998).


Personal life

Janet Leigh (middle) with her daughters Kelly (left) and Jamie Lee Curtis (right) at the National Film Society convention in 1979.Leigh married her third husband, Tony Curtis, on June 4, 1951. They had two children, actresses Kelly and the more well known Jamie Lee. Curtis, who admitted to be cheating on her throughout their marriage, left Leigh in 1962 for Christine Kaufmann, the 17-year-old German co-star of his latest film Taras Bulba. Leigh was granted a quick divorce, and married stockbroker Robert Brandt later that year in Las Vegas. They remained married until her death.

Leigh served on the board of directors of the Motion Picture and Television Foundation, a medical-services provider for actors.

Leigh was awarded an honorary Doctor of Fine Arts degree at the University of the Pacific in Stockton, California on May 14, 2004.

Leigh died at her home on October 3, 2004, after suffering cardiac arrest, aged 77. Her family was at her side. Leigh also suffered from vasculitis and peripheral neuropathy, which caused her right hand to become gangrenous.

Filmography
The Romance of Rosy Ridge (1947, her debut)
If Winter Comes (1947)
Act of Violence (1948)
Hills of Home (1948)
Words and Music (1948)
Holiday Affair (1949)
Little Women (1949)
That Forsyte Woman (1950)
Angels in the Outfield (1951)
Scaramouche (1952)
Just This Once (1952)
Confidentially Connie (1953)
The Naked Spur (1953)
Houdini (1953)
Walking My Baby Back Home (1953)
Prince Valiant (1954)
The Black Shield of Falworth (1954)
Living It Up (1954)
Rogue Cop (1954)
Pete Kelly's Blues (1955)
My Sister Eileen (1955)
Jet Pilot (1957)
Touch of Evil (1958)
The Vikings (1958)
The Perfect Furlough (1959)
Psycho (1960)
Who Was That Lady? (1960)
Pepe (1961)
The Manchurian Candidate (1962)
Bye Bye Birdie (1963)
Three on a Couch (1966)
Harper (1966)
Grand Slam (1967)
Hello Down There (1969)
Night of the Lepus (1972)
One Is a Lonely Number (1972)
Columbo: Forgotten Lady (TV) (1975)
The Fog (1980)
Psycho II (1983) (cameo/flashback)
Terror in the Aisles (1984) (archival appearance)
Psycho III (1986) (cameo/flashback)
Halloween H20: 20 Years Later (1998)[img][/img][img][/img]

BRIGITTE BARDOT
http://www.brigittebardot.com/
[img][/img]
Doğum adı Brigitte Anne-Marie Bardot
Doğum 28 Eylül 1934
Paris, Fransa
Evlilik Roger Vadim (1952-1957)
Jacques Charrier (1959-1962)
Gunter Sachs (1966-1969)
Bernard d'Ormale (1992'den itibaren)
Brigitte Bardot (telaffuz: [Brijit Bardo])
BAFTA-Aday olan Fransız aktör, manken, şarkıcı, milliyetçi, hayvan haklara katılan eylemcidir ve 1950 ve 1960 yılların süresinde seks sembolü idi.

1970 yıllarında, eğlence endüstrisinden emekli olduğu andan sonra, Bardot kendisini hayvan haklara katılan eylemci olarak resmileştirdi, ve bu işleri hala daha devam ediyor. 1990 yılların süresinde göç, Fransa'da Müslümanlık, ırk karışımı ve eşcinsellik gibi konuların üzerindeki siyasal düşünceleri ile sözünü sakınmayan bir kadın olarak biliniyor.

Biyografi

Brigitte Bardot (tam ismi Brigitte Anne-Marie Bardot) 28 Eylül 1934'da Paris'te doğdu, anası Anne-Marie 'Toty' Mucel, babası Louis 'Pilou' Bardot. Toty Brigitte'i genç yaştan itibaren müzikle ve dansla ilgi çekmesini teşvik ettirdi; Brigitte 15 yaşında olduğu zamana kadar Elle dergisi için mankenlik yaptı.


Kariyer

1952 yılında Brigitte And God Created Woman filminde ilk gösterişini yaptı. Aynı yılda birçok yıl süresi aşık olduğu ile Roger Vadim ile evlendi. 18 yaşına geldiği zamana kadar evlendiler ve beş sene sonra boşandılar.

Avrupa'nın film endüstrisi yükselme süresinde olmasına ve Bardot'un kendi yükselmesi olağanüstü olmasına karşın, sadece birkaç tane Avrupalı oyuncu ABD'de aşırı medya dikkatı çekti ve Bardot bu oyunculardan biri idi. Bardot, Marilyn Monroe ile 1950 ve 1960 yılların filmlerinde kadın cinselliğinin baş örnekleridi.

Eski filmlerinde ve Cannes'teki gösterişlerinde bikini giyindiğine rağmen bikiniyi popülerize ettiren insanı olarak biliniyor. 1960 modaları Bardot'a çok yakıştı ve Marilyn Monroe ve Jackie Kennedy'in yanına Andy Warhol'un resimlerin konularından bir tanesi oldu.


Aktivizm

1973'de, 40. doğum gününden az önce Bardot emekliliğini açıkladı. Elli tane sinema filmde oynadıktan ve birçok müzik albümü kayıt ettikten sonra ününü hayvan hakları yükselterek kullanmak istedi.

1986'te Fondation Brigitte Bardot pour la protection de l'animal sauvage et domestique (Yabani ve evcil hayvanların korunması için Brigitte Bardot Kuruluşu) kurdu.




Kocası Bernard d'Ormal Fransa'nın Front National partisinin eski danışmanı idi. Onun 2003 yılında yayınladığı Un cri dans le silence (Sessizlikte bir çığlık) adlı kitabı ile, kritikleri Bardot'un kitabı anti-Müslüman ve homofobik olduğunu söylediklerine rağmen çok büyük bir ihtilaf yarattı. Mayıs 2003'te Mouvement contre le racisme et pour l'amitié entre les peuples (Irkçılığa karşı ve insanların arası arkadaşlık için hareketi) adlı bir Fransız grup Bardot'un yayınladığı düşüncelerine rağmen Bardot'a dava edeceklerini ilan ettiler.

Bir Fransız gay dergiye gönderdiği mektupta Bardot "Kocam hariç...etrafımda herkes tamamen ibnedir" diye yazmış.

10 Haziran 2004'te Bardot sözde ırkçı fikirlerine rağmen Fransız mahkeme tarafından suçlu bulundu ve ona 5000€ para cezası verildi.


Bardot'un etkisi

[img][/img]
Brezilya'nın Búzios kentinde Brigitte Bardot'un heykeli

Bardot bikiniyi ve Saint Tropez'i popüler ettiren insanı olarak biliniyor.

1964 yılında o zamanki erkek arkadaşı ile Brezilya'nın Buzios kentini ziyaret etti. Bardot'un ünü Buzios'u popüler etti. Bardot'un Buzios'u popüler ettiğini anan Christina Motta tarafından yapılan bir Brigitte Bardot heykeli var. Brezilyalı erkek arkadaşı ile tatillerinde Buzios'a giderdi.


Bardot'dan bahseden şarkılar [değiştir]İlk "Brigitte Bardot" şarkısı Fontana müzik firması ile Achilles and his Heels tarafından piyasaya çıktı.

Indie şarkıcı John Galland "Brigitte Bardot" adlı bir şarkı da yaptı.

Bardot diğer şarkılarda da söz ediliyor, örneğin "We Didn't Start the Fire" (Billy Joel), "I Shall Be Free" (Bob Dylan), "Warlocks" (Red Hot Chili Peppers), "You're My Favorite Star" (The Bellamy Brothers) ve "Big Wedge" (Fish).


[b] Filmografi

1950'ler
Crazy for Love {1952} — Javotte Lemoine
Manina, the Girl in the Bikini (1952) — Manina
The Long Teeth (1952) — Bridesmaid (uncredited)
His Father's Portrait (1953) — Domino
Act of Love (1953) — Mimi
Royal Affairs in Versailles (1954) — Mademoiselle de Rozille
The Light Across the Street (1955) — Olivia Marceau
School for Love (aka Joy of Loving)(1955) — Sophie
Caroline and the Rebels (1955) — Pilar d'Aranda
Doctor at Sea (1955) — Hélène Colbert
The Grand Maneuver (1955) — Lucie
Helen of Troy (1956) — Andraste
Naughty Girl (Mademoiselle Pigalle) (1955) — Brigitte Latour
Nero's Mistress (1956) — Poppée
Mademoiselle Striptease (Plucking the Daisy) (1956) — Agnès Dumont
Ve Allah Kadını Yarattı (1956) — Juliette Hardy
Her Bridal Night (aka The Bride is Too Beautiful) (1956) — Chouchou
Une Parisienne (1957) — Brigitte Laurier
"Sait-on jamais?" (1957)
The Night Heaven Fell (1958) — Ursula
Love Is My Profession (aka In Case of Adversity, UK: literal English title) (1958) — Yvette Maudet
The Woman and the Puppet (1959) (aka A Woman Like Satan) — Éva Marchand
Babette Goes to War (1959) — Babette
Do You Want to Dance with Me? (1959) — Virginie Dandieu


1960'lar

The Testament of Orpheus (1960)
It Happened All Night (1960) — Cameo
The Truth (1960) — Dominique Marceau
Please, Not Now! (aka Only for Love)(1961) — Sophie
Famous Love Affairs (1961) — Agnès Bernauer
A Very Private Affair (1962) — Jill
Lykke og krone (1962) (documentary)
Love on a Pillow (1962) — Geneviève Le Theil
Contempt (1963) — Camille Javal
Paparazzi (1964) (short subject) — Cameo
Bardot and Godard (1964) (short subject)
Agent 38-24-36 (1964) — Penelope Lightfeather
Too Many Thieves
Forbidden Temptations (1965) (documentary) — cameo
Marie Soleil (1965) — cameo
Dear Brigitte (1965) — cameo
Viva Maria! (1965) — Maria I
Masculine, Feminine (1966)
Two Weeks in September (1967) — Cecile
Spirits of the Dead (aka Tales of Mystery and Imagination (UK)) (1968) — Giuseppina
Shalako (1968) — Irina Lazaar
The Bear and the Doll (1969) — Félicia
The Women (1969) — Clara
The Vixen (1969)


1970'ler

The Novices (1970) — Agnès
Rum Runners (1971) — Linda Larue
The Legend of Frenchie King (aka Petroleum Girls ) (1971) — Louise
Film Portrait (1972) (documentary)
Don Juan, or If Don Juan Were a Woman (1973) — Jeanne
The Edifying and Joyous Story of Colinot (1973) — Arabelle

http://www.brigittebardot.com/

http://www.tumgazeteler.com/haberleri/brigitte-bardot/

(AKŞAM 15 0CAK 2005)
60'lı yıllara damgasını vuran seks bombası BB, filmlerindeki oyunculuğundan ziyade özel hayatı ve skandalları ile manşetlerde yer almıştır.

Bardot'nun sinema geçmişinde bir erken dönem olmasına rağmen 'bomba'nın yaratılışı kocası yönetmen Roger Vadim'in Allah Kadını Yarattı' filmi iledir. Vadim sonraları Catherine Deneuve, Annette Stroyberg ve Jane Fonda ile de evlenir, her birinin ününe kendince yol verir. En bahtsızları şimdilerde kimsenin hatırlamadığı Stroyberg'dir.

Sosyologlar, BB'nin varedilmesinin ardında Vadim'in cinselliği kadar Fransız magazin basını, onu mitleştiren Simone de Beauvoir ve Françoise Sagan gibi o dönem popüler yazarlar ile BB'nin pek sevip mesken edindiği Fransız Riviyera'sındaki St.Tropez'nin popülerliğini eşelerler.

Vadim ile 1953 yılında evlendiklerinde BB henüz 18 yaşındadır. Basına malzeme olan ilk ilişkisi rol arkadaşı Jean-Louis Trintignant iledir. Hoş o aralar Trintignant da aktris Stephane Audran (şimdilerde Madame Claude Chabrol) ile evlidir. Vadim affeder, hatta karısının Playboy'a poz vermesini önerir. İleride John Derek'in karılarına yapacağı gibi aslında Vadim de karılarını soyarak teşhir etmekten gizli gizli hazzeder.

Trintignant ateşten uzak durur, Bardot ilk halka mal olan intihar denemesine girişir. Neyse ki sıradaki sevgilileri oyuncu Raf Vallone, Gustave Rojo, tenisçi Jean-Noel Grinda, yönetmen Marcel Camus onu hayata döndürürler. Trintignant arada hep girer çıkar.

Sonra yine evli şarkıcı Gilbert Becaud devreye girer. İlişki yine kısa sürer, Trintignant onları basar, Becaud konser için İsviçre'ye geçer, BB ikinci intihar girişiminde bulunur. Vadim bu arada Annette Stroyberg'e umut bağlar. 1957'nin sonunda çift nihayet boşanırlar.

Sonraki filminde birlikte oynadığı maço Hollywood starı Stephan Boyd sonraki sevgili adayıdır. Ilişki basın tarafından abartılır. Sonra da biter. Bu arada BB'nin yayılan namından dolayı Frank Sinatra, Rossano Brazzi, Danny Kaye, David Niven gibi bazı erkek oyuncular onunla oynamak istemezler. Sırada gençlerin yüreklerini hoplatan şarkıcı Sacha Distel vardır. Onun evinde flamenko partileri verirler. BB'ye göre 'Distel'in müziği sevişmek kadar iyidir'. Tam bu aralar St.Tropez'de top-less güneş banyoları başlar, paparazziler elbette yakalar ve olay yapar. Zamanla bu topless durumu üstsüz-altsız hale de gelir.

Derken 1959'da genç ve yakışıklı oyuncu Jacques Charrier ile tanışırlar. 'İlk görüşte arzu'dur bu. Hemen evlenirler. BB şimdilik sadıktır. Bir de oğulları olur. Çevresi, fiziğinin bozulacağından korkan BB'nin kendisini hamile bırakan Charrier'yi asla affetmediğini söyler durur. Yıllar sonra anılarında onların sevgisizliğinden yakınan BB 'keşke her ikisinin yerine de köpeklerim olsaydı' deyince kıyamet kopar, tazminat davaları açılır.

Derken Charrier askere gider, asker dolaplarının içleri karısının çıplak resimleriyle doludur. Her fırsatta sataşılır, kavga çıkar, üç ay içinde askerliğe uyumsuzluktan terhis olur, eve döner. Karısı doğum sonrası ilk filminde onunla oynamak istemez, yeni erkek oyuncu seçimleri yapılır. BB aslında bu işe bayılır, deneme çekimlerinde öpüşme sahnelerini prova etmeyi sever. Jean-Marc Bory, Charles Belmont, Marc Michel, Jean-Paul Belmando denenir ve Sami Frey'de karar kılınır. Ve Sami Frey seçilmiş olmak nedeniyle BB'nin tüm hayatına girer. Charrier inkar eder, BB etmez. Ayrı yaşamaya başlarlar. Sami Frey aradan çekilmek ister. Bardot aşırı dozda ilaç alıp komalık olur. 'Umutsuzum' yazan intihar notu gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanır. Vadim hemen onu ziyaret eder, Charrier affeder, Allah da bize bağışlar, hayata ve filmlere döner.

Ölümsüz Aşklar-Les Amours Celebres filminde Alain Delon ile oynarlar. Delon büyük aşkı Romy Schneider'den ayrılmıştır, Bardot ise kırık. Aralarında elektrik olur, basın üstüne gider, yalancı çıkarmamak adına bir şeyler yaparlar. Kısa sürer. 1962'da Charrier ile boşanırlar, oğulları Nicolas'ın vesayeti, BB'nin çalkantılı yaşamı nedeniyle, doğal olarak babaya verilir, BB asla ısrar etmez.

1963 Cannes Film Festivali'nde Güney Amerikalı iş adamı Bob Zaguri ile tanışarak oyuncular liginden jet sosyeteye geçiş yapar. İlişkilerini mahvetmemek için evlenmezler. 1965 sonunda Amerika'ya gider. Hayran olduğu George Chakiris ile tanışır, kısa bir şeyler yaşar. Ülkesine döner. Zaguri ile gittiği bir disco'da tanıştığı ünlü ve zengin dişçi Paul Albou ile ortalıktan yok olur, hem de iki haftalığına.

1966 başında cefakar Zaguri yine sahnededir, birlikte St.Tropez'de yemeğe giderler, BB bir sonraki kocası Opel imparatorluğu varisi Günther Sachs ile tanışır. Altı aya kalmaz ABD'ye gidip evlenirler. Anlattığına göre Sachs, James Bond usulü evlenme teklif etmiştir: 'Seninle evleneceğim, haberin olsun'. Onu St.Tropez'de bekleyen Zaguri ise Paris'te alışveriş yaptığını sanır. Haberleri basından alır.

Sıradaki filmi A coeur joie bir Zaguri prodüksiyonudur. Sette hem Zaguri hem de Sachs olur. BB yürekli kadındır.

Sonra yine Delon ile Olağanüstü Öyküler filminde oynar. Sachs, Bardot ve Delon beraber gezerler, basın hemen üçlü ilişki diye yakıştırır. Havuz başında üçünün çıplak resimler çekilir. Rivayet edilen mangal partisinde BB'nin göğüslerine hardal sürüp 'beni yakalayan yer' diye ortalıkta koştuğudur. Bu arada Delon karısı Nathalie ve Yugoslav asıllı koruması Markovich'in zaten üçlü ilişikisi dedikodusu Markovich'in esrarengiz ölümü ile daha da ayyuka çıkar. Herkes zan altındadır. Adli soruşturma sırasında seks partileri basına yansır. 1968'de Sachs ile ayrılırlar.

Bardot, İtalyan kulüp sahibi Luigi Rizzi ile çıplak yüzerken yakalanır, sonraki filmi Shalako'nun galasına 23 yaşındaki sevgilisi Patrick Gilles ile gider. Sonra sanat yayıncısı Michel Engels ve Christian Kalt ile beraber olur. Sonraki sevgilisi yine gençtir: Laurent Vergez. Beraberliklerini bir plakla belgelerler. Ancak 70'lerin ortasında artık 'in' değildir, filmleri iş yapmaz. Hem kendi hem de sevgilileri gözden uzak düşer. Şimdilerde hayvan haklarını şiddet ve hiddetle savunuyor, onlarla St.Tropez'deki evi La Madrague'da münzevi yaşıyor, yazdığı anıları yeterince gürültü kopardı.

******

4 Nisan 2007 Milliyet

Brigitte Bardot’un şok fotoğrafı

[img][/img]


Hollywood’un unutulmaz yıldızı Brigitte Bardot’nun 19 yaşındayken Cannes’da çektirdiği fotoğraf, film festivali kutlamaları için su yüzüne çıktı. Resmi görenler şok oldu.
1956 yılında çekilen ‘Ve Tanrı Kadını Yarattı’ adlı filmle ‘Dünyanın en seksi’ kadınları arasına giren Bardot’nun 19 yaşındayken Cannes sahillerinde çekilmiş bir fotoğrafı, Cannes Film Festivali’nin 60. yıl kutlamaları nedeniyle düzenlenen bir organizasyon için tozlu albümlerden çıkartıldı.
48 cm olan incecik beliyle son günlerde çok tartışılan sıfır beden modellere benzetilen Bardot’nun 1950’li yıllarda dolgun vücutlarıyla hafızalara kazınan Marliyn Monroe, Elizabeth Taylor ve Ava Gardner gibi yıldızlardan farklı vücut hatlarıyla ilgi çektiği belirtildi.
Bugün 72 yaşında olan unutulmaz yıldız hayvanlarla ilgili yaptığı yardım çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
******

Brigitte Bardot kadar tartışmalı bir karaktere az rastlanır. Çelişkilerden çok duygularından gelen dışavurumlarıdır, tartışma yaratan. Dışavurumları bazen ölçüsüz olsa da hep aynı yere gönderme yapar. Aldatılan geçmişin acısı bazen ırkçı bir saldırı olarak çıkar, bazen hayvan sevgisi olarak.

Gençlik yıllarını bir seks sembolü olarak kameralar karşısında harcayan, bikini ve hatta monokiniyi dünyada yaygınlaştıran ama 40'ına varmadan bu ışıltılı yaşama sırtını çeviren Bardot, böylesine erken bir veda ile epeyce bir şaşkınlık yaratmıştı. Ardından Saint-Tropez'deki evinde inzivaya çekilip kendini hayvanlara adayan Bardot, bir çok farklı çevreden takdir toplamıştı. Ama hayvan hakları konusundaki samimiyetini insan hakları söz konusu olunca gösteremedi. Acaba insanları sevmiyor muydu? Belki de. İnsanlar onu aldatmıştı, ama hayvanlar hiç aldatmamıştı.

Herkesi şaşkına uğratarak faşist Jean-Marie Le Pen'in siyasete girişini selamladı. Ardından ise Bardot'nun üstüste batışları geldi. Önce müslümanlara çattı. Orianna Fallaci benzeri müslümanlara karşı yıllardır içinde yerleşmiş olan kini kustu. Sonra eşcinsellere sıra geldi. Fransa'da insan hakları örgütleri ve müslüman dernekler Bardot'ya neredeyse savaş açtılar. Bardot Fransa'nın çok satan bir eşcinsel dergisine mektup göndererek "yaşamında hep eşcinsellerin olduğunu, onları çok sevdiğini, onların evladı olarak gördüğünü" söyleyerek bir ölçüde özür diledi. Ama müslümanlara olan saldırılarından dolayı para cezasına çarptırıldı.

Bardot'nun ruhu ne zaman fırtına çıkacağı bilinmeyen bir denize benzer. Her defasında duygularına yenik düşsen bu kadını, "insan hakları" konusundaki görüşlerinden dolayı hoş görmek mümkün olmasa da hayvanlara karşı samimi ilgisinden dolayı yine de anmadan geçemedik.

Brigitte Bardot'nun çalkantılı denizinin altında belki de gençlik yıllarındaki örselenmişlikler yatıyordu. Çekilen acılar yeni acıların mazereti olamazsa da acı ve kırıklıklar dilden çatallaşarak dökülebiliyordu.







1950'lerde BB denince herkes bunun Brigitte Bardot'yu anlattığını bilirdi. Çocuk denecek bir yaşta kameraların önüne geçen ve Fransızların çapkın yönetmeni Roger Vadim'le evlenen Brigitte Bardot, 1950'li yılların "seks bombası"ydı. Bu ünvanını onunla sadece marilyn Monroe paylaşabilecekti ve ABD'de bugüne dek en fazla ilgi gören tek Avrupalı aktrist olacaktı. Ama kötü aksanı ona Hollywood kapılarını açmayacaktı.

Vadim, sinemasında Bardot'yu her zaman erotik bir obje olarak konumlandırmıştı. (Vadim aynı yaklaşımı daha sonradan evleneceği Catherine Deneuve ve Jane Fonda'ya da sergileyecekti.) Vadim'in "Ve tanrı Kadını Yarattı" filmiyle Bardot, bir günde uluslararası bir üne kavuşacaktı. Ama 40 yaşına az bir süre kala "kendini emekliye" ayıracak ve Saint-Tropez'deki villasına çekilip dünya ile neredeyse tüm ilgisini kesecekti.

Brigitte Bardot, insanlardan uzaklaşmış ve kendisini hayvanlara adamaya başlamıştı. 1976'da kendine ait hayvan koruma vakfını kurdu. Kısa bir süre içinde hayvan hakları konusunda aktif bir tavır sergileyecek olan Brigitte Bardot, özellikle at eti tüketimine karşı yoğun bir kampanya başlatacaktı.



1990'lara kadar ismi hayvan hakları ile anılan Brigitte Bardot, Fransız faşist parti lideri Jean-Marie Le Pen'e olan yakınlığı, müslümanlara ve eşcinsellere karşı olumsuz tavrı ile kısa zamanda insan hakları derneklerinin haklı hedef tahtası haline gelmiştir. Hakkında bir çok dava açılmış ve bir çok kere para cezasına çarptırılmıştır.


Soru : Sizce hayvan hakları ile ilgili harekette bir gelişme var mı? Zayıf noktalar ya da güçlü noktalar sizce nelerdir?

Bardot : Tarihin hiçbir evresinde hayvanlar günümüzde olduğu gibi kitlesel olarak öldürülmedi. Zayıflık hükümetlerimizden geliyor ve ne yazık ki sorumluluklarını gereğince yerine getirip kanunları uygulamıyorlar. Hayvanların ne hakları var ne de korumaları. Geçmişte de bugün de hayvanlar için çabaladım, çabalıyorum. Hala popülerliğimi ve ismimi hayvanlar adına bir değişim yaratabilmek için kullanıyorum.



Soru : Hayvan haklarına desteklemek amacıyla kurduğunuz vakıftan bize söz eder misiniz?

Bardot : Vakfı 1986'da kurdum. Bu vakfı kurabilmek ve yaşatabilmek için sahip olduğum bütün mallarımı, mücevherlerimi St. Tropez'deki villamı, mobilyalarımı, giysilerimi sattım. Ama şimdi bakıyorum da çok doğru bir şey yapmışım. Fransa'da ve tüm dünyada evcil ya da vahşi bütün hayvanları koruyabilmek temel hedefimiz.



Soru : Hayvan hakları ile mücadelenizde kazanımlarınız nelerdir?

Bardot : Hiç kazanımım yok. Ne zaman hayvan hakları ile ilgili bir davayı kazansak sonu hep kayıp oldu. Fok balığı yavrularını korumak için ya da atların öldürülmesini engellemek için açtığımız tüm kampanyalar başarısız oldu. Artık genç biri değilim ve bir ileri iki geri gitmekten bıktım, yoruldum. Ama yine de savaşmaktan vazgeçmeyeceğim.



Soru : Hayvan hakları ile uğraşırken size yönelen saldırılar karşısında ne yapıyorsunuz?

Bardot : Yaşamımı hayvanlara saygı duyulmasına çabalamakla geçirdim. Onlar da bizler kadar yaşama hakkına sahipler. İnsan ırkı ne yazık ki beni hayal kırıklığına uğratıyor. Bu dünyayı para yönetiyor ve bu da her şeyi daha da kötüleştiriyor. Hayvanları yiyen insanların kanserden ya da kolesterolden ölmesine şaşmamalı. Ben buna "yeterince adil" diyorum. Hayvanların yenmesi iğrenç bir şey.



Soru : Bir gün insanoğlunun hayvanları koşulsuz seveceğine inanıyor musunuz?

Bardot : Bence bu hayvanların da insan olduğunu kabul ettiğimizde olacak. Sözlüğe baktığınızda "insancıl" doğruyu yapan, dürüst, yalan söylemeyen, yardımsever olarak tanımlanıyor. Sorarım size kaç insan bu tanımlamaya uyuyor.



Soru : Önümüzdeki günler için ne gibi projeleriniz var?

Bardot : Doğu Avrupa'da yaygınlaşan köpek yarışlarına ve hayvanları tutsak eden barakalara yöneleceğiz.Ayrıca Fransa'da tatile gidenlerin terk ettiği köpeklerle de uğraşacağız. Ne yazık ki Fransa'da insanlar 8 gün tatil yapacağız diye koşulsuz sevmeleri gereken köpeklerini terk etmeyi seçebiliyorlar. Afrika'daki dişleri için öldürülmeye devam edilen filler ile yunuslar da ilgi alanımda.



Soru : Neden hayvan hakları ile uğraşmaya yöneldiniz?

Bardot : Hayvanlar asla beni aldatmadı. Onlar ne yazık ki kolay lokmalar, tıpkı benim sinema kariyerimde olduğu gibi. Yani onlarla kendimi çok özdeş buluyorum. Tek sebep bu.

Brigitte Bardot'dan Sezer'e mektup

Doğa ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞÇEV) Sözcüsü Yasemin Atalay Duru, Fransız aktris ve hayvan hakları savunucusu Brigitte Bardot'nun, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e bir mektup göndererek, Hayvan Hakları Yasası'nın reforme edilmesini istediğini bildirdi.

DOĞÇEV Sözcüsü Duru, Ambassador Otel'de düzenlediği basın toplantısında, geçtiğimiz günlerde Ankara'nın Mamak İlçesi ile Kutludüğün Beldesi'nde köpeklerin öldürüldüğünü hatırlattı.

Konuya ilişkin haberlerin gerek Türk basınında gerekse yabancı basında yer aldığını anlatan
Duru, Fransız aktris ve hayvan hakları savunucusu Brigitte Bardot'nun da haberler üzerine kendileriyle temasa geçtiğini bildirdi. Bardot'nun, Cumhurbaşkanı Sezer'e de bir mektup gönderdiğini belirten Duru, Bardot'nun, mektubu basına duyurmak üzere kendilerine de ilettiğini söyledi.

Duru, hayvanlara yönelik şiddeti protesto etmek üzere 12 Mayıs'ta Ankara Abdi İpekçi Parkı'nda bir etkinlik düzenleyeceklerini kaydetti.

BARDOT'NUN MEKTUBU

Basın toplantısında Brigitte Bardot'nun Cumhurbaşkanı Sezer'e gönderdiği bildirilen mektup da gazetecilere dağıtıldı.

Mektubunda, 6 yıl önce girişimlerinin ardından Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği'nin, başıboş hayvanlarla ilgili bir yasa tasarısının parlamentoya sunulduğunu bildirdiğini ifade eden Bardot, aynı dönemde bu hayvanların kontrolü ve korunması ile ilgili bir genelgenin bütün valilere gönderildiğini duyduğunu dile getirdi.

Bardot, ''Ama maalesef, bugünlerde bana gelen bilgiler, beni yeniden ülkenizde ebediyen yok olduğunu duyduğum bir dehşete düşürüyor'' ifadesini kullandı. Bardot, mektubunda şu görüşlere yer verdi:

''Belediyeler, hayvanları koruma programları düzenlemek bir yana, köpekleri en acımasız şekilde yok ediyorlar; bazıları zehirleniyor, bazıları işkence edilerek yakalanıyor, çukurlara atılıyor ve diri diri gömülüyorlar...

Sayın Cumhurbaşkanı, bu tür aşağılık, ilkel davranışlar bilhassa AB'ye girmeye yönelen bir ülkede kesinlikle tolere edilemez. Türkiye'de yakın zamanda kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu'nun reforme edilmesi mecburi ve acildir. Birçok hukuki boşluk var olmakta ve bu boşluklar Türk hayvan savunucularının görevlerini yerine getirmelerini engellemektedir.

Önümüzdeki 12 Mayıs'ta Ankara'da, benim de desteğimi eksik etmeyeceğim birçok derneğin katılacağı bir gösteri planlanmıştır. Ama en önemlisi sizin de desteğinizi eksik etmemenizdir.''

''GÖRÜNTÜLER YÜREĞİMİ SIZLATTI''

Bardot, mektubunda ''Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi'nde gizli kamerayla çekilen görüntülerde olduğu gibi, Türkiye'de hayvanların sıkıntılarının sonsuz gibi göründüğünü'' kaydetti. Bardot, mektubunda şunları kaydetti:

''Herhangi bir serum hazırlamak için kötü davranılan, bağlanan, yerlerde kesilen atların üzerinde yapılan deneylerin acımasızlığını gördüm... Bu görüntüler yüreğimi sızlattı ve hala öfkeden, umutsuzluktan, güçsüzlükten ağlıyorum.

Size yalvarıyorum Sayın Cumhurbaşkanı, çağrıma ilgisiz kalmayın, ne sağır ne de kör olun ve Türkiye'yi acı çeken varlıklara karşı medeni, insani bir ülke yapmak için harekete geçin.

Bu benim en büyük dileğimdir ve bunun duyulmasını temenni ediyorum. Zira artık kabul edilemezi kabul edemeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı, müdahalenizi bekliyorum ve sonsuz saygıma inanmanızı temenni ediyorum.''

SOPHIA LOREN
http://www.haber3.com/gallery.php?id=547
http://www.sophialoren.org/
http://www.lorenarchives.com/


[img][/img]

Doğum adı Sofia Villani Scicolone
Doğum 20 Eylül 1934
Roma , İtalya
Diğer adları Sofia Lazzaro
Sofia Scicolone
Evlilik Carlo Ponti (1966-2007)
Resmî sitesi Sophia Loren
Akademi Ödülleri
En İyi Aktris
1961 Two Women
BAFTA Ödülleri
En İyi Aktris
1961 Two Women
Altın Küre Ödülleri
Cecil B. DeMille Ödülü





Sofia Villani Scicolone (d. 20 Eylül 1934, Roma), Akademi ödülü sahibi İtalyan sinema oyuncusu.

Piyano öğretmeni olan annesi Romilda Villani ve mühendis babası Riccardo Scicolone'nin evlilik dışı çocuğu olarak Roma'da dünyaya geldi. Napoli yakınlarında Pozzuoli’de büyüdü. Variety Lights (1950), Quo Vadis (1951), ve Aida (1953) gibi filmlerde aldığı önemsiz rollerden sonra, kendinden 22 yaş büyük olan, yönetmen Carlo Ponti ile tanıştı ve 17 Eylül 1957'de evlendi. Ponti ile, Carlo Ponti Jr., ve Edoardo Ponti adlarında iki erkek çocukları oldu.

Sofia Scicolone daha sonraları adını Sophia Loren olarak değiştirdi ve dolgun fiziğini ön plana çıkaran filmlerde oynadı. Hatta Two Nights with Cleopatra ve It's Him, Yes! Yes! fimlerinde üstsüz göründü. Ancak kamera karşısında çıplak olarak oynarken pek de rahat hissetmediğini ifade etti. Oyunculuk yaşamı Vittorio De Sica ve Marcello Mastroianni ile 1954'te tanışmalarından sonra hızla parladı. 1950'lerin sonlarına doğru, Frank Sinatra ve Cary Grant ile başrollerini paylaştığı Boy on a Dolphin ve The Pride and the Passion adlı filmlerle Hollywood'da yıldızı yükselmeye başladı. Cary Grant, yazar Betsy Drake ile birlikte olmasına ve Sophia Loren'in de Carlo Ponti'ye olan sadakatini bilmesine rağmen, Sophia'ya derin bir aşk besliyordu ve evlenme teklifinde dahi bulunmuştu. Loren'in de bu aşka kayıtsız olmadığı biliniyordu.

1961'de Ciociara, La ("Two Women") filmindeki rolüyle Akademi Ödülü aldı. 1960’lı yıllarda, Marilyn Monroe, Brigitte Bardot ve Jane Fonda ile yarışan bir seks sembolü haline geldi. Cary Grant’ın yakın arkadaşı oldu. Daha sonraki yıllarda çevirdiği, The Cassandra Crossing (1976), Una Giornata Particolare (1977) ve Prêt-à-Porter (1994) gibi filmlerle saygınlığını arttırdı. Pekçok filminin yapımcısı, kocası Ponti idi. Çoğu filminde başrolleri Marcello Mastroianni ile paylaştı.

2007'de 72 yaşında Pirelli takvimi için poz vermiştir.





Filmografi
Yıl ********İsim **************************Rol *****************
2004 Too Much Romance*************bilinmiyor
****It's Time for Stuffed Peppers *****bilinmiyor
****Lives of the Saints *************Teresa Innocente
2002 Between Strangers******** *****Olivia
2001 Francesca and Nunziata *********Francesca Montorsi
1997 Soleil ***********************Maman Lévy
1995 Grumpier Old Men **************Maria Sophia Coletta Ragetti
1994 Prêt-à-Porter************ *****Isabella de la Fontaine
1990 Saturday, Sunday and Monday ****Rosa Priore
1988 The Fortunate Pilgrim******* ****Lucia
****Running Away ****************Cesira
1986 Courage********************* Marianna Miraldo
1984 Aurora by Night*************** Aurora
1980 Sophia Loren: Her Own Story Kendisi/Romilda Villani
1979 Firepower *******************Adele Tasca
1978 Brass Target *****************Mara
****Blood Feud ******************Titina Paterno
****Angela**********************Angela Kincaid
1977 A Special Day ****************Antoinette
1976 The Cassandra Crossing *********Jennifer Rispoli Chamberlain
1975 Sex Pot *********************Pupa
1974 Brief Encounter ***************Anna Jesson
****Verdict*********************Teresa Leoni
****The Voyage *****************Adriana de Mauro
1972 Man of La Mancha****** *******Aldonza/Dulcinea
****The Sin*********************Hermana Germana
1971 The Priest's Wife **************Valeria Billi
****Lady Liberty *****************Maddalena Ciarrapico
1970 Sunflower************ ******Giovanna
1968 Ghosts - Italian Style **********Maria Lojacono
1967 More Than a Miracle**** *******Isabella Candeloro
****A Countess from Hong Kong ******Natascha
1966 Arabesque ******************Yasmin Azir
****Judith **********************Judith
1965 Lady L *********************Lady Louise Lendale/Lady L
****Operation Crossbow**** *******Nora
1964 Marriage Italian-Style **********Filumena Marturano
****The Fall of the Roman Empire *****Lucilla
1963 Yesterday, Today and Tomorrow **Adelina Sbaratti/Anna Molteni/Mara
1962 Five Miles to Midnight **********Lisa Macklin
****The Condemned of Altona******* Johanna
****Madame Sans-Gêne ***********Catherine Hubscher aka Madame Sans-Gêne
****Boccaccio '70 ****************Zoe
1961 El Cid **********************Chimene
1960 Two Women *****************Cesira
****A Breath of Scandal*********** Princess Olympia
****The Millionairess **************Epifania Parerga
****It Started in Naples ***********Lucia Curio
****Heller in Pink Tights ***********Angela Rossini
1959 That Kind of a Woman *********Kay
1958 Houseboat****************** Cinzia Zaccardi
****The Black Orchid *************Rose Bianco
****The Key *******************Stella
****Desire Under the Elms *********Anna Cabot
1957 Legend of the Lost*********** Dita
****The Pride and the Passion ******Juana
****Boy on a Dolphin *************Phaedra
1956 Lucky to Be a Woman *********Antonietta Fallari
1955 Scandals in Sorrento **********Donna Sofia
****The River Girl ****************Nives Mongolini
****The Miller's Beautiful Wife ******Carmela
****The Sign of Venus ***********Agnese Tirabassi
1954 Too Bad She's Bad*********** Lina Stroppiani
****Attila********************* Honoria
****The Gold of Naples*********** Sofia
****Poverty and Nobility********** Gemma
****The Anatomy of Love *********The girl
****A Day in Court **************Anna
****Neapolitan Carousel **********Sisina
1953 African Under the Seas *******Barbara Lama
****Aida********************* Aida
****Good Folk's Sunday **********Ines
****Girls Marked Danger **********Elvira
****Two Nights with Cleopatra *****Cleopatra/Nisca
****We Find Ourselves in Arcade ****Marisa
****Pilgrim of Love
****The Country of Campanelli
1952 The Favorite Leonora
****I Dream of Zorro ************Conchita
****And Arrived the Accordatore ***Amica di Giulietta
1951 Anna ********************Gece klubü çalışanı
****It's Him!... Yes! Yes! *********Odalisca
****Quo Vadis ****************Lygia'nın kölesi
****Magician for Force **********Gelin
****Milan Billionaire************* Extra
****Owner of the Vapor *********Ballerinetta
****White Leprosy************* Limandaki kız
1950 Hearts at Sea
****I Devote, Thee
****A Certain Amount of Tarzan
****You Are Mogli of Barbablu ****Kaçırılan kız
****I am the Capataz **********Yönetmenin sekreteri

DEMI MOORE

(11 Kasım 1962), Amerikalı sinema oyuncusu


Hayatı
Asıl adı Demetria Guynes olan Demi Moore 11 Kasım 1962'de dünyaya geldi. Babası daha o doğmadan annesi Victoria'yı terketti ve bu durum da Demi'nin çocukluğunun yalnızlık içinde geçmesine neden oldu. Bunun yanında üveybabası sık sık iş değiştiriyordu ve bu yüzden de yaklaşık 40 kez taşınmak zorunda kaldılar. Sonunda üvey babası Guyes intihar etti.

Demi 16 yaşında okulu bırakıp poster kızı olarak çalışmaya başladı. 18 yaşında rock müzisyeni Freddy Moore ile evlendi. Bu evlilik dört yıl sürdü. 19 yaşında "General Hospital" adlı bir soap opera dizide sürekli çalışmaya başladı. İlk maaşıyla kutlama partileri yapan ve kokaine başlayan Demi Moore, üç yıl kadar sürdürdüğü bu dönemde bir gün sete uyuşturucu almış bir şekilde gelince yönetmen Joel Schumacher tarafından kovuldu.

Tedavi görüp bir hafta sonra sete döndü ve bir daha uyuşturucu almayacağına yemin etti.

Hamileyken Vanity Fair'e çıplak poz vermesi gibi herkesin ilgisini çekecek gösteriler yapmasıyla şöhrete ulaştı. "Hayalet/Ghost"un (1990) büyük ticari başarısından ve "Ahlaksız Teklif/Indecent Proposal" (1993), "Taciz/Disclosure" (1994) gibi tartışmalı filmlerden sonra artık o Hollywood'un en çok aranan ve en pahalı aktrislerinden biri oldu.

1996'da People dergisi tarafından dünyadaki en güzel 50 kişiden biri seçilen Demi Moore, Bruce Willis ile evlendi. Bu evlilik Haziran 1998'de sona erdi. 2005'te kendisinden 16 yaş küçük olan Ashton Kutcher'la evlendi. Bu evlilik ünlüler arasında oldukça tartışıldi. Demi Moore 2006 yılında eskiden kendisinin nişanlısı olan Emilio Estevezin yazıp yönettiği Bobby isimli dramatik filmde Virgina Fallonu canlandırdı. Filmde kocası Ashton Kutcher de oynuyordu. Demi Moore şu an günlerini kocasıyla beraber Los Angeles'taki evlerinde geçiriyor.


Filmografi
*Yıl *****************İsim*************************Rol*********Not
1981 It's Not A Rumor - The Nu Kats*************** Rock Temptress **MTV Video
1982 Choices********************************** Corri
1982 Young Doctors in Love ***********************Yeni İntörn*******ismi geçmiyor
****Parasite **********************************Patricia Welles
1984 No Small Affair***************************** Laura Victor
****Blame It on Rio *****************************Nicole 'Nikki' Hollis
1985 St. Elmo's Fire *****************************Jules
1986 Wisdom **********************************Karen Simmons
****One Crazy Summer************************** Cassandra Eldridge
****About Last Night...************************** Debbie
1988 The Seventh Sign **************************Abby Quinn
1989 We're No Angels ****************************Molly
1990 Ghost ***********************************Molly Jensen
1991 The Butcher's Wife *************************Marina Lemke
*****Mortal Thoughts **************************Cynthia Kellogg
*****Nothing But Trouble ***********************Diane Lightson
1992 A Few Good Men **************************Albay JoAnne Galloway
1993 Indecent Proposal************************* Diana Murphy
1994 Disclosure *******************************Meredith Johnson
1995 Now and Then ****************************yaşlı Samantha
****The Scarlet Letter *************************Hester Prynne
1996 Beavis and Butt-Head Do America **************Dallas Grimes (ses)
****Striptease *******************************Erin Grant
****The Hunchback of Notre Dame ****************Esmeralda (ses)
****The Juror *******************************Annie Laird
1997 Deconstructing Harry **********************Helen/Harry' nin karakteri
****G.I. Jane *******************************Teğmen Jordan O'Neil
2000 Passion of Mind **************************Martha Marie/'Marty' Talridge
2002 The Hunchback of Notre Dame II************** Esmerelda (ses)
2003 Charlie's Angels: Full Throttle ****************Madison Lee
2006 Bobby********************************* Virginia Fallon
****Half Light ******************************Rachel Carlson
2007 Mr. Brooks***************************** Dedektif Tracy Atwood
2007 The Insider *****************************Kendisi


İlginç Bilgiler
İlk çocuğunun doğumunu çekmeleri için üç kameraman tuttu. Çok sayıda oyuncak bebek topluyor. Günün birinde bir sergi açmayı planlıyor. 1991 yılında hamileyken Vanity Fair dergisine çıplak poz verince bir kesimin tepkisini çekti. "Striptease" filminde oynamak için çok şişman olduğu yönündeki söylentileri yalanlamak için David Letterman şovunda canlı yayında striptiz yaptı.

ANN MARGRET

http://www.fanpix.net/gallery/ann-margret-pictures.htm
http://www.ann-margret.com/
http://www.ann-margret.com/bio.htm
[img][/img]


[img][/img]

[img][/img]

Ann-Margret in 1988
Born Ann-Margret Olsson
April 28, 1941 ( 1941-04-28 ) (age 67)
Valsjöbyn, Jämtlands Iän, Sweden
Occupation actress, singer
Years active 1961 - present
Spouse(s) Roger Smith (1967-)

Ann-Margret was born Ann-Margret Olsson in Valsjöbyn, Jämtlands Iän, Sweden, the daughter of Anna (née Aronsson) and Gustav Olsson, a native of Örnsköldsvik. She was born in a small town "of lumberjacks and farmers high up near the Arctic Circle". Her father worked in the United States during his youth and immigrated back in 1942, working with the Johnson Electrical Company, while his wife and daughter stayed behind.

Ann-Margret and her mother moved to the United States in November 1946, and her father took her to Radio City Music Hall on the day they arrived. They settled just outside of Chicago in Wilmette, Illinois. She became a naturalized citizen of the United States in 1949. She took her first dance lessons at the Marjorie Young School of Dance, and showed natural ability from the start, easily mimicking all the steps. Her parents were supportive and her mother handmade all her costumes. Mrs. Olsson worked as a funeral parlour receptionist after her husband suffered a severe injury on his job.While a teenager, Ann-Margret appeared on the Morris B. Sachs Amateur Hour, Don McNeill's Breakfast Club and Ted Mack's Amateur Hour.

Through high school, she continued to star in theatricals and she attended Northwestern University, where she was a member of the sorority Kappa Alpha Theta but did not graduate. As part of a group known as the "Suttletones," they performed at the Mist, a Chicago nightclub, and went to Las Vegas for a promised club date which fell through after they arrived. They plugged ahead to Los Angeles and, through agent Georgia Lund, secured club dates in Newport Beach and Reno, where Ann-Margret had a chance encounter with Marilyn Monroe, who was on location for The Misfits. Monroe noticed the striking girl in a crowd of onlookers, then chatted privately with her, offering her encouragement.

The group finally arrived at The Dunes in Las Vegas, which also headlined Tony Bennett and Al Hirt at that time. George Burns heard of her performance and she auditioned for his annual holiday show, in which she and Burns did a soft-shoe routine. Variety proclaimed, "George Burns has a gold mine in Ann-Margret...she has a definite style of her own, which can easily guide her to star status".She has been married to Roger Smith since 8 May 1967.
http://en.wikipedia.org/wiki/Ann-Margret

JULIE ANDREWS
http://www.julieandrewscollection.com/sitev2/
http://www.julieandrewsonline.com/

[img][/img]
Julie Andrews in 2003
Born Julia Elizabeth Wells
1 October 1935 (1935-10-01) (age 73)
Walton-on-Thames, Surrey, United Kingdom
Occupation Actress, singer, author
Years active 1945–present
Spouse(s) Tony Walton (1959–1967)
Blake Edwards (1969 - present)

Dame Julie Elizabeth Andrews, DBE ( born Julia Elizabeth Wells on 1 October 1935 ) is an award-winning British actress, singer, author and icon. She is the recipient of Golden Globe, Emmy, Grammy, BAFTA, People's Choice Award, Theatre World Award, Screen Actors Guild and Academy Award honours. Andrews was a former British child actress and singer who first came to Broadway in 1954 with The Boy Friend, and rose to prominence starring in other musicals such as My Fair Lady and Camelot, and in musical films such as Mary Poppins (1964) The Sound of Music (1965) and Victor/Victoria (1981).

Andrews had a major revival of her film career in the 2000s, in family films such as, The Princess Diaries (2001), its sequel The Princess Diaries 2 : Royal Engagement (2004), and the Shrek animated films (2004-2007). In 2005 Andrews revisited her first Broadway success, this time as a stage director, with a revival of The Boy Friend at a theatre in Connecticut.

Andrews is also an author of children's books, and in 2008 she published an autobiography, Home: A Memoir of My Early Years.


Biography

Early life

Andrews was born Julia Elizabeth Wells (pen name Julie Andrews Edwards) on 1 October 1935 in Walton-on-Thames, Surrey, United Kingdom. Her mother Barbara Wells (née Morris), was married to Edward C. "Ted" Wells, a teacher of metal and woodworking, but Julie was conceived as a result of an affair her mother had with a family friend.

With the outbreak of World War II, Barbara and Ted Wells went their separate ways. Ted Wells assisted with evacuating Surrey of children during the Blitz, while Barbara joined Ted Andrews in entertaining the troops through the good offices of the Entertainments National Service Association (ENSA). Barbara and Ted Wells were soon divorced; they both remarried - Barbara to Ted Andrews in 1939, and Ted Wells to a former hairstylist working a lathe at a war factory that employed them both in Hinchley Wood, Surrey.

Julia Wells lived briefly with her father and her brother John Wells in Surrey. About 1940, her father sent her to live with her mother and stepfather, who (her father felt) would be better able to provide for his talented daughter's artistic training. While her mother wanted Julia to call Ted Andrews "Uncle Ted", she determined to refer to her stepfather as "Pop", while her father remained "Dad" or "Daddy" to her. Julia Wells's surname was legally changed to Andrews around this time.

The Andrews family was "very poor and we lived in a bad slum area of London", Andrews said, adding, "That was a very black period in my life." In addition, according to Andrews's 2008 memoir, her mother and stepfather were alcoholics. Ted physically abused Julie's brother and twice, while drunk, made advances on his stepdaughter, resulting in Julie putting a lock on her door. But as the stage career of Ted and Barbara Andrews improved, they were able to afford to move to better surroundings, first to Beckenham, and then, as the war ended, back to Andrews' home town of Walton-on-Thames. The Andrews took up residence at The Old Meuse, a house where Andrews' maternal grandmother happened to have served as a maid.

Andrews' father sponsored lessons for his daughter, first at the Cone-Ripman School, an independent arts educational school in London, then with the famous concert soprano and voice instructor Madame Lilian Stiles-Allen. "She had an enormous influence on me", Andrews said of Mme Stiles-Allen, adding, "She was my third mother -- I've got more mothers and fathers than anyone in the world." Andrews developed a strong voice and perfect pitch. After Cone-Ripman School, Andrews continued her academic education at the nearby Woodbrook School, a local state school in Beckenham.

Andrews performed spontaneously and unbilled on stage with her parents for about two years beginning in 1945. "Then came the day when I was told I must go to bed in the afternoon because I was going to be allowed to sing with Mummy and Pop in the evening", Andrews explained. She would stand on a beer crate to reach the microphone and sing while her mother played piano, sometimes a solo or as a duet with her stepfather. "It must have been ghastly, but it seemed to go down all right." Her performances, even at the age of 12, were testament to her extraordinary talent.

Andrews got her big break when her stepfather introduced her to Val Parnell, whose Moss Empires controlled prominent venues in London. Andrews made her professional solo debut at the London Hippodrome singing the difficult "Je Suis Titania" aria from Mignon as part of a musical revue called "Starlight Roof" on 22 October 1947. She played the Hippodrome for one year. See List of former child actors.

On 1 November 1948, Andrews became the youngest solo performer ever to be seen in a Royal Command Variety Performance, at the London Palladium, where she performed along with Danny Kaye, the Nicholas Brothers, and the comedy team George and Bert Bernard for members of King George VI's family.

Andrews followed her parents into radio and television. She reportedly made her television debut on the BBC program RadiOlympia Showtime on 8 October 1949. She garnered considerable fame throughout the United Kingdom for her work on the BBC radio show "Educating Archie", which she played from 1950 to 1952.

At the age of 14, in 1950, Andrews was asked to sing at a party, and it was then that she learned that Ted Wells was not her father.

Andrews appeared on West End Theatre at the London Casino, where she played one year each as Princess Balroulbadour in Aladdin and the egg in Humpty Dumpty. She also appeared on provincial stages across United Kingdom in Jack and the Beanstalk and Little Red Riding Hood, as well as starring as the lead role in Cinderella.

*****


Kendine ihanet etmiş bir Tanrıça: JULIE ANDREWS

(AKŞAM , 10 Aralık 2004)



Julia Elizabeth Wells... Vodvil sanatçısı anne ve üvey babanın muhteşem sesli kızı. Yalan değil, sesiyle bardak çatlattığı söyleniyor. Amerikalı duruşu yanıltmasın, zarif bir İngiliz... Daha 12 yaşında Lonra'da müzikallerde sahne tozu yutmaya başlamış. 1954'te Broadway'e They Boy Friend adlı müzikalle düşmüş. Ama gazetelerin bir yıldız doğuyor diye yazmaya başlamaları bir Lerner&Loewe müzikali My Fair Lady'deki Eliza Doolittle rolüyle başlıyor. Yıllarca süren bir büyük başarı ve o artık bir yıldız. Gelgelelim 1964 yılında My Fair Lady'nin sinema versiyonunu yapacak olan Warner Bros, Eliza rolünü anlaşılmaz bir biçimde Audrey Hepburn'e verecek. Ancak burası Amerika'dır, rekabet her zaman ön planda. Walt Disney'in Marry Poppins adlı filmi Julie Andrews'a en iyi kadın oyuncu Oscar'ı kazandıracak, o da o kısa teşekkür seromonisinde Jack Warner'a teşekkürlerini sunmayı ihmal etmeyecektir.

PATLAMA ZAMANI: NEŞELİ GÜNLER

Bizde Neşeli Günler adıyla bilinen ve artık Julie Andrews'ı Julie Andrews yapan film. Sinema tarihinin en çok kar getiren müzikali Robert Wise'ın The Sound of Music'i bugün birkaç kuşağı birden etkilemiş bir başyapıt, giderek bir fenomen. Technicolor tekniğiyle kaydedilmiş, iki saat yirmi beş dakikayı bulan uzunluğuyla herkeste müzikal aşkı uyandırmış bir film. Bu aşk, film stüdyoları için para aşkıyla birleşince müzikal furyasının başlaması kaçınılmazdı. Arkası kesilmedi; Sweet Charity, Camelot, Paint Your Wagon ve hatta Robert Wise'ın yine Julie Andrews ile birlikte çektiği Star... Hiçbiri Neşeli Günler'in ulaştığı başarının tek tek dörtte birine bile ulaşmadı.

Çok iyi iş yapan bu gösterişli ve önemli filmler, hemen her oyuncunun karşılaşacağı bir sıkıntıyı beraberinde getirdi. Hem aynı kahramanı, hep aynı rolü oynamak durumunda olmak. O ailenizin kızı, bakire ve rahibe, muhafazakar Amerikan ailesinin yetiştirmek isteyeceği ideal genç kızdı. Julie Andrews, tehlikeyi gördü ve farklı rolleri tercih etmeye başladı. Arthur Hiller filmi The Americanization of Emily, Alfred Hitch-cock'un tartışmalı Anti-Komünist filmi The Torn Curtain / Esrar Perdesi... Sonuç, izleyici açısından umutsuzdu. Julie Andrews kutsal bakireydi ve bunu silmesi hiç kolay olmadı.

HUYSUZ İHTİYAR: BLAKE EDWARDS

Julie Andrews, 1969 yılında, İngiliz Sineması'nın gelmiş geçmiş en iyi komedi filmlerini imzalayan bir usta yönetmenle, Blake Edwars ile evlendi. Onun birkaç filminde gözüküp sinemaya beş yıl ara verdi. Dönüşü muhteşem bir filmle ve yine bir Blake Edwards yapımıyla oldu: Ten /10... Orta yaş bunalımına giren Blake Edwards, kişisel problemlerini beyazperdeye en başarılı biçimde yansıtan yönetmen olduğunu bu filmle kanıtlamakla kalmıyor, dünya medyasına Bo Derek gibi bir seks sembolünü hediye ediyordu. Film daha çok Dudley Moore ve Bo Derek üstüne kurulu olsa da Julie Andrews, dönüş filmi olması dolayısıyla ilgi gördü.

Andrews, Neşeli Günler imajını öldürmeye kararlıydı. S.O.B. / O'nun Çocuğu adlı filmde birkaç saniyeliğine göğüslerini açtı. Ardından Blake Edwards'ın Victoria Victoria'sında 1930 Paris'inde ilgi görmek için travesti olan bir kadın şarkıcıyı canlandırdı. Ortalarda 'Marry Poppins bir alkolik' yazılı rozetlerle dolaştı. Ve sonunda imajını yıktı. Bugün Internette Julie Andrews yazdığınızda karşınıza bir porno yıldızı: Julie Andrews kayıtlı bir site gelirse isim benzerliği sanmayın. Fırsatçılar ve muhteşem feykçilerin hazırladığı bu tip siteler Andrews'un imaj yıkma çabasını yaya bırakır biçimde çalışıyor.

ACEMİ BÜYÜKANNE

Bir zamanların My Fair Lady'si, ülkemizde Acemi Prenses adıyla gösterilen Princess Diaries adlı (ikincisi bugün gösterime giriyor) iki filmde büyükanne rolleri üstlendi. San Francisco'da kolejde okurken Genovia adlı bir ülkenin prensesi olduğunu öğrenen Anna Hattaway'in kraliçe olan büyükannesiydi. Büyükannelik, 70 yaşında hala zarif ve güzel kalabilmeyi başarabilmiş bir aktrisin kendine ihaneti olarak yorumlanabilir ancak! Gönüllerde ölümsüzlüğünü çoktan ilan etmiş bir Tanrıça'nın zararsız ihaneti.... ( B.B )